Ana içeriğe atla

Salgınla mücadele ederken, dağıtılamayan maske sorunu


COVID-19 salgını altıncı haftaya girerken maske başta olmak üzere kişisel koruyucu ekipman sağlanması sorunu hala çözülememiştir. Dağıtımında yaşanan sorunları ve organizasyonsuzluğu giderecek çözüm önerimiz şudur.
Süreci yöneten iktidar partisinin öncelikli hedefinin “her halükarda bir başarı hikâyesi” yazmak olduğu artık açıkça anlaşılmaktadır. Bu nedenle gereken önlemler gerektiği zamanda alınmamakta, ancak günlerce/haftalarca sonra kamuoyu beklentisi yükselince plansız, programsız, aceleyle zoraki adımlar atılmaktadır. Vatandaşlara dağıtılmak istenen maske meselesi de bunlardan biridir.
Yapılan resmi açıklamalara bakılırsa kişisel koruyucu ekipman stoku ve yönetimi, dağıtımı açısından sorun gözükmemektedir.
Oysa gelinen aşamada gerçek durum böyle değildir.
-          Halka maske dağıtıyoruz açıklamasından sonra, maske temininde ve dağıtımında eksiklik ve aksaklıkların olduğunu vatandaşların bizzat yaşayarak görmektedirler.
-          Özellikle salgının ilk günlerinde hastanelerde, özel sağlık kurumlarında, işyerlerinde, hastane acil servislerinde görev yapan hekim ve sağlık çalışanlarına kişisel koruyucu malzeme temin edilmesinde ve dağıtımında eksiklik ve aksaklıkların yaşandığı, bu eksikliğin çok sayıda hekim ve sağlık çalışanının hastalanmasına neden olduğu, eksiklerin birçoğunun giderilmesine rağmen dağıtım koordinasyon bozukluğunun hala var olduğu bir gerçekliktir. Bu eksiklik ve aksaklıklar çeşitli sağlık kurumlarında, hastanelerde, kliniklerde ve çalışanlar arasında da mevcuttur.

Vatandaşlara ve sağlık çalışanlarına kişisel koruyucu ekipman ve hijyen malzemelerinin düzenli, eksiksiz olarak sağlanması için yapılması gerekenler:
-          13.04.2020 Tarihli ve 2399 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile Sağlık Bakanlığınca temin edilerek dağıtımı yapılacak olan korunmaya yönelik kullanımı tavsiye edilen her türlü kişisel koruyucu ekipman ücretsiz verilecektir hükmü getirilmiştir.
-          Kişisel koruyucu ekipman ve hijyen malzeme paketinin temin ve dağıtımı kurumlar arası paylaşım ve dayanışma ile çözülebilir. Sorunun çözümü için malzeme paketinin temin ve tedarikinin SGK tarafından, dağıtım koordinasyonu ise Sağlık Bakanlığı, Eczaneler, Yerel Yönetimler tarafından yapılmalıdır.

-          SGK, kayıt altına alma ve mükerrerliği önlemek için kişisel koruyucu ekipman ve hijyen malzeme paketini,  pandemi sona erene kadar “birden fazla birimlerde kullanılan malzemeler” Ek-3/A listesine tanımlamalıdır.
                         T.C No ve Medulla sistemi üzerinden dağıtımının yapılması
Vatandaşlar için maske dağıtımı; Cerrahi maskenin kullanım ömrü yaklaşık 3-4 saattir. Kullanım ve dağıtım sayıları bilimsel verilere dayanmalıdır.
-20-65 yaş arasındaki vatandaşlar ile yaşına bakılmaksızın çalışmak zorunda bırakılan vatandaşlar eczanelere giderek T.C vatandaşlık numarası ile medulla/eczane sistemine kayıt edilerek 10 günlük  cerrahi maskelerini almalıdırlar.
-Eczaneye gidemeyecek durumda ve rahatsızlığı bulunan vatandaşlara ise yerel yönetimlerin evde bakım servisleri tarafından eczaneden temin edilerek götürülmelidir.
       - T.C no ve medulla/ eczane sistemine kayıt ile tıbbi cerrahi maskeyi kimin alıp almadığı ve hangi tarihte aldığı tespit edilmiş olacaktır.

Ülkemizde bulunan yabancılara maske dağıtımı; Geçici koruma altına alınan ve bu kapsamda geçici kimliği olan Suriyeli vatandaşlara eczanelerden, geçici koruma altında kayıtlı olmayan Suriye, Irak, İran, Tunus, Afganistan, Bangladeş, Pakistan ve diğer Asya/Afrika ülkelerinden gelen göçmen vatandaşlara ise AFAD Göç idaresi tarafından dağıtılmalıdır.
     Hekim ve sağlık çalışanları için kişisel koruyucu ekipman ve hijyen malzemesi dağıtımın
Sağlık çalışanlarının COVID-19 hastalığından korunamaması ileride salgınla mücadeleyi aksatabilecek risk etkenlerinin başında yer almaktadır.
 Hastanelerde Kişisel Koruyucu Ekipman (KKE) dağıtım merkezi kurulmalıdır. Kişisel koruyucu ekipman ve hijyen malzemesi kullanım gün ve süreleri sağlık kurumlarının özelliklerine, hastane servislerinin önceliklerine (Acil servis, enfeksiyon hastalıkları polikliniği, göğüs hastalıkları polikliniği, endoskopik inceleme odası (gastrointestinal endoskopi, bronkofibroskopi, laringoskopi gibi.v.s.) göre bilim kurulu, meslek örgütleri ve ilgili uzmanlık derneklerinin koordinasyonunda belirlenmelidir.
-Sağlık çalışanları çalıştığı kurum, servis ve T.C No ile hastanelerde kurulacak Kişisel Koruyucu Ekipman dağıtım merkezinde birim yöneticilerinin denetiminde, hastane/medulla sistemine giriş yapılarak,
-Hastane dışında çalışan sağlık çalışanları ise belirlenen serbest eczanelerde Medula /eczane sistemine girişi yapılarak ve bu şekilde kayıt altına alınarak paketlerini alabilmelidirler.
Sonuç olarak;
Dünyanın bir çok ülkesine  kişisel koruyucu ekipman ve ilaç yardımı  yapmak şüphesiz olumludur. Ancak bunun için öncelikle vatandaşlarımızın ve sağlık çalışanlarımızın sorununun giderilmiş olması gerekmektedir. Oysa  yaşadığımız gerçeklik şudur; vatandaşlara dağıtımına karar verilen cerrahi maskelerin temini ve  dağıtımında koordinasyon bozukluğu sonucu eksiklik ve aksaklıklar yaşanmaktadır.
Kişisel koruyucu malzeme eksikliği nedeniyle çok sayıda hekim ve sağlık çalışanının hastalanmaması, vatandaşların eczane önlerinde bulaşa neden olmaması ve mağdur edilmemesi için yukarıda belirttiğimiz çözüm önerilerimizi bir kez daha paylaşıyor ve hayata geçmesini diliyoruz.

                     Dr. Ergün DEMİR                                             Dr. Güray KILIÇ

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KANSER TEDAVİSİ İÇİN İLAVE ÜCRET ALINABİLİR Mİ?

  Kanser hastalarından alınan ilave ücret sağlık hizmetine erişimlerini kısıtlamaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu il müdürlükleri şahıs ödemeleri bölümüne iletilen dilekçelerin büyük bir çoğunluğunu ö zel sağlık kurum ve kuruluşlarında özellikle kanser hastalarının başvurularında alınan ilave ücretler ve tedavi için ek olarak önerilen endikasyon dışı ilaç kullanım durumunda ilaç bedellerinin ödenmemesi oluşturmaktadır. Ayrıca acil servise müracaat eden hastalardan ilave ücret alınması da şikayet başvuruları arasında ön sırada gelmektedir. İlave ücret alınması 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 73. Maddesi gereği ve Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği’nin 1.9.1 maddesi uyarınca Kurumla sözleşmeli; vakıf üniversiteleri ile özel sağlık kurum ve kuruluşlarınca; Kurumca belirlenmiş sağlık hizmetleri bedelinin %200’ünü geçmemek kaydıyla kişilerden ilave ücret alınabilmektedir. Tüm sağlık hizmetlerinin sunumuna ilişkin olarak SGK tarafından Sağl

Özel sağlık kurumlarında (SGK sözleşmeli-sözleşmesiz) pandemi süresince COVİD-19 hastalarının ücretlendirilmesi Bilgi Notu

- Özel sağlık kurumlarda COVİD-19 olası/kesin tanılı hastalardan ilave ücret talep edilmesi, -COVİD-19 pandemisi nedeniyle Sağlık Uygulama Tebliğinde yapılan değişiklikler, -13.04.2020 Tarihli ve 2399 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı,   -Yabancı hastalara sunulan tedavilerin ne şekilde ücretlendirileceğine ilişkin mevcut bilgiler çerçevesinde bilgi notudur. -           Özel sağlık kurumlarının COVİD-19 olası/kesin tanılı hastalardan ilave ücret talep etmesi önünde yasal engel var mıydı? COVID-19 salgını nedeniyle birçok vatandaşımız kamu ve özel hastanelerde tedavi görmektedir. Özel hastanelerin de pandemi hastanesine dönüştürülmesine ve Sağlık Bakanının test ve hasta yatış sürecine ilişkin kamu ya da özel hiçbir sağlık kuruluşunun ücret talep edemeyeceğini açıklamasına rağmen, bazı özel hastanelerin COVİD-19 tanısı alan yatan hastalar ile test yaptırmak isteyenlerden ücret talep ettiği bilgisi kamuoyunun gündemine gelmişti. 9 Nisanda COVİD-19 pan demisi nedeniyle Sağlık Uygu

SGK TARİHİNİN EN BÜYÜK YOLSUZLUĞU KARŞISINDA KURUM VE KAMUOYU NEDEN SESSİZ?

  Sosyal güvenlik Kurumu’nun İzmir'in Menemen ilçesinde özel bir hastanede periferik anjiyoplasti (damarın genişletilmesi) işlemi için kullanılan tıbbi malzeme ve endikasyon dışı uygulamalardan dolayı 147 milyon TL zarara uğratıldığı bilgisi basın yayın kuruluşları aracılığıyla kamuoyuna yansımıştır.  SGK denetim raporuna göre ise aynı yöntemle tüm Türkiye’de Sosyal Güvenlik Kurumunun 500 -600 milyon dolar zarara uğratıldığı tahmin edilmektedir. Tıbbi cihaz üretimi yapan şirket, hastaneler ve hekimlerin yer aldığı üçlü bir ayak tarafından gerçekleştirilen bu yolsuzluk ve usulsüzlük Kurum tarihinin sağlık alanındaki en büyük yolsuzluğu olarak değerlendirilmektedir. 3 yıl önce başlatılan yolsuzluk soruşturmasında muhakkik/denetim raporunda diğer il ve ilçelerde de denetim yapılması konusunda Rehberlik Daire Başkanlığına dosyanın gönderilmesine rağmen sadece bir ilçede mali şube operasyon yapıldığı diğer il/ilçelerde yapılmadığı görülmektedir. Öyle anlaşılmaktadır ki bu konu soğutul