Ana içeriğe atla

FİZİKSEL/SOSYAL MESAFE’DEN SOSYAL GÜVENCE’YE…



Salgın döneminde sağlık çalışanları hastalığın yayılmasını engellemeye, kendilerini korumaya, hastalarımızı iyileştirmeye çalışırken ve vatandaşlar can derdine düşmüş iken özel sağlık işletme sahipleri ise maliyet derdindeler!
Sağlık hizmetlerine nerede, ne zaman ve ne kadar gereksinim duyulacağı kolayca öngörülemez. Sağlık alanında özel sektörün payının giderek artmasını sağlayan siyasi iktidar, yıllar boyunca eleştirdikleri ve çökerttikleri kamusal ve koruyucu sağlık hizmetlerinin önemini pandemi döneminde dahi anlamakta güçlük çekmektedir.
AKP iktidarının yıllardır kamu aleyhine destekleyip büyüttüğü özel sağlık sektör doğası gereği COVİT-19 hastalığına “maliyet” ve “kâr” penceresinden bakmaktadır.

COVİD-19 pandemisi sürerken;
1-      Özel hastanelerde çalışan hekimler ve sağlık çalışanları ‘iş yoksa para da yok’ denerek işten çıkarılmakta ya da ücretsiz izine ayrılmaya zorlanmaktadır. Ücretleri azaltılarak veya ödenmeyerek  piyasanın ve hastane patronlarının insafına terk edilmiş durumdadırlar.
2-      COVID-19 salgını nedeniyle birçok vatandaşımız kamu ve özel hastanelerde tedavi görmektedir. Özel hastanelerin de pandemi hastanesine dönüştürülmesine karşın, son günlerde özellikle bazı özel hastanelerin Sağlık Bakanının test ve hasta yatış sürecine ilişkin kamu ya da özel hiçbir sağlık kuruluşunun ücret talep edemeyeceğini ifade etmesine rağmen COVİT-19 tanısı alan yatan hastalar ile test yaptırmak isteyenlerden ücret talep ettiği bilgisi kamuoyunun gündemindedir.
3-      Özel sağlık kuruluşlarında sağlık çalışanları, kişisel koruyucu ekipman ve hijyen malzemesi verilmeyerek veya eksik verilerek, korunaksız bırakılmaktadırlar. Bu şekilde sağlık çalışanları hem kendileri için hem de hastalar için bulaş riskine neden olmaktadırlar.
4-Yıllardır SGK’lı hastalardan %200 ve yasalara aykırı daha fazla ilave ücret alan özel sağlık kuruluşları; şimdilerde pandemi nedeniyle elektif vaka başvurularının azalmasıyla gelir kaybına uğrayınca  Devlet bize el koysun, artık bu yükün altından kalkamıyoruz’’ açıklaması yapmaktadırlar.
5. Finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin teşhis ve tedavi yöntemleri ile sağlık hizmetlerinin türlerini, miktarlarını ve kullanım sürelerini, ödeme usul ve esaslarını belirlemeye yetkili olan Sosyal Güvenlik Kurumu sürecin başından beri başını kuma gömmekte ve hiç sesi çıkmamaktadır.
İçimiz acırken; Sorunun muhatabı olan ve sürecin başından beri başını kuma gömen Sosyal Güvenlik Kurumuna ve yukarıda belirttiğimiz gibi yaşanan sorunlara cevap vermek zorunda kalan Sağlık Bakanlığına talep çağrımızdır.
COVİT -19 PANDEMİSİNDE SAĞLIK HİZMETLERİNİN FİNANSMANI İÇİN ŞU AN KAYNAK MEVCUTTUR.
Genel sağlık sigortasından sağlanan ve sağlık hizmetleri dışında başka bir amaçla kullanılmaması gereken genel sağlık sigortası fonu, sosyal sigorta fonu açıklarını kapatmak için değil pandemide kullanılmalıdır.
 Genel sağlık sigortası, kişilerin öncelikle sağlıklarının korunmasını, sağlık riskleri ile karşılaşmaları halinde ise oluşan harcamaların finansmanını sağlayan sigortayı içermektedir.
Genel sağlık sigortası fon gelirleri, çalışanların (İşçi, memur, bağımsız çalışan vb. ) ödedikleri primler,  devlet katkısı ve sağlık hizmeti alırken yurttaşlardan doğrudan alınan tedavi katılım paylarından oluşmaktadır.
Genel sağlık sigortası fon giderlerini ise emeklilerin ve diğer hak sahiplerinin tedavi, sağlık malzemesi ve ilaç giderleri oluşturmaktadır.
Genel sağlık sigortası gelirlerinin kullanımı; ilgili kanun maddelerinde “Genel sağlık sigortası prim gelirleri;  genel sağlık sigortasından sağlanan sağlık hizmetleri ve diğer haklar dışında başka bir amaçla kullanılamaz’’ ve  “fonlar arasında kaynak aktarılamaz.”  hükümleri yer almaktadır.

Yukarıda tablolarda ayrıntılarıyla görüldüğü gibi devletin resmi verilerine göre; genel sağlık sigortası fon gelirleri, genel sağlık sigortası kapsamında sağlanan sağlık hizmetlerini karşılamak için yeterli gelmektedir. Ancak, SGK genel sağlık sigortası fon varlığında kalması ve sağlık hizmetleri için kullanılması gereken fon varlığını ise kanunun açık hükmüne rağmen açıkları kapatmak için sosyal sigorta fonuna aktarmıştır.
ÖZEL HASTANELERE 3 AYLIK GLOBAL BÜTÇE
Özel hastanelerde çalışan sağlık çalışanları işten çıkarılma, ücretlerinin azaltılması tehdidi altında iken, bu hastanelere müracaat eden COVİT-19 tanısı almış hastalardan ise ilave ücret alınarak mağdur edilmektedir. Sağlık çalışanları ve hastalar piyasanın ve hastane patronlarının insafına terk edilemez. 




Sosyal Güvenlik Kurumu, sigortalılarına sunduğu sağlık hizmetini kamu özel ayrımı yapmaksızın tüm sağlık hizmet sunucularından (kamu sağlık hizmet ve özel sağlık hizmet sunucuları, eczaneler, optisyenler) protokol/sözleşme yoluyla hizmet satın almakta ve sağlık hizmetlerini finanse ederken topladığı GSS fon gelirlerden sağlık hizmet sunucularının sundukları hizmet karşılığı olarak ödeme yapmaktadır.

Yukarıda tablolarda ayrıntılarıyla belirttiğimiz gibi resmi verilere göre; SGK, sigortalılarına sunduğu sağlık hizmetleri için tüm özel sağlık hizmet sunucularına aylık yaklaşık 1 Milyar TL olarak ödeme yapmaktadır. Ayrıca özel sağlık kuruluşları hastalardan %200 ve ötesi ilave ücret almaktadır. Bunun anlamı özel sağlık kuruluşları sundukları hizmet karşılığı aylık SGK’dan 1 Milyar, hastaların cebinden ise 2 Milyar TL almaktadır.

 SGK, SUT kapsamında özel hastane, üniversite hastanesi veya Sağlık Bakanlığı hastanelerinden aldığı sağlık hizmetleri için hizmet başı ödeme, paket fiyat ödeme veya her iki yöntemin kullanıldığı karma ödeme ile götürü usulü global bütçe ödemesi yöntemlerini uygulamaktadır.
Şu anda tercih edilen usul; Sağlık Bakanlığı ve  üniversite hastanelerinde global bütçe uygulaması, özel sektörde ise SUT kapsamında belirlenen işlem ücretlerine göre düzenlenen fatura karşılığı ödeme yapılmasıdır.

Özetlersek;

AKP iktidarının koruyucu ve kamusal sağlık sistemini çökertme pahasına koruyup kolladığı ve özenle büyüttüğü özel sağlık sektörü, COVİD-19 pandemi mücadelesinin daha başlangıcında havlu atmıştır. 

Yılardır hastalardan %200 ve ötesi ilave ücret alan ve ancak şimdilerde pandemi nedeniyle elektif vaka başvurularının azalması nedeniyle gelirleri azalınca alanın temsilcisi, Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği Genel Başkanı Reşat Bahat’ın ağzından “Devlet bize el koysun, artık bu yükün altından kalkamıyoruz’’ açıklaması yapmaktadırlar.
Bazı özel hastanelerin COVİT-19 tanısı alan yatan hastalar ile test yaptırmak isteyenlerden ücret talep ettiği ve ayrıca özel sağlık kuruluşlarında çalışan hekim ve sağlık çalışanları işten çıkarılma, ücretlerinin azaltılması tehditi yanında aynı zamanda bu salgın döneminde kişisel koruyucu ekipman ve hijyen malzemesi verilmeyerek veya eksik verilerek korunaksız bırakıldığı bilinmektedir.
Sonuç olarak; Ülkemizde pandemi ilan edilmesine ve olağandışı bir döneme girilmesine ve sahada sorunlar yaşanmasına karşın SGK’nın hiç sesi çıkmamaktadır. Pandemi döneminde sağlık çalışanları ve hastalar piyasanın ve hastane patronlarının insafına terk edilemez. Ortaya çıkan ve yaşanan sorunların çözümü vardır.
 Sosyal Güvenlik Kurumuna ve sorulara muhatap olan Sağlık Bakanına çözüm önerimizdir.
Finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin teşhis ve tedavi yöntemleri ile sağlık hizmetlerinin türlerini, miktarlarını ve kullanım sürelerini, ödeme usul ve esaslarını belirlemeye Sağlık Bakanlığı değil Sosyal Güvenlik Kurumu yetkilidir. Bu nedenle çözüm önerilerimizi SGK ve sağlık giderleri karşılanmak için yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) üzerinden yapmaktayız.
1-       Genel sağlık sigortası, kişilerin öncelikle sağlıklarının korunmasını, sağlık riskleri ile karşılaşmaları halinde ise oluşan harcamaların finansmanını sağlayan sigortayı içermektedir.
Sayıştay raporlarında genel sağlık sigortası fon gelirlerinin genel sağlık sigortası kapsamında sağlanan sağlık hizmetlerini karşılamak için yeterli geldiği belirtilmektedir. Ancak, SGK genel sağlık sigortası fon varlığında kalması ve sağlık hizmetleri için kullanılması gereken fon varlığını ise kanunun açık hükmüne rağmen açıkları kapatmak için sosyal sigorta fonuna aktarmıştır.

Çözüm; Sağlık hizmetleri için kullanılması gereken fon varlığı, açıkları kapatmak için değil COVİT- 19 Pandemisinde sağlık hizmetlerini karşılamak için kullanılmalıdır.
(2018 yılı için 19.6 Milyar TL, 2019 ilk 9 ayı için bu miktar 16.3 Milyar TL dir.)

2-      SGK, hastanelerinden aldığı sağlık hizmetleri için Sağlık Bakanlığı ve  Üniversite hastanelerinde global bütçe uygulaması yapılmakta, özel sektörde ise SUT kapsamında belirlenen işlem ücretlerine göre düzenlenen fatura karşılığı ödeme gerçekleştirilmektedir. SGK, sigortalılarına sunduğu sağlık hizmetleri için toplam özel sağlık hizmet sunucularına aylık yaklaşık 1 Milyar TL olarak ödeme yapmaktadır.
           Çözüm; Pandemi hastanesi ilan edilen özel hastaneler ile SGK arasında geçici olarak 3 aylık global bütçe protokolü yapılmalıdır. Özel sağlık kurumları bünyesinde pandemi hizmeti veren hastanelerden sağlık hizmeti alacak kişileri kapsamalıdır. Bu Protokolün tarafları, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Özel sağlık kuruluşu temsilcileri olmalıdır.

3-      Çözüm; Pandemi hastanesi ilan edilen bu kurumlara şüpheli/olası COVİD-19’lu hastalara yapılacak her türlü işlem/girişim/tetkik/tahlil için “COVİD-19 paketi” olarak belirlenecek bedel SGK’dan hastanelere yapılacak olan global bütçeden karşılanacaktır. Ayrıca yapılacak SUT değişikliği ile COVİT-19 hastalığı, SUT EK-2/G ilave ücret alınmayacak işlemler listesine alınacaktır.
Pandemi döneminde COVİD-19 şüphesi ile başvuran hastalara özel hastaneler yapılan işlemlerden ilave ücret talep edilmeyecektir.
4-      Çözüm; Özel sağlık kuruluşlarında çalışan hekim ve sağlık çalışanları işten çıkarılma, ücretlerinin azaltılması tehdidi ortadan kaldırılacak. Hekim ve sağlık çalışanlarının ücretleri garantiye alınacak ve bu bedel SGK tarafından global bütçeden hastaneye ödeme yerine doğrudan hekimlerin/sağlık çalışanlarının hesabına yatırılacaktır.
5-      Çözüm; Kişisel Koruyucu Ekipman ve hijyen malzemesi için SUT değişikliği; Bir genelge ile SUT değişikliği yapılarak, sağlık çalışanlar için kişisel koruyucu ekipman ve hijyen malzeme paketi pandemi sona erene kadar kurumca bedeli karşılanacak tıbbi malzemeler listesine alınacaktır.

a-      Kullanım gün ve süreleri sağlık kurumlarının özelliklerine, hastane servislerinin önceliklerine (Acil servis, enfeksiyon hastalıkları polikliniği, göğüs hastalıkları polikliniği, endoskopik inceleme odası gastrointestinal endoskopi, bronkofibroskopi, laringoskopi gibi.v.s.) göre bilim kurulu, meslek örgütleri ve ilgili uzmanlık derneklerinin koordinasyonunda belirlenecektir.
b-      Sağlık çalışanları çalıştığı kurum, servis ve T.C No ile hastanelerde kurulacak Kişisel Koruyucu Ekipman dağıtım merkezinde birim yöneticilerinin denetiminde, hastane dışında çalışan sağlık çalışanları ise belirlenen serbest eczanelerde Medula hastane/eczane sistemine girişi yapılarak, kayıt altına alınarak paketlerini alacaktır.
         c- Bu şekilde kişisel koruyucu ekipman, hijyen malzemesini dağıtım koordinasyon bozukluğu önlenecek ve kimin alıp almadığı ve hangi tarihte aldığı tespit edilmiş olacaktır.

Çözüm önerilerimizin finansal kaynağını Genel Sağlık Sigortası Fon varlığında olması gereken ve sağlık hizmetleri için kullanılması gereken ancak kanuna aykırı şekilde açık kapatma işlemine aktarılan fon varlığı oluşturmaktadır. Bu kaynak, COVİT 19 Pandemisinde ihtiyaç duyulan sağlık hizmetlerini karşılamak için kullanılmalı ve işlemler tüm sağlık hizmetlerinin sunumuna ilişkin olarak SGK tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yapılacak değişikliğe dayanmalıdır.


Asla ve kat’a yılmıyoruz, bıkmıyoruz,

Bizi asıl yoranlar; mesleğimizin itibarsızlaştırılması, emeğimizin ucuzlatılması, kötü çalışma ortamları, ağır çalışma koşulları, piyasanın vahşi koşullarına terk edilen, ticarileşmiş sağlık hizmetleri, kışkırtılmış şiddet ve sevgisiz, hürmetsiz, değer bilmez tutumlardır.
Her şeyden ve herkesten çok; doğumdan ölüme insanların en çaresiz anlarında yardımına koşuyor, güçsüzlerin gücü, çaresizlerin çaresi olmak, ölümle ve hastalıklarla mücadele etmek, sağlık ve şifa dağıtmak için çalışıyoruz.

                        Dr. Ergün DEMİR                                                 Dr. Güray KILIÇ

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KANSER TEDAVİSİ İÇİN İLAVE ÜCRET ALINABİLİR Mİ?

  Kanser hastalarından alınan ilave ücret sağlık hizmetine erişimlerini kısıtlamaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu il müdürlükleri şahıs ödemeleri bölümüne iletilen dilekçelerin büyük bir çoğunluğunu ö zel sağlık kurum ve kuruluşlarında özellikle kanser hastalarının başvurularında alınan ilave ücretler ve tedavi için ek olarak önerilen endikasyon dışı ilaç kullanım durumunda ilaç bedellerinin ödenmemesi oluşturmaktadır. Ayrıca acil servise müracaat eden hastalardan ilave ücret alınması da şikayet başvuruları arasında ön sırada gelmektedir. İlave ücret alınması 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 73. Maddesi gereği ve Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği’nin 1.9.1 maddesi uyarınca Kurumla sözleşmeli; vakıf üniversiteleri ile özel sağlık kurum ve kuruluşlarınca; Kurumca belirlenmiş sağlık hizmetleri bedelinin %200’ünü geçmemek kaydıyla kişilerden ilave ücret alınabilmektedir. Tüm sağlık hizmetlerinin sunumuna ilişkin olarak SGK tarafından ...

Özel sağlık kurumlarında (SGK sözleşmeli-sözleşmesiz) pandemi süresince COVİD-19 hastalarının ücretlendirilmesi Bilgi Notu

- Özel sağlık kurumlarda COVİD-19 olası/kesin tanılı hastalardan ilave ücret talep edilmesi, -COVİD-19 pandemisi nedeniyle Sağlık Uygulama Tebliğinde yapılan değişiklikler, -13.04.2020 Tarihli ve 2399 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı,   -Yabancı hastalara sunulan tedavilerin ne şekilde ücretlendirileceğine ilişkin mevcut bilgiler çerçevesinde bilgi notudur. -           Özel sağlık kurumlarının COVİD-19 olası/kesin tanılı hastalardan ilave ücret talep etmesi önünde yasal engel var mıydı? COVID-19 salgını nedeniyle birçok vatandaşımız kamu ve özel hastanelerde tedavi görmektedir. Özel hastanelerin de pandemi hastanesine dönüştürülmesine ve Sağlık Bakanının test ve hasta yatış sürecine ilişkin kamu ya da özel hiçbir sağlık kuruluşunun ücret talep edemeyeceğini açıklamasına rağmen, bazı özel hastanelerin COVİD-19 tanısı alan yatan hastalar ile test yaptırmak isteyenlerden ücret talep ettiği bilgisi kamuoyunun gündemine gelmişti. 9 ...

SGK TARİHİNİN EN BÜYÜK YOLSUZLUĞU KARŞISINDA KURUM VE KAMUOYU NEDEN SESSİZ?

  Sosyal güvenlik Kurumu’nun İzmir'in Menemen ilçesinde özel bir hastanede periferik anjiyoplasti (damarın genişletilmesi) işlemi için kullanılan tıbbi malzeme ve endikasyon dışı uygulamalardan dolayı 147 milyon TL zarara uğratıldığı bilgisi basın yayın kuruluşları aracılığıyla kamuoyuna yansımıştır.  SGK denetim raporuna göre ise aynı yöntemle tüm Türkiye’de Sosyal Güvenlik Kurumunun 500 -600 milyon dolar zarara uğratıldığı tahmin edilmektedir. Tıbbi cihaz üretimi yapan şirket, hastaneler ve hekimlerin yer aldığı üçlü bir ayak tarafından gerçekleştirilen bu yolsuzluk ve usulsüzlük Kurum tarihinin sağlık alanındaki en büyük yolsuzluğu olarak değerlendirilmektedir. 3 yıl önce başlatılan yolsuzluk soruşturmasında muhakkik/denetim raporunda diğer il ve ilçelerde de denetim yapılması konusunda Rehberlik Daire Başkanlığına dosyanın gönderilmesine rağmen sadece bir ilçede mali şube operasyon yapıldığı diğer il/ilçelerde yapılmadığı görülmektedir. Öyle anlaşılma...