Ana içeriğe atla

Covid-19 salgını nedeniyle hayatlarını kaybeden başta hekimler ve sağlık çalışanları olmak üzere tüm çalışanlar ve aileleri haklarını Zehra Zümrüt Selçuk’a HELAL ETMİYOR!

 

COVİD-19 salgınında olağandışı bir döneme girilmesine ve çalışma yaşamında sorunlar yaşanmasına rağmen kendi görev ve sorumluluk alanına ilişkin;

Binlerce işyeri kapanıp, yüzbinlerce işçi işten çıkarılırken,

İş yerlerinde, işletmelerde tıbbi malzeme ve kişisel koruyucu ekipman eksiklikleri yaşanırken,

Kronik hastalığı bulunan çalışanlara yönelik tedbirler konusunda çalışanlar arasında ayrımcılık yapılırken,

Çalışanlar koronadan değil işsizlikten ve açlıktan öleceğiz diye haykırırken,

Plansızlık yüzünden kronik hastalığı olanların tedavileri aksarken,

Kamu hastanelerinin yoğun bakımlarında yer bulamayan vatandaşlar özel hastane yoğun bakımı ile gasilhane arasında sıkışıp kalırken,

Özel sağlık kuruluşları, Covid-19 hastalardan her türlü işlem/girişim/tetkik/tahlil için %200 ve ötesi ilave ücret alırken,

PCR testi yaptırmak isteyen genel sağlık sigortalı vatandaşlar turist sınıfına koyulup ücret alınıp soyulurken,

Salgına karşı en ön safta bir ekip olarak mücadele eden yüzlerce sağlık çalışan Covid-19 nedeniyle hayatını kaybederken,

Salgının başlangıcından beri hiç sesi çıkmayan, ortalıkta görünmeyen ve başını kuma gömen Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk bütçe görüşmelerinde ortaya çıkmıştır. Yaptığı konuşma ile Covid-19 ile mücadelede hayatını kaybeden tüm çalışanların ailelerini kırmış ve incitmiştir.

Covid-19 pandemisinden en fazla etkilenen meslek grubu sağlık çalışanları olmuştur. Sağlık Bakanı, son açıklamasında 120 bin sağlık çalışanı hastalandığını ve 216 hekim ve sağlık çalışanının hayatını kaybettiğini bildirmiştir. Sağlık çalışanlarının taleplerinden biri de Covid-19’un meslek hastalığı sayılmasıdır.

Salgına karşı hayatlarını ortaya koyarak mücadele eden hekim ve sağlık çalışanlarının Covid-19 meslek hastalığı sayılması konusundaki talebine, salgının başında beri ortalıkta görünmeyen, kendi görev ve sorumluluk alandaki sorunları da Sağlık Bakanın üzerine yıkan Bakan Selçuk,

Şu ana kadar bize ulaşmış olan 5 başvuru var ve bununda 2'si memur statüsünde. Biz ikisinin de vazife malulü kapsamında aylıklarını bağladık. Dolayısıyla var olmayan bir sorunu konuşuyoruz. SGK Sağlık Kurulu inceliyor, şartları karşılıyor ve illiyet bağı kurulursa 4A veya 4C oluşuna göre sağlık çalışanımız vazife malulü ya da meslek hastalığına hak kazanıyor. İlliyet bağı kurulup gerekli dokümanlar ve şartlar sağlandığı sürece. Dolayısıyla zaten buna dair geçerli ve yürürlükte olan senelerdir işleyen bir mevzuatımız söz konusu” diyor.

 

Bakan soruna teknik olarak bakmaktadır. Çözümü de 4 -5 yıl sonra mahkemeden çıkacak sonuca havale ediyor!

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın görevleri arasında “Çalışma hayatındaki mevcut ve muhtemel meseleleri ve çözüm yollarını araştırmak, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları koruyucu ve çalışmayı destekleyici tedbirleri almak” yer almaktadır.

Sorunun çözümü için bir adım atması gerekirken Bakan, “illiyet bağı kurulup gerekli dokümanlar ve şartlar sağlandığı sürece” diyerek sürecin çözümü için mahkeme kapısını göstermektedir.

Bir ölümün meslek hastalığı sonucu olduğunun tespiti, yıllar süren bir inceleme, soruşturma ve yargılama sonrası yapılabiliyor. Bu inceleme bitinceye kadar bir gelir bağlanması söz konusu olamaz. İnceleme sonucu illiyet bağı kurulamazsa, herhangi bir gelir bağlanması da mümkün değildir.

 Bu salgında çalışanların hastalanması/ ölümü meslek hastalığı sayılması için Bakana göre var olmayan bir sorunu konuşmakmış!

Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal özürlülük halleridir.

Hangi hallerin meslek hastalığı sayılacağı, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikte düzenlenir. Yönetmelikte belirlenmiş hastalıklar dışında herhangi bir hastalığın meslek hastalığı sayılıp sayılmaması hususunda çıkabilecek uyuşmazlıklar, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır. (5510 Sayılı Kanun Md.-14)

Meslekî bulaşıcı hastalıklar Listesinin "D Grubu’nda yer alan bulaşıcı hastalıkların, görülen işin gereği olarak veya işyerinin özel koşullarının etkisiyle oluşması ve enfeksiyonun laboratuvar bulguları ile de kanıtlanması gereklidir. Bu listede yer almayan fakat görülen iş ve görev gereği olarak bulaştığı kesin olarak saptanan diğer bulaşıcı hastalıklar da meslek hastalığı sayılır. Bu husustaki teşhisin laboratuvar deneyleriyle kanıtlanması gereklidir. Hastalığın en uzun kuluçka süresi yükümlülük süresi olarak alınır. (Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği Mesleki Bulaşıcı Hastalıklar Md.19)

 

Bakan Selçuk, bilmelidir ki Covid 19 bulaşıcı bir hastalıktır. Kamu- özel tüm sağlık kurum ve kuruluşlarında; özellikle acillerde, yoğun bakımlarda, poliklinik ve servislerinde, aile hekimliği merkezlerinde ,112 servislerinde, filyasyon ekiplerinde bir ekip olarak görev yapan tüm sağlık çalışanları Covid-19 virüsünü deri koltuklarında otururken kapmadılar. Salgında en ön saflarda mücadele ettikleri için kaptılar ve hayatlarını kaybettiler.

 

Yapılması gereken : İşi teknik boyutlarla sürece yaymak yerine, olağanüstü koşullar nedeniyle yasal bir düzenleme yapılana kadar uygulamada ortaya çıkacak farklılıkların ve mağduriyetlerin engellenmesi için Covid-19 pandemi süreciyle sınırlı olmak üzere, Covid-19 nedeniyle vefat eden ve fiilen sağlık hizmeti sunumuna katılan sağlık çalışanlarının ölümünün, başkaca bir araştırmaya veya illiyet bağı tartışmasına gerek kalmaksızın doğrudan meslek hastalığı olarak kabul edilmesi ve bu kabule göre yakınlarına tazminat ödenmesi ve gelir bağlanmasıdır.

 

Bakan Selçuk, Covid-19 nedeniyle hastalanan ve hayatlarını kaybeden çalışanların meslek hastalığı sigortasından ve vazife malullüğünden doğan haklardan yararlanmalarını engellemektedir.

Kısa vadeli sigorta kolları prim oranı, sigortalının prime esas kazancının %2'sidir. Bu primin tamamını işveren öder. Kısa vadeli sigorta kolları uygulamaları ile sigortalıya veya yakınlarına koruma sağlanması amaçlanmaktadır.

Meslek hastalığı sigortasından sağlanan haklar şunlardır: Geçici İş Göremezlik Ödeneği, Sürekli İş Göremezlik Geliri, Ölüm Geliri, Cenaze Ödeneği

Vazife malullüğü ise kamu görevlilerinin yürüttükleri görevleri yerine getiremeyecek derecede “malul” olmaları veya hayatlarını kaybetmeleri halinde haklarında uygulanacak hükümlerin belirlendiği bir statüdür. Primsiz sistemden bağlanan aylıklar tarafından karşılanmaktadır.

Vazife Malulü Sayılmaya Engel Haller; Keyif verici içki ve her çeşit maddeler kullanmaktan, Kanun, tüzük ve emir dışında hareket etmiş olmaktan, Yasak fiilleri yapmaktan, İntihara teşebbüsten, Her ne suretle olursa olsun kendisine veya başkalarına menfaat sağlama veya zarar verme amacından doğması halinde ilgililer hakkında vazife malullüğü hükümleri uygulanmayacaktır

Sayın Bakan Selçuk’a soruyoruz Covid-19 nedeniyle hastalanan ve hayatını kaybeden hangi kamu görevlisi vazife malulü sayılmaya engel hallerden birini işledi?

Sonuç Olarak;

Covid-19 Sağlık Çalışanlarının Meslek Hastalığıdır.

Sağlık Bakanı yaptığı   açıklamada “Covid-19 pozitif sağlık çalışanı sayısının 120 bini geçtiğini, 216 hekim ve sağlık çalışanının hayatını kaybettiğini, bu sayının giderek artmakta olduğunu’’ belirtti.

Sağlık hizmeti nedeniyle Covid-19 enfeksiyonu geçiren bir sağlık çalışanının tedavisinin sağlanması, rehabilitasyonu ve zararının tazmini sağlık çalışanının haklarındandır. Yasalarımızda meslek hastalıklarının bildirim ve kaydının birincil yükümlülüğü Sağlık Bakanlığındadır. 

Bu kayıt ve bildirimin doğrudan SGK için bir “illiyet bağı” delili oluşturduğu konusunda mevzuatımızda gerekli değişiklikler ivedilikle yapılmalıdır.

Covid-19 pandemisi ile mücadele sırasında vefat eden veya hastalanarak mağduriyet yaşayan sağlık çalışanlarının mağduriyetlerinin giderilmesi ve zararlarının tazmin edilmesinin önü yasal düzenleme yapılarak açılmalıdır. Çalışanların talebi açık ve nettir.

Çalışma hayatındaki sorunları çözmek ve çalışanları korumakla görevli olan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un “Covid-19 meslek hastalığı kabul edilsin” talebine teknik olarak bakması ve çözümünü 4 -5 yıl sonra mahkemeden çıkacak sonuca havale etmesi, konuyu var olmayan bir sorun olarak görmesi Covid 19 nedeniyle hastalanan ve hayatlarını kaybeden arkadaşlarımızın aileleri başta olmak üzere tüm çalışanları kırmıştır.

 

Bakan Selçuk’a hatırlatırız ki; biz, topluma adanmış bir mesleğin onurlu üyeleri olarak emeğimizle, bilgimizle, uzun yıllar süren eğitim ve mesleki deneyimlerimize dayanan birikimimizle insanlara hizmet için çalışıyoruz.

Biz, yıllar içinde, hekimlere ve sağlık çalışanlarına hakaret eden, aşağılamak isteyen sağlık yöneticilerini, kasaba siyasetçilerini gördük. Hepsi gitti, biz kaldık; mesleğimiz ve meslek onurumuz kaldı. Güçsüzlerin gücü, çaresizlerin çaresi olmak, ölümle ve hastalıklarla mücadele etmek, sağlık ve şifa dağıtmak için, hastalanan ve kaybettiğimiz arkadaşlarımızın haklarından asla taviz vermeyeceğiz.

 

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un bütçe konuşmasından sonra Covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden meslektaşımızın eşinin yazdığı “size hakkımızı helal etmiyorum” cümlesi tüm sağlık çalışanların yüreğinde bir ateş gibi yankılanmıştır. Bu tutumunuzu değiştirmediğiniz sürece de Covid-19 nedeniyle hastalanan, hayatını kaybeden tüm çalışanların aileleri ve çalışma arkadaşları haklarını size helal etmeyeceklerdir Sayın Bakan Selçuk.

 

                    

                             Dr. Ergün DEMİR                          Dr. Güray KILIÇ

Yorumlar

  1. Bu salğında sağlık çalışanlarına gerçekten teşekür ederim. Bende biontech aşısı oldum bakalım ne olacak.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

EMEKLİLERE MAAŞ ve İKRAMİYE ARTIŞI İÇİN SGK BÜTÇESİNDE YETERLİ KAYNAK VARMIŞ!

  Artık yeter! 15 Milyon 207 Bin 787 emekli ve hak sahibini oyalamaktan vazgeçin. Milyonlarca emekli ve hak sahibi asgari ücretin çok altında aylık ve gelir ile yaşamını sürdürmek zorunda; öte yandan düşük gelir nedeniyle emeklilerin neredeyse yarısı ya çalışmakta ya da iş aramakta. Aylardır emekli maaş ve ikramiyesine artış yapmamak için Sosyal Güvenlik Kurumu bütçesinin yetersizliği ve mali disiplininin korunmasını öne sürülmekte; Kasım-Aralık ayı olmadı, yeni yıl başında artış yapacağız diyerek milyonlarca emekli oyalanmaya çalışılmaktadır. Oysa SGK 2022 Yılı Sayıştay Denetim Raporuna göre emekli aylıklarını ve sağlık giderlerini karşılayan Sosyal Güvenlik Kurumu’nun gelirleri giderlerini karşılamakta hatta fazla vermektedir. SGK neyi gizlemeye çalışıyor?  Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, 2022 Yılı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu nda 2022 yılı bütçesi ve gelir – gider tablosu  sonuçlarına göre, 2022 yılı bütçe gideri toplamı 1.032.718.600.200,39 TL’dir. Net bütçe geliri ise

Binlerce aile huzursuz ve tedirgin!

  Bakıma ihtiyacı olan ağır engellilerin evde bakım yardımının durdurulması ve sonlandırılması mı söz konusu? 569 bin ağır engelliye ailenin gelirine göre yapılan evde bakım yardımının, çalışan maaşlarına yapılan son zamlar ile gelirin görece artmış olması ve evde bakım yardımı yönetmeliğinde yapılan değişik ile durdurulacağı korkusu aileleri huzursuz hale getirdi. Evde Bakım Yardımı 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunun ek 7'nci maddesi uyarınca Engelli Sağlık Kurulu Raporunda tam bağımlı/ağır engelli ibaresi olan ve hanede kişi başına düşen geliri net asgari ücretin 2/3’ünün altında bulunan engelli bireylerin evde bakımlarının sağlanması için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca Evde Bakım Yardımı yapılmaktadır. Faydalanıcı sayısı ve nakdi yardım tutarı Evde bakım yardımı uygulaması 2006 yılında başlatılmış olup, 2023 yılı Ocak-Temmuz dönemi için tam bağımlı durumdaki engellisine evde bakmak isteyen ailelere aylık 4.336 TL nakdi yardım yapılmaktadır. 2023 yılı Nisan

İlaç tedarikinde kriz kapıda!

  Multipl Skleroz hastaları, Sosyal Güvenlik Kurumu ile ilaç firmaları arasındaki gerilim nedeniyle mağdur edilmemeli, duyguları sömürülmemelidir. Roche firması kamuoyuna yaptığı bir açıklama ile ruhsat sahibi oldukları ve 2018 yılından beri Türkiye’de bir grup Multipl Skleroz (MS) hastasında kullanılan Ocrevus isimli ilacının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafında ‘pasiflendiğini’ ve bu durumun MS hastalarının tedavisinde aksamaya yol açacağını bildirerek SGK’yı bu girişiminden vaz geçirmek üzere kamuoyunu tepki vermeye davet etmiştir. SGK ise MS hastalarının ilaca erişim konusundaki kaygılarını giderecek bir açıklamayı henüz yapmamıştır. Türkiye’nin en kritik seçimlerinde bile maalesef gündem olamayan sağlık ve tıbbi hizmetler ancak vatandaşın canı yandığı zaman tartışılabilmektedir. Sağlık alanında sorunlar seçim döneminde de tüm ağırlığıyla süregeldi. Ancak vatandaşların bazı ilaçlara erişememesi, birçok kamu hastanesinde tıbbi malzeme eksikliği nedeniyle ameliyatların yapılama