Ana içeriğe atla

Salgın ve risk devam ederken çalışanlara yönelik tedbirler konusunda ayrımcılık yapmayınız!

 

Amaç COVID-19 salgınının ülkemizdeki yayılımını en aza indirmek ise neden sadece 3 milyon memura yönelik tedbir alınıyor da 17 milyon işçiye ve sağlık çalışanına yönelik düzenleme yok.

Yoksa ‘salgını fırsata dönüştürmek’ için mi işçiler devre dışı bırakıldı?

“COVID-19 salgınının ülkemizde yayılımının en aza indirilmesi amacıyla’’ yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Genelgesinde kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlara uzaktan çalışma, dönüşümlü çalışma gibi esnek çalışma uygulanacağı ayrıca hamile çalışanlar, süt izni kullananlar ile engelli çalışanlar, 60 yaş ve üzerinde olanlar, kronik hastalığı bulunanlar ile 10 yaş ve altı çocuğu olan kadın çalışanların idari izinli sayılacağı belirtilmiştir. Oysa aynı konumdaki özel sektörde fabrikalarda, atölyelerde, şantiyelerde, üretim alanlarında çalışan işçiler için tedbirler konusunda genelgede herhangi bir karar alınmamıştır. Ayrıca sağlık çalışanları bu genelgede hariç tutulmuştur.

Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu’nun virüsün bulaşıcılığı konusunda kamu çalışanları ile özel sektörde çalışanlar arasında ayrım yaptığına dair bilimsel dayanağı olan bir açıklaması bulunmadığına göre salgın ve buna bağlı olarak risk devam ederken çalışanlara yönelik tedbirler konusunda neden ayrımcılık yapılmaktadır.

14.04.2021 tarihli Resmi Gazete ’de “COVID-19 Kapsamında Kamu Çalışanlarına Yönelik Tedbirler ile ilgili 2021/8 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi” yayımlandı.

Genelgede özetle;

-        Çalıştırılma biçimine bakılmaksızın kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlara uzaktan çalışma, dönüşümlü çalışma gibi esnek çalışma uygulanacağı ve buna dair usul ve esasları üst yöneticiler tarafından belirleneceği bildirilmektedir. Bu kapsamda dönüşümlü çalışanlar fiilen göreve gelmedikleri süre zarfında idari izinli sayılacak, mali ve sosyal hak ve yardımları ile diğer özlük hakları saklı kalacaktır.

Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlardan,

-        MİT Başkanlığı hariç, gebeliğin yirmi dördüncü haftasından otuz ikinci haftasına kadar olan süre içerisinde hamile çalışanlar, süt izni kullananlar ile engelli çalışanlar,

-        Sağlık Bakanlığı ve MİT Başkanlığı hariç, 60 yaş ve üzerinde olanlar (yönetici pozisyonlarındakiler hariç) Sağlık Bakanlığının belirlediği kronik hastalığı bulunanlar ile 10 yaş ve altı çocuğu olan kadın çalışanlar, idari izinli sayılacaktır.

-        Kamu kurum kuruluşlarının günlük çalışma başlama ve bitme saatleri, merkezde Cumhurbaşkanlığı, üst yöneticiler bakanlıklar, illerde valiler tarafından 10.00- 16.00 olarak belirlenecektir.

-        Ulusal ve uluslararası düzeyde kapalı alanlarda düzenlenecek her türlü toplantı veya aktivitenin gerekli güvenlik önlemleri alınmak suretiyle video/tele konferans gibi sesli görüntülü iletişim sistemleri vasıtasıyla uzaktan yapılmasına özen gösterilecektir.

-         Kamu kurum ve kuruluşlarınca bu süreçte tüm personelin maske kullanması, çalışma mekanları, yemekhane, servisler ve sosyal alanlarda gerekli mesafenin ayarlanması, bu mahaller ile kamuda kullanılan araçlarda dezenfekte işleminin yapılması gibi gerekli tedbirler devam ettirilecektir.

Salgın ve risk devam ederken çalışanlara yönelik tedbirler konusunda ayrımcılık yapmayınız!

Sosyal Güvenlik Kurumu 2021 Ocak aylık sigortalı istatistiklerine göre 17,358,140 4/a (işçi), 3,040,096 4/b (kendi nam ve hesabına çalışanlar) 3,149,370 4/c (kamu çalışanı/memur) çalışan bulunmaktadır.

‘’Covid-19 salgınının ülkemizde yayılımının en aza indirilmesi amacıyla’’ yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlar için çalışma yaşamına/koşullarına dair tedbirler alınırken özel sektörde fabrikalarda, atölyelerde, şantiyelerde, üretim alanlarında çalışanlara yönelik tedbirler konusunda herhangi bir karar alınmamıştır.

Ayrımcılık sadece kamu çalışanları ile özel sektörde olmamış aynı zamanda kamu çalışanları arasında da sağlık çalışanları ayrı tutularak ayrımcılık yapılmıştır.

SON SÖZ

AKP iktidarının ekonomik gerekçelerle epidemiyolojinin yol göstericiliğinden yoksun bir şekilde erkenden, aceleci, kontrolsüz olarak açılma süreci başlatması, pandemi ile mücadelenin bireysel sorumluluğa bırakılması ve sorumsuzca ‘lebaleb’ yapılan AKP kongreleri sonucunda salgın kontrol edilemez bir noktaya doğru ilerlemektedir. Tüm çalışanların çalışma koşulları giderek zorlaşmakta, sağlık ve yaşam hakları konusunda ciddi sorunlar yaşanmaktadır.

Çalışanların sağlık ve güvenliğini sağlayacak tedbirlerin uygulanmasını izlemenin yanı sıra çalışma hayatındaki mevcut ve muhtemel meselelerin çözüm yollarını araştırmak ve çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları koruyucu ve çalışmaya destekleyici tedbirleri almak Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın görevleri arasındadır. Ancak Bakan sadece twitt atarak sorunları çözdüğünü zannetmektedir. Resmi Gazete ‘de yayımlanan genelge ile alınacak tedbirlerde işçilerin hariç tutulması konusunda Bakanın hiç sesi çıkmamaktadır.

COVID-19 kapsamında sadece kamu çalışanlarına değil tüm çalışanlara yönelik tedbir alınmalıdır.

Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu’nun virüsün bulaşıcılığı konusunda kamu çalışanları ile özel sektörde çalışanlar arasında ayrım yaptığına dair bilimsel dayanağı olan bir açıklaması bulunmamaktadır.

Salgın tüm çalışanları etkilemektedir. Çalışanlar arasında böyle bir ayrımcılık salgınla mücadeleye ve topluma zarar vermektedir. Salgınla mücadelenin dayanışma içinde, kimseyi geride bırakmadan, çalışanları korumaya özen göstererek, bütünlüklü ve organize bir şekilde sürdürülmesi gerekmektedir. 

 

                      Dr. Ergün DEMİR                                                     Dr. Güray KILIÇ

 

Kaynak;

14.04.2021 tarihli Resmi Gazete ’de COVID-19 Kapsamında Kamu Çalışanlarına Yönelik Tedbirler ile ilgili 2021/8 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/04/20210414-5.pdf

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EMEKLİLERE MAAŞ ve İKRAMİYE ARTIŞI İÇİN SGK BÜTÇESİNDE YETERLİ KAYNAK VARMIŞ!

  Artık yeter! 15 Milyon 207 Bin 787 emekli ve hak sahibini oyalamaktan vazgeçin. Milyonlarca emekli ve hak sahibi asgari ücretin çok altında aylık ve gelir ile yaşamını sürdürmek zorunda; öte yandan düşük gelir nedeniyle emeklilerin neredeyse yarısı ya çalışmakta ya da iş aramakta. Aylardır emekli maaş ve ikramiyesine artış yapmamak için Sosyal Güvenlik Kurumu bütçesinin yetersizliği ve mali disiplininin korunmasını öne sürülmekte; Kasım-Aralık ayı olmadı, yeni yıl başında artış yapacağız diyerek milyonlarca emekli oyalanmaya çalışılmaktadır. Oysa SGK 2022 Yılı Sayıştay Denetim Raporuna göre emekli aylıklarını ve sağlık giderlerini karşılayan Sosyal Güvenlik Kurumu’nun gelirleri giderlerini karşılamakta hatta fazla vermektedir. SGK neyi gizlemeye çalışıyor?  Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, 2022 Yılı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu nda 2022 yılı bütçesi ve gelir – gider tablosu  sonuçlarına göre, 2022 yılı bütçe gideri toplamı 1.032.718.600.200,39 TL’dir. Net bütçe geliri ise

Binlerce aile huzursuz ve tedirgin!

  Bakıma ihtiyacı olan ağır engellilerin evde bakım yardımının durdurulması ve sonlandırılması mı söz konusu? 569 bin ağır engelliye ailenin gelirine göre yapılan evde bakım yardımının, çalışan maaşlarına yapılan son zamlar ile gelirin görece artmış olması ve evde bakım yardımı yönetmeliğinde yapılan değişik ile durdurulacağı korkusu aileleri huzursuz hale getirdi. Evde Bakım Yardımı 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunun ek 7'nci maddesi uyarınca Engelli Sağlık Kurulu Raporunda tam bağımlı/ağır engelli ibaresi olan ve hanede kişi başına düşen geliri net asgari ücretin 2/3’ünün altında bulunan engelli bireylerin evde bakımlarının sağlanması için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca Evde Bakım Yardımı yapılmaktadır. Faydalanıcı sayısı ve nakdi yardım tutarı Evde bakım yardımı uygulaması 2006 yılında başlatılmış olup, 2023 yılı Ocak-Temmuz dönemi için tam bağımlı durumdaki engellisine evde bakmak isteyen ailelere aylık 4.336 TL nakdi yardım yapılmaktadır. 2023 yılı Nisan

İlaç tedarikinde kriz kapıda!

  Multipl Skleroz hastaları, Sosyal Güvenlik Kurumu ile ilaç firmaları arasındaki gerilim nedeniyle mağdur edilmemeli, duyguları sömürülmemelidir. Roche firması kamuoyuna yaptığı bir açıklama ile ruhsat sahibi oldukları ve 2018 yılından beri Türkiye’de bir grup Multipl Skleroz (MS) hastasında kullanılan Ocrevus isimli ilacının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafında ‘pasiflendiğini’ ve bu durumun MS hastalarının tedavisinde aksamaya yol açacağını bildirerek SGK’yı bu girişiminden vaz geçirmek üzere kamuoyunu tepki vermeye davet etmiştir. SGK ise MS hastalarının ilaca erişim konusundaki kaygılarını giderecek bir açıklamayı henüz yapmamıştır. Türkiye’nin en kritik seçimlerinde bile maalesef gündem olamayan sağlık ve tıbbi hizmetler ancak vatandaşın canı yandığı zaman tartışılabilmektedir. Sağlık alanında sorunlar seçim döneminde de tüm ağırlığıyla süregeldi. Ancak vatandaşların bazı ilaçlara erişememesi, birçok kamu hastanesinde tıbbi malzeme eksikliği nedeniyle ameliyatların yapılama