Ana içeriğe atla

COVID-19 aşıları paralı hale mi geliyor: Ücretsiz dağıtılamayan 5 maskeden, ücretli aşıya mı…?

 Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın aşı tedariki konusundaki ifadeleri rüzgar gülü misali sürekli değişmektedir. Sıkça değişen tarih ve miktar açıklamalarına yetişmek mümkün değil.

AKP iktidarına yakın bir gazetede dün yayımlanan bir haberde “Bazı ilaç firmalarının yabancı aşı firmaları ile doğrudan bağlantıya geçmesi, Cumhurbaşkanlığı ve Sağlık Bakanlığı ile görüşülerek Türkiye’ye aşı getirilmesi ve ücreti karşılığında satılması” bilgisi yer aldı.  Bu habere Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın sessiz kalması ve aşı tedariki konusunda çelişkili açıklamalar yapmaya devam etmesi, akıllara aşı tedarik sürecinin yüze göze bulaştırılan ve dağıtılamayan “5 adet maske” meselesini ve IBAN numarası verilerek ücret istenen PCR test sürecini getirmiştir.

COVID-19 salgını insan hayatını ve toplumsal yaşantıyı tüm ciddiyetiyle tehdit etmeye devam ederken Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, dün akşam yaptığı açıklamada yine daha önce aşı tedariki, gelecek aşı doz sayısı ve tarih konusundaki yaptığı çelişkili ifadelere devam etmiştir. Geliyor dediği aşılar için aşı tedariki önümüzdeki 2 ay için güçleşiyor demiş ve Biontech aşısının iki dozunun uygulanması arasındaki sürenin 6- 8 haftaya çıkarıldığını açıklamıştır.

Bu açıklama ile birlikte Biontech aşısı için verilen ikinci doz randevularının iptal edilmeye başlandığı bilgisinin gelmesi pandemi sürecinin ne denli kötü yönetildiğini ve bu nedenle de önlenebilir ölümlerin önüne geçilemediğini de bir kez daha göstermiştir.

Rüzgar gülü ile yarışan Fahrettin Koca’nın aşı tedariki konusundaki çelişkili açıklamalarını bir kez daha anımsayalım:

01 Aralık 2020; TBMM’de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Koca, “1 Aralık tarihinde 50 milyon doz aşı için sözleşme imzalandığı, Aralık ayında en az 10 milyon, ama muhtemelen 20 milyon, Ocak ayında 20 milyon, Şubat ayında ise 10 milyon temin edileceğini, günde 1 milyon doz aşı uygulaması yapılacağını açıkladı.

25 Şubat 2021; Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Toplantısı sonrası Sağlık Bakanı Fahrettin Koca “105 milyon doz aşı ile Nisan en geç Mayıs ayı sonuna kadar 20 yaş üstü herkesin, 52,5 milyon insanımızın aşılanacağı” müjdesini verdi.

11 Mart 2021; Bakan Koca, televizyonlarda canlı yayınlanan salgının 1. yıl değerlendirme konuşmasında ise bu kez “Planladığımız şekilde nüfusumuzun 50 milyonluk kısmının aşısını sonbahardan önce yaparsak salgın üzerimizde ağır bir baskı olmaktan çıkacak. Vaka sayıları, kayıplar şimdiki ile kıyas edilmeyecek kadar azalacak, virüsün yayılım hızı düşecek’’ açıklamasını yaptı.

 12 Mart 2021; AKP Genel Başkanı cuma namazı sonrası gazetecilerin aşı temini konusunda soruları yanıtlarken, “Çin’den de ikinci bir paketin gelmesi söz konusu olabilir. Eğer o konuda da mutabık kalırsak bir 50 milyon doz daha alabiliriz’’ açıklamasını yaptı.

Sağlık Bakanı Çin Sinovac şirketi ile 100 milyon doz aşı için anlaştıklarını açıklarken, bir gün arayla AKP Genel Başkanı eğer ikinci bir paketin gelebilmesi için, mutabık kalınırsa bir 50 milyon doz daha alabiliriz diye açıklama yaptı.

9 Nisan 2021’de Sağlık Bakanı bir gazeteye verdiği demeçte "Aşı konusunda sözleşmelere uyulmuyor, hedefim Haziran sonu 40 yaş üstünün aşılanmasını tamamlamak. Sinovac, her türlü olumsuz şartlara rağmen yine gelecek. Bu ay da gelmiş olacak, gelecek ay da gelmiş olacak. Biontech’ten 4.5 milyon doz geldi, biliyorsunuz. Uğur Hoca’yla dün görüştüm, yakın takipteyim.’’ açıklamasını yaptı.

12 Nisan 2021 Kurul toplantısından sonra ‘’Sinovac ’la ilgili yaptığımız anlaşma bildiğiniz gibi Şubat ayı sonuna kadar 50 milyon, Nisan ayı 50 milyon toplam 100 milyon şeklindedir. Bugüne kadar gelen aşı miktarı ise 26 milyonu geçmiyor. Önümüzdeki haftalar ben bu anlamda biraz daha önemli sayıda aşının gelebileceğini tahmin ediyorum.’’ dedi.

26 Nisan 2021’de Gazeteci Gürkan Hacır ile yaptığı görüşmede, “Şu ana kadar elimizde 28 milyon doza yakın bir aşı var. Bunun 20 milyonu vatandaşlarımıza yapıldı. Elimizde 8 milyon doz aşı kaldı. Bu sebeple aşılanma yaşını 55’e indirdik. Biontech de ise biliyorsunuz 4,5 milyon doz almıştık, 30 milyona tamamlayacağız. Haziran ayı sonuna kadar 30 milyon doz gelmiş olacak. Bu sayıyı 60 milyona revize etmeye çalışıyoruz. Uğur Şahin Hoca ile sürekli temas halindeyim. 40 yaş üstü nüfus 35 milyon. Bunun yaklaşık 3 milyonu hastalığı atlattı iyileşti. Kalan 32 milyon vatandaşımızın da gene yaklaşık 12 milyonu aşılandı. 20 milyon kişiyi de Haziran sonuna kadar aşılarsak 40 yaş üstü herkes aşılanmış olacak” dedi.

28 Nisan 2021 Bilim Kurulu toplantısı sonrasında Aşı tedariki önümüzdeki 2 ay için güçleşiyor. Ancak sonrasında aşı bolluğu yaşanması bekleniyor. Türkiye Sputnik-V aşısından 6 ay içinde 50 milyon doz olmak üzere anlaşmayı imzaladı. İlk sevkiyat Mayıs ayı içerisinde gerçekleşecektir. Ayrıca bu aşının ülkemizde üretilmesi içinde teknoloji transferi yapılacaktır. Haziran ayı ile birlikte Biontech aşısının da teslim alınan miktarı 30 milyon dozu geçmiş olacak. Bugün yaptığımız Bilim Kurulu toplantısında aşıyı geliştiren Uğur Şahin hocamızın da görüşünü alarak Biontech aşısının iki dozunun uygulanması arasındaki sürenin 6- 8 hafta olarak uygulanmasına karar verilmiştir.’’ açıklamasını yaptı.

SONUÇ OLARAK,

Covid-19 hastalığından korunmak için aşı bekleyen milyonlarca vatandaş soruyor: AŞI NEREDE!

Günde 1 milyon aşı yapacağız diyerek yola çıkan Fahrettin Koca, 5 aydır her toplantı sonrası “Uğur hocayla görüştüm gelecek ay eli kulağında aşı geliyor açıklaması” ile tekerlemesine devam etmekte; ayrıca yeterli aşı tedarik edemeyince de önümüzdeki günlerde “yerli aşı üretime geçecek” diyerek umut pazarlamaya çalışmaktadır.

Can pazarına dönüşen salgında yurttaşların umutları ile oynanamaz, aşı süreci bu denli gayri ciddi olarak yönetilemez.

Aşı politikası açık ve şeffaf olmalıdır. Nitelikli ve ücretsiz aşı yaygın ve hızlı olarak yapılmalı, ücretli aşı akla bile getirilmemeli, vatandaşın aşıya güveni sarsılmamalıdır. Salgının kontrol altına alınabilmesi için etkili aşıya olan ihtiyaç giderek daha da artmaktadır

Ülkemizde kullanılan aşıların tümü yurtdışında üretilmekte, Sağlık Bakanlığı’nın takviminde yer alan aşılar ve Covid-19 aşısı kullanıma ücretsiz sunulmaktadır. Aşı bedelini yöneticiler ceplerinden ödememekte, ücretler vatandaşlardan alınan vergilerden oluşan genel bütçeden karşılanmaktadır.

Aşı tedarik süreci yüze göze bulaştırılan ve dağıtılamayan “5 adet maske” meselesine ve IBAN numarası verilerek istenen PCR test sürecine dönüştürülmemelidir.

                                     AŞI CANDIR HAYAT KURTARIR SATILAMAZ.

Zenginin aşı olacağı, parası olmayanın aşıya erişemeyeceği haksız bir süreç asla kabul edilemez.

 

                      Dr. Ergün DEMİR                                                Dr. Güray KILIÇ

 

 

 

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KANSER TEDAVİSİ İÇİN İLAVE ÜCRET ALINABİLİR Mİ?

  Kanser hastalarından alınan ilave ücret sağlık hizmetine erişimlerini kısıtlamaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu il müdürlükleri şahıs ödemeleri bölümüne iletilen dilekçelerin büyük bir çoğunluğunu ö zel sağlık kurum ve kuruluşlarında özellikle kanser hastalarının başvurularında alınan ilave ücretler ve tedavi için ek olarak önerilen endikasyon dışı ilaç kullanım durumunda ilaç bedellerinin ödenmemesi oluşturmaktadır. Ayrıca acil servise müracaat eden hastalardan ilave ücret alınması da şikayet başvuruları arasında ön sırada gelmektedir. İlave ücret alınması 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 73. Maddesi gereği ve Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği’nin 1.9.1 maddesi uyarınca Kurumla sözleşmeli; vakıf üniversiteleri ile özel sağlık kurum ve kuruluşlarınca; Kurumca belirlenmiş sağlık hizmetleri bedelinin %200’ünü geçmemek kaydıyla kişilerden ilave ücret alınabilmektedir. Tüm sağlık hizmetlerinin sunumuna ilişkin olarak SGK tarafından Sağl

Özel sağlık kurumlarında (SGK sözleşmeli-sözleşmesiz) pandemi süresince COVİD-19 hastalarının ücretlendirilmesi Bilgi Notu

- Özel sağlık kurumlarda COVİD-19 olası/kesin tanılı hastalardan ilave ücret talep edilmesi, -COVİD-19 pandemisi nedeniyle Sağlık Uygulama Tebliğinde yapılan değişiklikler, -13.04.2020 Tarihli ve 2399 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı,   -Yabancı hastalara sunulan tedavilerin ne şekilde ücretlendirileceğine ilişkin mevcut bilgiler çerçevesinde bilgi notudur. -           Özel sağlık kurumlarının COVİD-19 olası/kesin tanılı hastalardan ilave ücret talep etmesi önünde yasal engel var mıydı? COVID-19 salgını nedeniyle birçok vatandaşımız kamu ve özel hastanelerde tedavi görmektedir. Özel hastanelerin de pandemi hastanesine dönüştürülmesine ve Sağlık Bakanının test ve hasta yatış sürecine ilişkin kamu ya da özel hiçbir sağlık kuruluşunun ücret talep edemeyeceğini açıklamasına rağmen, bazı özel hastanelerin COVİD-19 tanısı alan yatan hastalar ile test yaptırmak isteyenlerden ücret talep ettiği bilgisi kamuoyunun gündemine gelmişti. 9 Nisanda COVİD-19 pan demisi nedeniyle Sağlık Uygu

SGK TARİHİNİN EN BÜYÜK YOLSUZLUĞU KARŞISINDA KURUM VE KAMUOYU NEDEN SESSİZ?

  Sosyal güvenlik Kurumu’nun İzmir'in Menemen ilçesinde özel bir hastanede periferik anjiyoplasti (damarın genişletilmesi) işlemi için kullanılan tıbbi malzeme ve endikasyon dışı uygulamalardan dolayı 147 milyon TL zarara uğratıldığı bilgisi basın yayın kuruluşları aracılığıyla kamuoyuna yansımıştır.  SGK denetim raporuna göre ise aynı yöntemle tüm Türkiye’de Sosyal Güvenlik Kurumunun 500 -600 milyon dolar zarara uğratıldığı tahmin edilmektedir. Tıbbi cihaz üretimi yapan şirket, hastaneler ve hekimlerin yer aldığı üçlü bir ayak tarafından gerçekleştirilen bu yolsuzluk ve usulsüzlük Kurum tarihinin sağlık alanındaki en büyük yolsuzluğu olarak değerlendirilmektedir. 3 yıl önce başlatılan yolsuzluk soruşturmasında muhakkik/denetim raporunda diğer il ve ilçelerde de denetim yapılması konusunda Rehberlik Daire Başkanlığına dosyanın gönderilmesine rağmen sadece bir ilçede mali şube operasyon yapıldığı diğer il/ilçelerde yapılmadığı görülmektedir. Öyle anlaşılmaktadır ki bu konu soğutul