Ana içeriğe atla

Kronik hastalığı olanların evde yaşamlarını yitirmemeleri için, Sağlık Bakanlığı ve bilim kurulu kronik hastaların sağlık kuruluşlarına erişimini sağlamak için planlama yapmalıdır.


Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu, kronik hastalıklar ve COVİD-19 dışı hastalıklar için artık hareket geçmelidir!


Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu, yüksek risk grubunda yer alan kronik hastaların sağlık kuruluşlarına erişimini sağlamak, yaşadıkları kaygı ve karamsarlığı ortadan kaldırmak için ne yapmayı planlamaktadır?

Kanser, kalp-damar, diyabet, böbrek yetersizliği, akciğer hastalıkları gibi kronik hastalığı olanlar ile gebeler kontrol ve tedavi için hastanelere ulaşmakta zorluk çekmektedirler. Oysa risk grubunda yer alan kronik hastalıkları olanlara oyalanmadan müdahale etme ve tedavilerini düzenleme hayati öneme haizdir.

Salgın sürecinde, diğer sağlık sorunlarının göz ardı edilmeden toplumun gereksinim duyduğu sağlık hizmetlerinin sunulması ve ulaşılabilir olmasının sağlanması, sağlık hizmetlerinin planlanması Sağlık Bakanlığının yükümlülüğündedir.

Kronik hastalığı olanların evde yaşamlarını yitirmemeleri için, Sağlık Bakanlığı ve bilim kurulu kronik hastaların sağlık kuruluşlarına erişimini sağlamak için planlama yapmalıdır.

Hastanelerde bulaş korkusu riskli hastalıkların tedavi süreçlerini olumsuz etkilemektedir.

Korona virüs bulaş korkusu kanser, kalp-damar, diyabet, böbrek yetersizliği, akciğer hastalıkları gibi kronik hastalığı olanlar ile gebeleri kontrol ve tedavi için hastaneye gitmekten alıkoymaktadır. Böylece erken müdahale yapılamadığından dolayı hastaların bazısı evde yaşamını yitirmekte, geç ulaşabilen hastaların tedavide göreceği fayda daha az olmaktadır.

Ayrımcılık ve damgalanma korkusu; Bulaşıcı hastalıklarda, özellikle salgın dönemlerinde, insanlar hastalıkla ilişkilendirilerek olumsuz, kötüleyici, değersizleştirici ve ayrımcı tutumlara maruz kalabilmektedirler. Salgında ölüm olaylarının yaşlı ve kronik hastalığı olan bireylerde daha çok görülmesinin yarattığı damgalanma korkusu bu hastaları sağlık kuruluşlarına gitmekten alıkoymaktadır.

Büyük hastanelerin pandemi hastanesi ilan edilmesi; Acil olmayan tüm işlemlerin durdurulması ile hastanelerde COVİD-19 dışındaki sağlık hizmetlerine ulaşmak çok zorlaşmıştır. Kanser, kardiyovasküler, diyabet vb. hastalık tanı raporu olmasına rağmen hastalar tedaviye ulaşmada sıkıntı yaşayabilmektedirler.  Ancak henüz tanı konulmamış, sadece bazı yakınmaları olan hastalar için bu durum daha da vahimdir.

Dezavantajlı toplum grupları; Yaşlılar, engelliler, mülteciler, toplu yaşanan yerlerde barınanlar gibi dezavantajlı gruplarda sağlık hizmetine erişimde sıkıntı yaşayabilmektedirler.

Sonuç olarak;

COVID-19 salgını nedeniyle yüksek risk grubunda yer alan kanser, kalp-damar, diyabet, böbrek yetersizliği, akciğer hastalıkları gibi kronik hastalığı olan hastalar gerek hastanede bulaş, gerekse damgalanma korkusu nedeniyle sağlık kuruluşlarına erişimde sıkıntı yaşamaktadırlar. Hastanelere tedavi için başvuranların sayısında büyük düşüş gözlemlenmektedir. Bu durum tedavi süreçlerini olumsuz etkilemektedir. Müdahale edilemeyen hastalar evde yaşamını yitirmekte veya sağlık kuruluşuna müracaat ettiğinde çok gecikmiş olmaktadırlar.

Bu bağlamda karar vericilere önerimizdir.
Kronik hastalığı olanların evde yaşamlarını yitirmemeleri için;
Bilim Kurulu gerekli önlemler almak ve uygun koşulları oluşturmak amacıyla için bir rehber hazırlamalıdır.
Tanı almış hastaların tedavilerinin aksamaması, yakınmaları olan hastaların ise erken tanı alabilmeleri için, fiziksel mesafeyi koruyarak, sağlık hizmetlerine erişim sağlanmalıdır.
Ayrıca bağışıklama, bebek-çocuk ve gebe izlemlerinin aksamasına izin verilmemelidir.  

 İçinde bulunduğumuz koşullar, salgına hazırlıklı olmak ve salgınla etkin mücadele etmek için, hizmetin planlanması ve alt yapı hazırlıklarının tamamlanmasının önemini bir kez daha ortaya koymaktadır.

Son söz olarak 35 yaşında rahatsızlanan ancak hastaneye korona virüs bulaşı olur korkusuyla gecikmiş olarak müracaat eden ve hayatını kaybeden ''özgü''ler olmaması dileğiyle….

                   Dr. Ergün DEMİR                                                            Dr.Güray KILIÇ

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Emekli hekim maaşları arasında sosyal güvenlik kurumu kaynaklı ayrımcılık son bulsun!

  Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bütçe, Kesin Hesap, Sayıştay Raporu 11.11.2022 Cuma günü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülecek. Görüşme öncesi Sayın Bakan Vedat Bilgine binlerce emekli hekim adına; Emekli hekim maaşları (4a/4b/4c statüsündeki) arasındaki uçurumun kapatılması ve sadece 4c’lı (Sağlık Bakanlığı) hekimlere yapılan ek ödeme düzenlemesinin tüm emekli hekimleri kapsaması, çalışan emekli hekimlere ek ödemenin kesilmemesi taleplerini iletiyoruz. Emekli hekimler arasında emekli olduğu sosyal güvenlik kurumuna göre emekli maaşları arasındaki farklılıklar bulunmaktadır. Emekli Sandığı, BAĞ-KUR ve SSK’ dan emekli olan hekimlerin emekli maaşları arasında büyük farklılıklar vardır.  SSK ve BAĞ-KUR’dan emekli olan hekimlerin Emekli Sandığından emekli olan hekimlere göre maaşları son derecede düşüktür. Bunun da en önemli nedeni emekli hekimlere ödenen ek ödemenin SSK ve BAĞ-KUR’dan emekli olan hekimlere ödenmemesidir. Emekli Sandığı emeklisi hekimlerin e...

KANSER TEDAVİSİ İÇİN İLAVE ÜCRET ALINABİLİR Mİ?

  Kanser hastalarından alınan ilave ücret sağlık hizmetine erişimlerini kısıtlamaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu il müdürlükleri şahıs ödemeleri bölümüne iletilen dilekçelerin büyük bir çoğunluğunu ö zel sağlık kurum ve kuruluşlarında özellikle kanser hastalarının başvurularında alınan ilave ücretler ve tedavi için ek olarak önerilen endikasyon dışı ilaç kullanım durumunda ilaç bedellerinin ödenmemesi oluşturmaktadır. Ayrıca acil servise müracaat eden hastalardan ilave ücret alınması da şikayet başvuruları arasında ön sırada gelmektedir. İlave ücret alınması 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 73. Maddesi gereği ve Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği’nin 1.9.1 maddesi uyarınca Kurumla sözleşmeli; vakıf üniversiteleri ile özel sağlık kurum ve kuruluşlarınca; Kurumca belirlenmiş sağlık hizmetleri bedelinin %200’ünü geçmemek kaydıyla kişilerden ilave ücret alınabilmektedir. Tüm sağlık hizmetlerinin sunumuna ilişkin olarak SGK tarafından ...

EMEKLİLERE MAAŞ ve İKRAMİYE ARTIŞI İÇİN SGK BÜTÇESİNDE YETERLİ KAYNAK VARMIŞ!

  Artık yeter! 15 Milyon 207 Bin 787 emekli ve hak sahibini oyalamaktan vazgeçin. Milyonlarca emekli ve hak sahibi asgari ücretin çok altında aylık ve gelir ile yaşamını sürdürmek zorunda; öte yandan düşük gelir nedeniyle emeklilerin neredeyse yarısı ya çalışmakta ya da iş aramakta. Aylardır emekli maaş ve ikramiyesine artış yapmamak için Sosyal Güvenlik Kurumu bütçesinin yetersizliği ve mali disiplininin korunmasını öne sürülmekte; Kasım-Aralık ayı olmadı, yeni yıl başında artış yapacağız diyerek milyonlarca emekli oyalanmaya çalışılmaktadır. Oysa SGK 2022 Yılı Sayıştay Denetim Raporuna göre emekli aylıklarını ve sağlık giderlerini karşılayan Sosyal Güvenlik Kurumu’nun gelirleri giderlerini karşılamakta hatta fazla vermektedir. SGK neyi gizlemeye çalışıyor?  Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, 2022 Yılı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu nda 2022 yılı bütçesi ve gelir – gider tablosu  sonuçlarına göre, 2022 yılı bütçe gideri toplamı 1.032.718.600.200,39 TL’dir. Ne...