Ana içeriğe atla

İŞYERLERİNDE COVID 19 TANISI POZİTİF VAKALAR ZORLA ÇALIŞTIRILIYOR!

 Tüm toplumda olduğu gibi işyerlerinde de Covid-19’a yakalanan işçi sayısı giderek artarken, birçok küçük ve orta ölçekli özel işletmelerde Covid-19 tanısı pozitif olan vakalar işten atılma tehdidi ile zorla çalıştırılmakta, büyük ölçekli bazı işletmelerde ise hızlı antijen testi ile pozitif tanı alan vakalar gizlenmekte, iki- üç gün izole etmekte ve hiçbir önlem almadan üretime devam edilmektedir. İşyerlerinde gizlenen hastalık toplu taşımada, mahallelere ve işçi ailelerinin diğer fertlerine bulaşarak üstü kapatılamaz bir hal almaktadır.

 Kimse ‘Bilmiyorduk, aldatıldık’ demesin.

Sağlık Bakanlığı Covid-19 tablosuna göre 18-24 Temmuz 2022 tarihli haftalık vaka sayısı 365.424’e, vefat sayısı ise 157’ye yükselerek hızla artmaktadır. Buna karşın HES kodu uygulamasının kaldırılması ile birlikte pozitif vakaların toplu taşıma araçları, toplu kullanım alanları gibi yerleri kullanması bulaşı artırmaktadır. En vahşi uygulama ise özellikle küçük ve orta ölçekli özel işletmelerde Covid-19 tanısı pozitif olan vakaların işten atılma tehdidi ile ‘’üretimin aksamaması ve müşteri kaybetmemek amacıyla!’’  Zorla çalıştırılmalarıdır.

İş sağlığı ve güvenliğini tehdit eden bu uygulamaya karşı görevleri arasında çalışma hayatını, çalışanları koruyucu ve destekleyici tedbirler almak olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Bakan Vedat Bilgin sessizliğini korumaya devam etmekte, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ise tweet atarak sorununun çözüldüğünü zannetmektedir.

Önlem alınması için ne bekleniyor?

Sağlık Bakanlığı verilerine göre; günlük vaka sayıları 50 binlerin üzerine çıktı, ölüm sayıları artmaya devam ediyor. HES kodu uygulaması, kalabalık ortak alanlar ile toplu taşımalarda maske kullanımı zorunlu olması kuralı neden uygulanmamaktadır.? Aşısız ve eksik aşılı olanların aşılarının tamamlanması, hatırlatma dozlarının yapılması için yeterli çaba neden harcanmamaktadır?

                                               Genel Koronavirüs Tablosu


Sağlık Bakanlığının açıkladığı haftalık vaka sayısı bir önceki haftaya göre %61,9 vefat sayısı ise %61,1 artmıştır. Semptomları olduğu halde PCR testi yaptırmayan ve kayıtlara geçmeyen hızlı antijen testi ile tanı konulan vatandaşlar göz önüne alındığında aslında gerçek vaka ve vefat sayılarının Bakanlığın açıkladığının çok ötesinde olduğu aşikardır.

 Pozitif vakalar her yerde; işyerlerinde, toplu ulaşım araçlarında, toplu kullanım alanlarında

HES kodu uygulamasının 03.03.2022 tarihi itibariyle sona erdirilmesi ile birlikte Covid-19 tanısı pozitif olan vakaların toplu ulaşım araçlarını, toplu kullanım alanlarını kullanabilmelerinin önünde bir engel kalmadı. Ayrıca işyerlerinde pozitif vakaların zorla çalıştırılması da tüm bu alanlarda bulaşın hızla yayılmasına yol açmaktadır.

HES kodu sadece toplu taşıma araçları, toplu kullanım alanları gibi yerlerde geçirilecek süre boyunca bulaş riskini azaltmak amacına hizmet etmekte idi ve böylece de Covid-19 ya da temaslı olan vatandaşlarımız izolasyon süresince toplu ulaşım ve toplu kullanım alanlarını kullanamamaktaydı.

Vaka ve vefat sayılarının hızla artışı ile birlikte, toplumda infeksiyonun yayılımını engellemek üzere kapalı alanlarda ve toplu taşıma araçlarında maske kullanım zorunluluğunun yanı sıra kapalı mekanların havalandırılmasını sağlayacak önlem ve düzenlemelerin hayata geçirilmesi ve pozitiflik saptananların veya temaslıların etkili izolasyonu için HES kodu uygulamasının hızla geri getirilmesi gerekmektedir.

Sonuç olarak;

İş sağlığı ve güvenliği tedbirleri çerçevesinde Covid-19 salgını yönünden işverenin iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin sorumlulukları yeniden değerlendirilmeli ve birtakım önlemler alınmalıdır. İnfekte olan kişilerin işe gitmemesini kolaylaştıracak idari düzenlemeler yapılarak infeksiyonun yayılımı önlenmelidir.

Toplum sağlığını riske eden Covid-19 tanısı pozitif olan vakaların işten atılma tehdidi ile zorla çalıştırılma uygulamasına son verilmelidir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Bakan Vedat Bilgin’i görevini yapmaya; bu işletmeleri hem 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun hem de 4857 sayılı İş Kanunu’nun hükümleri çerçevesinde tespit ve denetleyerek gerekli cezai işlemleri uygulamaya ve konu ile ilgili olarak kamuoyuna açıklama yapmaya çağırıyoruz.

                                               # FİKRİ # takibimiz devam ediyor.

 

                              Dr. Ergün DEMİR                            Dr. Güray KILIÇ

 

 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KANSER TEDAVİSİ İÇİN İLAVE ÜCRET ALINABİLİR Mİ?

  Kanser hastalarından alınan ilave ücret sağlık hizmetine erişimlerini kısıtlamaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu il müdürlükleri şahıs ödemeleri bölümüne iletilen dilekçelerin büyük bir çoğunluğunu ö zel sağlık kurum ve kuruluşlarında özellikle kanser hastalarının başvurularında alınan ilave ücretler ve tedavi için ek olarak önerilen endikasyon dışı ilaç kullanım durumunda ilaç bedellerinin ödenmemesi oluşturmaktadır. Ayrıca acil servise müracaat eden hastalardan ilave ücret alınması da şikayet başvuruları arasında ön sırada gelmektedir. İlave ücret alınması 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 73. Maddesi gereği ve Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği’nin 1.9.1 maddesi uyarınca Kurumla sözleşmeli; vakıf üniversiteleri ile özel sağlık kurum ve kuruluşlarınca; Kurumca belirlenmiş sağlık hizmetleri bedelinin %200’ünü geçmemek kaydıyla kişilerden ilave ücret alınabilmektedir. Tüm sağlık hizmetlerinin sunumuna ilişkin olarak SGK tarafından ...

Özel sağlık kurumlarında (SGK sözleşmeli-sözleşmesiz) pandemi süresince COVİD-19 hastalarının ücretlendirilmesi Bilgi Notu

- Özel sağlık kurumlarda COVİD-19 olası/kesin tanılı hastalardan ilave ücret talep edilmesi, -COVİD-19 pandemisi nedeniyle Sağlık Uygulama Tebliğinde yapılan değişiklikler, -13.04.2020 Tarihli ve 2399 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı,   -Yabancı hastalara sunulan tedavilerin ne şekilde ücretlendirileceğine ilişkin mevcut bilgiler çerçevesinde bilgi notudur. -           Özel sağlık kurumlarının COVİD-19 olası/kesin tanılı hastalardan ilave ücret talep etmesi önünde yasal engel var mıydı? COVID-19 salgını nedeniyle birçok vatandaşımız kamu ve özel hastanelerde tedavi görmektedir. Özel hastanelerin de pandemi hastanesine dönüştürülmesine ve Sağlık Bakanının test ve hasta yatış sürecine ilişkin kamu ya da özel hiçbir sağlık kuruluşunun ücret talep edemeyeceğini açıklamasına rağmen, bazı özel hastanelerin COVİD-19 tanısı alan yatan hastalar ile test yaptırmak isteyenlerden ücret talep ettiği bilgisi kamuoyunun gündemine gelmişti. 9 ...

SGK TARİHİNİN EN BÜYÜK YOLSUZLUĞU KARŞISINDA KURUM VE KAMUOYU NEDEN SESSİZ?

  Sosyal güvenlik Kurumu’nun İzmir'in Menemen ilçesinde özel bir hastanede periferik anjiyoplasti (damarın genişletilmesi) işlemi için kullanılan tıbbi malzeme ve endikasyon dışı uygulamalardan dolayı 147 milyon TL zarara uğratıldığı bilgisi basın yayın kuruluşları aracılığıyla kamuoyuna yansımıştır.  SGK denetim raporuna göre ise aynı yöntemle tüm Türkiye’de Sosyal Güvenlik Kurumunun 500 -600 milyon dolar zarara uğratıldığı tahmin edilmektedir. Tıbbi cihaz üretimi yapan şirket, hastaneler ve hekimlerin yer aldığı üçlü bir ayak tarafından gerçekleştirilen bu yolsuzluk ve usulsüzlük Kurum tarihinin sağlık alanındaki en büyük yolsuzluğu olarak değerlendirilmektedir. 3 yıl önce başlatılan yolsuzluk soruşturmasında muhakkik/denetim raporunda diğer il ve ilçelerde de denetim yapılması konusunda Rehberlik Daire Başkanlığına dosyanın gönderilmesine rağmen sadece bir ilçede mali şube operasyon yapıldığı diğer il/ilçelerde yapılmadığı görülmektedir. Öyle anlaşılma...