Ana içeriğe atla

Sağlık Bakanlığı evdeki ölümleri önlemek için özellikle riskli gruplara yönelik sağlık hizmetlerine erişimde acilen bir planlama yapmalıdır!

 

Covid – 19 pandemisinin artan şiddeti nedeniyle son günlerde Ege ve Dokuz Eylül başta olmak üzere birçok üniversite hastanesinde tüm poliklinik randevuları iptal edilip ve onkoloji hastaları da dahil olmak üzere elektif cerrahi girişimler ertelenmekte özellikle de riskli grupların kontrol ve tedavileri için bir planlama yapılmamaktadır.

Sağlık Bakanlığı ve Bakanlık Bilim Danışma Kurulu, yüksek risk grubunda yer alan yaşlı hastalar, gebeler, hematoloji-onkoloji hastaları, kronik hastalığı (kalp, şeker, hipertansiyon, böbrek, KOAH vb.) olanlar ve ameliyat olması gereken hastaların sağlık kuruluşlarına erişimini sağlamak, yaşadıkları kaygı ve karamsarlığı ortadan kaldırmak için ne yapmayı planlamaktadır?

Randevuların iptal edilmesi ve ameliyatların ertelenmesi sonucu bu hastalar kontrol ve tedavileri için hastanelere ulaşmakta zorluk çekmektedirler. Oysa risk grubunda yer alan yaşlı hastalar, gebeler, hematoloji-onkoloji hastaları, kronik hastalığı (kalp, şeker, hipertansiyon, böbrek, KOAH vb.) olanlar ile ameliyat olması gereken hastalara oyalanmadan müdahale edilmesi ve tedavilerini düzenlemesi hayati öneme haizdir.

Evdeki önlenebilir ölümleri durdurabilmek için Sağlık Bakanlığı ve Bakanlık Bilim Danışma Kurulu bu hastaların sağlık kuruluşlarına erişimini sağlamak için planlama yapmalıdır.

Salgın sürecinde, diğer sağlık sorunlarının göz ardı edilmeden toplumun gereksinim duyduğu sağlık hizmetlerinin sunulması ve ulaşılabilir olmasının sağlanması, sağlık hizmetlerinin planlanması Sağlık Bakanlığının yükümlülüğündedir.

Parası olan hastalar özel sağlık kuruluşlarına yönelmek zorunda kalıyor

Randevuların iptal edilmesi ve elektif cerrahi işlemlerin ertelenmesi ile yaşlı hastalar, gebeler, hematoloji-onkoloji hastaları, kronik hastalığı (kalp, şeker, hipertansiyon, böbrek, KOAH vb.) olanlar ve ameliyat olması gerekenler özel sağlık kuruluşlarına yönelmek durumunda kalmaktadır. Bu durumu fırsat olarak gören birçok özel hastane ve sağlık kuruluşu kayıt dışı olarak her türlü tıbbi işlem için SUT bedellerinin %200 ve ötesinde ücret talep etmektedir.

Sonuç olarak; Evdeki önlenebilir ölümleri durdurun!

Randevuların iptal edilmesi ve elektif cerrahi işlemlerin ertelenmesi ile yaşlı hastalar, gebeler, hematoloji-onkoloji hastaları, kronik hastalığı (kalp, şeker, hipertansiyon, böbrek, KOAH vb.) olanlar ve ameliyat olması gerekenler için Sağlık Bakanlığı bir planlama yapmadığından tedavi süreçleri olumsuz etkilemektedir. Müdahale edilemeyen hastalar evde yaşamını yitirmekte veya sağlık kuruluşuna müracaat ettiğinde çok gecikmiş olmaktadırlar.

Özellikle tanı almış onkoloji hastalarının tedavilerinin aksamaması, yakınmaları olan hastaların ise erken tanı alabilmeleri için sağlık hizmetlerine erişim sağlanmalıdır.

İçinde bulunduğumuz koşullar, salgına hazırlıklı olmak ve salgınla etkin mücadele etmek için, hizmetin planlanması ve alt yapı hazırlıklarının tamamlanmasının önemini bir kez daha ortaya koymaktadır.

Hastaların evde yaşamlarını yitirmemeleri için Sağlık Bakanlığı, özellikle riskli gruplara yönelik sağlık hizmetlerine erişimde bir planlama yapmalı, Sağlık Bakanlığı Bilimsel Danışma Kurulu ise gerekli önlemler almak ve uygun koşulları oluşturmak amacıyla için bir rehber hazırlamalıdır.

 

                                                    YÖNETEMİYORSUNUZ

 

                                 ÖNLENEBİLİR ÖLÜMLERİ DURDURMAYA ÇAĞIRIYORUZ

 

                   Dr. Ergün DEMİR                                                            Dr. Güray KILIÇ



 


 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KANSER TEDAVİSİ İÇİN İLAVE ÜCRET ALINABİLİR Mİ?

  Kanser hastalarından alınan ilave ücret sağlık hizmetine erişimlerini kısıtlamaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu il müdürlükleri şahıs ödemeleri bölümüne iletilen dilekçelerin büyük bir çoğunluğunu ö zel sağlık kurum ve kuruluşlarında özellikle kanser hastalarının başvurularında alınan ilave ücretler ve tedavi için ek olarak önerilen endikasyon dışı ilaç kullanım durumunda ilaç bedellerinin ödenmemesi oluşturmaktadır. Ayrıca acil servise müracaat eden hastalardan ilave ücret alınması da şikayet başvuruları arasında ön sırada gelmektedir. İlave ücret alınması 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 73. Maddesi gereği ve Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği’nin 1.9.1 maddesi uyarınca Kurumla sözleşmeli; vakıf üniversiteleri ile özel sağlık kurum ve kuruluşlarınca; Kurumca belirlenmiş sağlık hizmetleri bedelinin %200’ünü geçmemek kaydıyla kişilerden ilave ücret alınabilmektedir. Tüm sağlık hizmetlerinin sunumuna ilişkin olarak SGK tarafından Sağl

Özel sağlık kurumlarında (SGK sözleşmeli-sözleşmesiz) pandemi süresince COVİD-19 hastalarının ücretlendirilmesi Bilgi Notu

- Özel sağlık kurumlarda COVİD-19 olası/kesin tanılı hastalardan ilave ücret talep edilmesi, -COVİD-19 pandemisi nedeniyle Sağlık Uygulama Tebliğinde yapılan değişiklikler, -13.04.2020 Tarihli ve 2399 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı,   -Yabancı hastalara sunulan tedavilerin ne şekilde ücretlendirileceğine ilişkin mevcut bilgiler çerçevesinde bilgi notudur. -           Özel sağlık kurumlarının COVİD-19 olası/kesin tanılı hastalardan ilave ücret talep etmesi önünde yasal engel var mıydı? COVID-19 salgını nedeniyle birçok vatandaşımız kamu ve özel hastanelerde tedavi görmektedir. Özel hastanelerin de pandemi hastanesine dönüştürülmesine ve Sağlık Bakanının test ve hasta yatış sürecine ilişkin kamu ya da özel hiçbir sağlık kuruluşunun ücret talep edemeyeceğini açıklamasına rağmen, bazı özel hastanelerin COVİD-19 tanısı alan yatan hastalar ile test yaptırmak isteyenlerden ücret talep ettiği bilgisi kamuoyunun gündemine gelmişti. 9 Nisanda COVİD-19 pan demisi nedeniyle Sağlık Uygu

SGK TARİHİNİN EN BÜYÜK YOLSUZLUĞU KARŞISINDA KURUM VE KAMUOYU NEDEN SESSİZ?

  Sosyal güvenlik Kurumu’nun İzmir'in Menemen ilçesinde özel bir hastanede periferik anjiyoplasti (damarın genişletilmesi) işlemi için kullanılan tıbbi malzeme ve endikasyon dışı uygulamalardan dolayı 147 milyon TL zarara uğratıldığı bilgisi basın yayın kuruluşları aracılığıyla kamuoyuna yansımıştır.  SGK denetim raporuna göre ise aynı yöntemle tüm Türkiye’de Sosyal Güvenlik Kurumunun 500 -600 milyon dolar zarara uğratıldığı tahmin edilmektedir. Tıbbi cihaz üretimi yapan şirket, hastaneler ve hekimlerin yer aldığı üçlü bir ayak tarafından gerçekleştirilen bu yolsuzluk ve usulsüzlük Kurum tarihinin sağlık alanındaki en büyük yolsuzluğu olarak değerlendirilmektedir. 3 yıl önce başlatılan yolsuzluk soruşturmasında muhakkik/denetim raporunda diğer il ve ilçelerde de denetim yapılması konusunda Rehberlik Daire Başkanlığına dosyanın gönderilmesine rağmen sadece bir ilçede mali şube operasyon yapıldığı diğer il/ilçelerde yapılmadığı görülmektedir. Öyle anlaşılmaktadır ki bu konu soğutul