Ana içeriğe atla

Bakan Selçuk’u hayatını kaybeden meslektaşlarımızın ailelerinden özür dilemeye ve istifa etmeye çağırıyoruz.

 

Bakan Zehra Zümrüt Selçuk’u Covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden meslektaşlarımızın ailelerinden özür dilemeye ve istifa etmeye çağırıyoruz.

Memur konfederasyonları ile yapılan kamu personeli danışma kurulu toplantısında Covid-19’un meslek hastalığı kabul edilmesi talebine karşı Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Selçuk “İlliyet bağı kurulanların meslek hastalığı sayıldığını, evde hastalananlar var, meslek hastalığını nasıl kabul edelim” ifadesini kullanmıştır.

Oysa Covid-19 salgınında olağandışı yeni bir döneme girildi. Haritadaki illerin neredeyse tamamı yüksek risk grubuna girerek kıpkırmızı oldular. Pozitif vaka sayısı ve buna bağlı olarak günlük ölüm sayıları artarken, salgına karşı en ön safta bir ekip olarak mücadele eden yüzlerce sağlık çalışanı Covid-19 nedeniyle hastalanmaya ve hayatlarını kaybetmeye devam etmekteler.

Bakan Selçuk’a tekrar hatırlatırız ki, kamu- özel tüm sağlık kurum ve kuruluşlarında; özellikle acillerde, yoğun bakımlarda, poliklinik ve servislerde, eczanelerde, aile hekimliği merkezlerinde ,112 acil yardım istasyonlarında, halk sağlığı ve ilçe sağlık müdürlükleri ile filyasyon ekiplerinde görev yapan tüm sağlık çalışanları Covid-19 virüsünü deri koltuklarında ve evlerinde otururken kapmadılar. Salgında en ön saflarda mücadele ettikleri için kaptılar ve hayatlarını kaybettiler.

Covid-19 pandemisinde sigortalı kapsam bakımından birçok meslek grubu etkilenmiş olmakla birlikte en fazla etkilenen hekimler ve sağlık çalışanları olmuştur. An itibarıyla yaklaşık 200 bin sağlık çalışanının hastalandığı ve bunlardan 395 hekim ve sağlık çalışanı yaşamını yitirdiği bilinmektedir.

Salgına karşı hayatlarını ortaya koyarak mücadele eden hekim ve sağlık çalışanlarının Covid-19’un meslek hastalığı sayılması konusundaki talebine, salgının başında beri ortalıkta görünmeyen, kendi görev ve sorumluluk alandaki sorunları da Sağlık Bakanı’nın üzerine yıkan Bakan Selçuk’un son açıklaması Covid-19 ile mücadelede hayatını kaybeden tüm çalışanlarının ailelerini kırmış ve incitmiştir.

Kamu personeli danışma kurulu toplantısında Bakan Zehra Zümrüt Selçuk’tan skandal açıklama.

30.03.2021 tarihinde yapılan kamu personeli danışma kurulu (KPDK) toplantısına Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, bakanlık bürokratları ile memur konfederasyonlarının (Memur Sen, Türkiye Kamu Sen ve KESK) yöneticileri katılmıştır. Toplantı gündemi ve kamu emekçilerinin talepleri üzerine KESK Mali Sekreteri Elif Çuhadar salgın nedeniyle Covid-19’un sağlık çalışanları için illiyet bağı aranmadan meslek hastalığı, kamu emekçileri için ise iş kazası sayılmasının emekçiler için önemli olduğunu belirterek talebin kabul edilmesini istedi. Bakan Selçuk ise “illiyet bağı” kurulan her talebin kabul edildiğini, yürürlükte olan kanun hükümlerinin meslek hastalığı tanımı için yeterli olduğunu belirterek Covid-19’un meslek hastalığı kabul edilmesi talebini, "Evde hastalananlar var, meslek hastalığını nasıl kabul edelim” diyerek yanıtladı.

Salgına karşı hayatlarını ortaya koyarak mücadele eden hekim ve sağlık çalışanlarının Covid-19’un meslek hastalığı sayılması konusundaki talebine / itirazına Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu Covid-19 hastalığının meslek hastalığı olduğuna karar vererek yanıtlamıştır. Sıra Bakanlığa bağlı Sosyal Güvenlik Kurumundadır.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın görevleri arasında “Çalışma hayatındaki mevcut ve muhtemel meseleleri ve çözüm yollarını araştırmak, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları koruyucu ve çalışmayı destekleyici tedbirleri almak” yer almaktadır.

Sorunun çözümü için bir adım atması gerekirken Bakan, “illiyet bağı” diyerek sürecin çözümü için mahkeme kapısını göstermektedir.

Bir ölümün meslek hastalığı sonucu olduğunun tespiti, yıllar süren bir inceleme, soruşturma ve yargılama sonrası yapılabilmektedir. Bu inceleme bitinceye kadar bir gelir bağlanması söz konusu olamaz. İnceleme sonucu illiyet bağı kurulamazsa, herhangi bir gelir bağlanması da mümkün değildir.

Sayın Zehra Zümrüt Selçuk, sağlık çalışanlarının Covid-19 hastalığı/hastaları ile yoğun ilişkisinin varlığı ayrıca bir illiyet bağının sorgulanmasını gerektirmeyecek kadar belirgindir. Covid-19 nedeniyle hastalanan ve hayatlarını kaybeden çalışanların meslek hastalığı sigortasından ve vazife malullüğünden doğan haklardan yararlanmalarını engellemekten vazgeçiniz.

SON SÖZ

Bakan Selçuk’a hatırlatırız ki; biz, topluma adanmış bir mesleğin onurlu üyeleri olarak emeğimizle, bilgimizle, uzun yıllar süren eğitim ve mesleki deneyimlerimize dayanan birikimimizle insanlara hizmet için çalışıyoruz.

Biz, yıllar içinde, hekimlere ve sağlık çalışanlarına hakaret eden, aşağılamak isteyen sağlık yöneticilerini, kasaba siyasetçilerini gördük. Hepsi gitti, biz kaldık; mesleğimiz ve meslek onurumuz kaldı. Güçsüzlerin gücü, çaresizlerin çaresi olmak, ölümle ve hastalıklarla mücadele etmek, sağlık ve şifa dağıtmak için, hastalanan ve kaybettiğimiz arkadaşlarımızın haklarından asla taviz vermeyeceğiz.

Covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden meslektaşımızın eşinin Bakana yazdığı “size hakkımızı helal etmiyorum” cümlesini tekrar hatırlatarak, Bakan Selçuk’u Covid-19 nedeniyle hayatlarını kaybeden hekim ve sağlık çalışanlarının ailelerinden özür dilemeye ve istifa etmeye çağırıyoruz.

 

                           Dr. Ergün DEMİR                               Dr. Güray KILIÇ

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EMEKLİLERE MAAŞ ve İKRAMİYE ARTIŞI İÇİN SGK BÜTÇESİNDE YETERLİ KAYNAK VARMIŞ!

  Artık yeter! 15 Milyon 207 Bin 787 emekli ve hak sahibini oyalamaktan vazgeçin. Milyonlarca emekli ve hak sahibi asgari ücretin çok altında aylık ve gelir ile yaşamını sürdürmek zorunda; öte yandan düşük gelir nedeniyle emeklilerin neredeyse yarısı ya çalışmakta ya da iş aramakta. Aylardır emekli maaş ve ikramiyesine artış yapmamak için Sosyal Güvenlik Kurumu bütçesinin yetersizliği ve mali disiplininin korunmasını öne sürülmekte; Kasım-Aralık ayı olmadı, yeni yıl başında artış yapacağız diyerek milyonlarca emekli oyalanmaya çalışılmaktadır. Oysa SGK 2022 Yılı Sayıştay Denetim Raporuna göre emekli aylıklarını ve sağlık giderlerini karşılayan Sosyal Güvenlik Kurumu’nun gelirleri giderlerini karşılamakta hatta fazla vermektedir. SGK neyi gizlemeye çalışıyor?  Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, 2022 Yılı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu nda 2022 yılı bütçesi ve gelir – gider tablosu  sonuçlarına göre, 2022 yılı bütçe gideri toplamı 1.032.718.600.200,39 TL’dir. Net bütçe geliri ise

Binlerce aile huzursuz ve tedirgin!

  Bakıma ihtiyacı olan ağır engellilerin evde bakım yardımının durdurulması ve sonlandırılması mı söz konusu? 569 bin ağır engelliye ailenin gelirine göre yapılan evde bakım yardımının, çalışan maaşlarına yapılan son zamlar ile gelirin görece artmış olması ve evde bakım yardımı yönetmeliğinde yapılan değişik ile durdurulacağı korkusu aileleri huzursuz hale getirdi. Evde Bakım Yardımı 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunun ek 7'nci maddesi uyarınca Engelli Sağlık Kurulu Raporunda tam bağımlı/ağır engelli ibaresi olan ve hanede kişi başına düşen geliri net asgari ücretin 2/3’ünün altında bulunan engelli bireylerin evde bakımlarının sağlanması için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca Evde Bakım Yardımı yapılmaktadır. Faydalanıcı sayısı ve nakdi yardım tutarı Evde bakım yardımı uygulaması 2006 yılında başlatılmış olup, 2023 yılı Ocak-Temmuz dönemi için tam bağımlı durumdaki engellisine evde bakmak isteyen ailelere aylık 4.336 TL nakdi yardım yapılmaktadır. 2023 yılı Nisan

İlaç tedarikinde kriz kapıda!

  Multipl Skleroz hastaları, Sosyal Güvenlik Kurumu ile ilaç firmaları arasındaki gerilim nedeniyle mağdur edilmemeli, duyguları sömürülmemelidir. Roche firması kamuoyuna yaptığı bir açıklama ile ruhsat sahibi oldukları ve 2018 yılından beri Türkiye’de bir grup Multipl Skleroz (MS) hastasında kullanılan Ocrevus isimli ilacının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafında ‘pasiflendiğini’ ve bu durumun MS hastalarının tedavisinde aksamaya yol açacağını bildirerek SGK’yı bu girişiminden vaz geçirmek üzere kamuoyunu tepki vermeye davet etmiştir. SGK ise MS hastalarının ilaca erişim konusundaki kaygılarını giderecek bir açıklamayı henüz yapmamıştır. Türkiye’nin en kritik seçimlerinde bile maalesef gündem olamayan sağlık ve tıbbi hizmetler ancak vatandaşın canı yandığı zaman tartışılabilmektedir. Sağlık alanında sorunlar seçim döneminde de tüm ağırlığıyla süregeldi. Ancak vatandaşların bazı ilaçlara erişememesi, birçok kamu hastanesinde tıbbi malzeme eksikliği nedeniyle ameliyatların yapılama