Ana içeriğe atla

Madem aşırı yoksulluk sıfırlandı. Gerçek Yoksulluk Envanterine neden ulaşılamamaktadır?

 

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk “Aşırı yoksulluğu’’ hangi hayali güç ile sıfırladı?

Madem aşırı yoksulluk sıfırlandı. Gerçek Yoksulluk Envanterine neden ulaşılamamaktadır?

2015 yılından sonra Bütünleşik Sosyal Yardım Hizmetleri Bilgi Sistemine kayıtlı hane ve kişi sayısı yayımlanmamıştır. Türkiye sosyal yardım istatistikleri bülteninin yayımdan kaldırılması sonucu gerçek yoksulluk envanterine ulaşılamamaktadır.

Geçtiğimiz günlerde TBMM Genel Kurulu'nda 2021 bütçe görüşmeleri sırasında Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Dünya Bankası verilerini dayanak göstererek yoksulluğun Türkiye için sorun olmaktan çıktığını ve aşırı yoksulluğu sıfıra indirdiklerini söyledi.  

Oysa; 

“Çocuklarım aç, iş istiyorum’’ diye haykıran vatandaş bedenini ateşe verirken…

2,5 aylık Kübra bebek açlıktan ölürken…

 Yoksulluk içinde olup temel ihtiyaçlarını karşılayamayan ve yaşamlarını en düşük düzeyde dahi sürdürmekte güçlük çeken hane sayısı 3,4 milyona çıkarken …

Yoksulluk ve işsizlik nedeniyle çocuklarının en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamadığı için devletten çocukları hakkında koruma ve bakım tedbiri talep eden aile sayısı 173.054’e yükselmişken….

Herhangi bir kapsamda sosyal güvencesi olmayan geliri asgari ücretin 1/3’ünden az olan fakir ve muhtaç durumda bulunan kişi sayısı 8 milyona yaklaşırken….

Kredi borçlarını ödeyemeyen ve icralık olan vatandaş sayısı 3,5 milyona yaklaşmışken…

Pandemi koşullarında yoksulluğun daha da derinleştiği bu süreçte yüzbinlerce vatandaş elektrik, su, doğalgaz faturalarını ödeyemez, ocağında aş kaynamaz iken…

Bu soğuk havalarda vatandaş halk ekmek, akşam pazarı kuyruklarında yoksulluğu iliklerine kadar hissederken…

İŞKUR ve PTT şubelerinin önlerindeki kuyruklar uzayıp giderken…

İşsizlik, yoksulluk artık saklanamayacak kadar yaygın ve aleni iken…

Bakan Zehra Zümrüt Selçuk, “Aşırı yoksulluk bu ülkede yok artık. Aşırı yoksulluğu sıfırladık” diyerek reklamlarla halka pembe tablo pazarlamaya çalışmaktadır. Oysa rakamların gösterdiği gerçek durum bunun tam tersidir.

Gerçek Yoksulluk Envanterine neden ulaşılamamaktadır?

Sosyal güvenceden yoksun, asgari yaşam standardının altında gelire sahip olan ve aldıkları sosyal yardımlar ile en asgari düzeyde yaşamaya çalışan, yoksulluk envanterine kayıtlı kişi sayısı saklanmaktadır. 2015 yılından sonra Bütünleşik Sosyal Yardım Hizmetleri Bilgi Sistemine kayıtlı hane sayısı ve kişi sayısı yayımlanmamıştır. Türkiye sosyal yardım istatistikleri bülteninin yayımdan kaldırılması sonucu gerçek yoksulluk envanterine ulaşılamamaktadır.

Sayın Bakan’a soruyoruz:

Aşırı yoksulluğu sıfırladıysanız;

1-      Türkiye Sosyal Yardım İstatistikleri Bülten’i neden yayımlanmamaktadır?

2-      Bütünleşik Sosyal Yardım Hizmetleri Bilgi Sistemine yani yoksulluk envanterine kayıtlı kişi ve hane sayıları neden yayımdan kaldırıldı?

3-      Yoksulluk içinde olup temel ihtiyaçlarını karşılayamayan ve hayatını sürdürmekte güçlük çeken vatandaşların sayısı neden saklanmaktadır?

4-      İşsizlik, yoksulluk ve gelir dağılımındaki eşitsizlik her geçen gün artarken aşırı yoksulluğu hangi hayali güç ile nasıl sıfırladınız?

SONUÇ OLARAK;

Her ne kadar AKP iktidarı kamuoyuna mevcut olmayan, sanal bir iyilik hali sergilemek istese de gerçek durum şudur: Vatandaşın ocağında ‘’aş yerine yoksulluk’’ kaynamaktadır. Muktedirlerin söylediği gibi sosyoekonomik düzey ve refah değil; aksine insani koşullarda yaşamı sürdürebilmek için yeterli gelire sahip olamama durumu yani açlık ve yoksulluk giderek artmaktadır.

Sistemi bu hale getiren AKP iktidarı kendi sorumluluklarını gizlemek ve sosyal devleti konuşmamak için her gün yapay projelerle ve gündemlerle halkın gerçek gündeminin üzerini örtmeye çalışmaktadır. Oysa işsizlik, yoksulluk ve gelir dağılımındaki eşitsizlik saklanamayacak kadar yaygın ve alenidir.

 

                                  Dr. Ergün DEMİR                                 Dr. Güray KILIÇ

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KANSER TEDAVİSİ İÇİN İLAVE ÜCRET ALINABİLİR Mİ?

  Kanser hastalarından alınan ilave ücret sağlık hizmetine erişimlerini kısıtlamaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu il müdürlükleri şahıs ödemeleri bölümüne iletilen dilekçelerin büyük bir çoğunluğunu ö zel sağlık kurum ve kuruluşlarında özellikle kanser hastalarının başvurularında alınan ilave ücretler ve tedavi için ek olarak önerilen endikasyon dışı ilaç kullanım durumunda ilaç bedellerinin ödenmemesi oluşturmaktadır. Ayrıca acil servise müracaat eden hastalardan ilave ücret alınması da şikayet başvuruları arasında ön sırada gelmektedir. İlave ücret alınması 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 73. Maddesi gereği ve Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği’nin 1.9.1 maddesi uyarınca Kurumla sözleşmeli; vakıf üniversiteleri ile özel sağlık kurum ve kuruluşlarınca; Kurumca belirlenmiş sağlık hizmetleri bedelinin %200’ünü geçmemek kaydıyla kişilerden ilave ücret alınabilmektedir. Tüm sağlık hizmetlerinin sunumuna ilişkin olarak SGK tarafından ...

Özel sağlık kurumlarında (SGK sözleşmeli-sözleşmesiz) pandemi süresince COVİD-19 hastalarının ücretlendirilmesi Bilgi Notu

- Özel sağlık kurumlarda COVİD-19 olası/kesin tanılı hastalardan ilave ücret talep edilmesi, -COVİD-19 pandemisi nedeniyle Sağlık Uygulama Tebliğinde yapılan değişiklikler, -13.04.2020 Tarihli ve 2399 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı,   -Yabancı hastalara sunulan tedavilerin ne şekilde ücretlendirileceğine ilişkin mevcut bilgiler çerçevesinde bilgi notudur. -           Özel sağlık kurumlarının COVİD-19 olası/kesin tanılı hastalardan ilave ücret talep etmesi önünde yasal engel var mıydı? COVID-19 salgını nedeniyle birçok vatandaşımız kamu ve özel hastanelerde tedavi görmektedir. Özel hastanelerin de pandemi hastanesine dönüştürülmesine ve Sağlık Bakanının test ve hasta yatış sürecine ilişkin kamu ya da özel hiçbir sağlık kuruluşunun ücret talep edemeyeceğini açıklamasına rağmen, bazı özel hastanelerin COVİD-19 tanısı alan yatan hastalar ile test yaptırmak isteyenlerden ücret talep ettiği bilgisi kamuoyunun gündemine gelmişti. 9 ...

SGK TARİHİNİN EN BÜYÜK YOLSUZLUĞU KARŞISINDA KURUM VE KAMUOYU NEDEN SESSİZ?

  Sosyal güvenlik Kurumu’nun İzmir'in Menemen ilçesinde özel bir hastanede periferik anjiyoplasti (damarın genişletilmesi) işlemi için kullanılan tıbbi malzeme ve endikasyon dışı uygulamalardan dolayı 147 milyon TL zarara uğratıldığı bilgisi basın yayın kuruluşları aracılığıyla kamuoyuna yansımıştır.  SGK denetim raporuna göre ise aynı yöntemle tüm Türkiye’de Sosyal Güvenlik Kurumunun 500 -600 milyon dolar zarara uğratıldığı tahmin edilmektedir. Tıbbi cihaz üretimi yapan şirket, hastaneler ve hekimlerin yer aldığı üçlü bir ayak tarafından gerçekleştirilen bu yolsuzluk ve usulsüzlük Kurum tarihinin sağlık alanındaki en büyük yolsuzluğu olarak değerlendirilmektedir. 3 yıl önce başlatılan yolsuzluk soruşturmasında muhakkik/denetim raporunda diğer il ve ilçelerde de denetim yapılması konusunda Rehberlik Daire Başkanlığına dosyanın gönderilmesine rağmen sadece bir ilçede mali şube operasyon yapıldığı diğer il/ilçelerde yapılmadığı görülmektedir. Öyle anlaşılma...