Ana içeriğe atla

“BORÇ” İLE SAĞLIK HİZMETİ VERİLİR Mİ?

Senet yok ama borç faturası var!

Siz bakmayın TBMM kürsüsünden ‘sağlıkta devrim’ yaptık açıklamalarına. Vatandaşlar hastanelerde muayene olabilmek için sıra, ameliyat olabilmek için gün alamadıklarından sağlık hizmetine erişemezken; sağlık hizmetine erişebilenlerin bazılarının hanelerine borç faturası gönderildiği, borcunu ödemeyenlere de dava açılarak icra takibi başlatıldığı ortaya çıktı.

TBMM’de görüşülerek kabul edilen, Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin tartışmalarında çarpıcı bir gerçek ortaya çıktı.  Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık tesislerince sağlık sigortasından yararlanamayan kişilere sunulan sağlık hizmet bedelleri için 88.796 dosyada vatandaşlara borç faturası yazılmış. Borç faturalarını ödeyemeyen vatandaşların daha fazla dava ve icra takibine düşmemesi için de bir düzenlenme Kanun’da yer aldı.

Kanun teklifi görüşmelerinde SGK’dan bir yetkili neden yoktu?

Kanun teklifinin komisyon görüşmelerinde bilgi amaçlı yöneltilen soruları kanun teklifini hazırlayan milletvekilleri yeterince yanıtlayamamış, sorular Hazine ve Maliye Bakanlığından Genel Müdür Ferhat Aydoğan ile Sağlık Bakan yardımcısı Halil Eldemir tarafından yanıtlanmıştır.

Kanun teklifi üzerindeki tartışmalarda birçok milletvekili GSS, Prim borcu, BAĞ-KUR, gelir testi vs. bu kavramları bilgi eksikliğinden dolayı karıştırmış, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına veya SGK’na sorulması gereken soruları Sağlık Bakanı yardımcısına sormuşlar ve dolayısıyla da cevap alamamışlardır. Örneğin toplam GSS prim borcu olan vatandaş sayısı kaçtır?  Vb.

Hastanelerde borç faturaları kime ve neden yazıldı?

Kanun teklifinin komisyon görüşmelerinde Sağlık Bakan yardımcısı Halil Eldemir milletvekilleri tarafından sorulan sorulara verdiği cevapta;

“Yani burada bu rakamlarla ilgili konular da ha çok ihmalden kaynaklı veya imkânsızlıktan kaynaklı ödenmemiş primlerle alakalıdır, GSS’yle ilgili değil. BAĞ-KUR primi olmuştur, ödenmemiştir, birkaç ayı geçmiştir, vesaire onlardan kaynaklıdır.’’

“Bir başka sigortası olup bunu ödeme gücü olduğu hâlde ödemeyenlerle ilgili… Şimdi buraya ne kadar borcu, bu GSS borcu değil, tamam. Hastane borcu”

“Burada kalan sadece BAĞ-KUR’lular ya da BAĞ-KUR’lu olmayıp GSS konusunu ihmal etmiş olanlar.”

“Sigortası varsa bu haktan yararlanmak üzere SGK’ ye biz onu fatura ediyoruz; yoksa, vatandaşa çıkartıyoruz faturayı, bu şekliyle alacak bekliyor”

Bu cevapları aynı zamanda kanun teklifini hazırlayan AKP milletvekilleri, Sağlık Komisyon Başkanı Recep Akdağ ile Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Cevdet Yılmaz tekrarlamışlardır.

Bakanlık bürokratı ile kanun teklifini hazırlayan milletvekilleri kavramları karıştırsalar da borcun GSS ve BAĞ- KUR prim borcunun yatırılmamasına bağlı olduğu ortaya çıkmıştır.


 

Oysa son 4 yıldır GSS ve BAĞ-KUR prim borcu olan vatandaşların sağlık hizmetinden faydalanabilme süreleri uzatılmaktadır. En son Cumhurbaşkanlığı kararı ile 31.12.2022 tarihine kadar ertelendiği bilgisine de Kurum resmi internet sayfasından ulaşılabilmektedir. Bu durumda Sağlık Bakanlığı’nın vatandaşlara bu 4 yıllık süre içerisinde borç fatura tutarı kesmesi söz konusu olmamalıydı. Bu durumda borçların 2018 ve daha önceki yıllara ait olması kuvvetle muhtemeldir.

Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık tesislerince, vatandaşlara çıkarılan borcun hangi tarihlere ait olduğu ve gerekçesi kavramlar karıştırılmadan net bir şekilde açıklanmalıdır.

Kim bu BAĞ-KUR’lular?

4/b kapsamındaki sigortalı: 5510 Sayılı Kanun’un 4. maddesine göre; köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan;

1) Ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usûlde gelir vergisi mükellefi olanlar,

2) Gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olanlar,

3) Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde komandite ortaklar, diğer şirket ve donatma iştiraklerinde ise tüm ortaklar,

4) Tarımsal faaliyette bulunanlar ve isteğe bağlı sigortalılar ifade edilmektedir.

Zorunlu Sigortalılar; muhtarlar, tarım sigortalıları ve diğer zorunlu sigortalılardan oluşmaktadır.

İsteğe bağlı sigorta ve şartları; kişilerin isteğe bağlı olarak prim ödemek suretiyle uzun vadeli sigorta kollarına ve genel sağlık sigortasına tâbi olmalarını sağlayan sigortadır.

İsteğe bağlı sigorta primi, sigortalı tarafından belirlenen prime esas aylık kazancın % 32'sidir. Bunun %20'si malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi, % 12'si genel sağlık sigortası primidir.

SONUÇ OLARAK

Genel Sağlık Sigortası ve BAĞ-KUR prim borcu nedeniyle sağlık sigortasından faydalanamayan vatandaşların Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık tesislerine müracaat edenlerinden, 88.796 dosyada, hanelerine borç fatura yazıldığı, borcunu ödeyemeyen vatandaşlara da dava açıldığı ve icra takibi başlatıldığı görülmektedir.

Oysa son 4 yıldır GSS ve BAĞ-KUR prim borcu olan vatandaşların sağlık hizmetinden faydalanabilme süreleri Cumhurbaşkanlığı kararı ile uzatılmaktadır.

Prim borcu olan vatandaşların sayısı milyonlarla ifade edilmekte iken, bütçe görüşmelerinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’e ısrarla sorulmasına rağmen bu soruya cevap alınamamıştır;

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’e ve SGK yetkililerine soruyoruz?

Milyonlarca primini ödeyemeyen vatandaş varken neden ayrıca yaklaşık 88 bin BAĞ-KUR’lu vatandaşa hastane borç faturası çıkarılmıştır? 

Genel Sağlık Sigortası uygulamasında BAĞ-KUR sigortalılarına ve bakmakla yükümlü oldukları kişilere ayrı bir uygulamamı söz konusudur?

GSS ve BAĞ-KUR prim borcunu ödeyemeyen vatandaşlarımızın toplam sayısı ne kadardır?

 

                             Dr. Ergün DEMİR                             Dr. Güray KILIÇ

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EMEKLİLERE MAAŞ ve İKRAMİYE ARTIŞI İÇİN SGK BÜTÇESİNDE YETERLİ KAYNAK VARMIŞ!

  Artık yeter! 15 Milyon 207 Bin 787 emekli ve hak sahibini oyalamaktan vazgeçin. Milyonlarca emekli ve hak sahibi asgari ücretin çok altında aylık ve gelir ile yaşamını sürdürmek zorunda; öte yandan düşük gelir nedeniyle emeklilerin neredeyse yarısı ya çalışmakta ya da iş aramakta. Aylardır emekli maaş ve ikramiyesine artış yapmamak için Sosyal Güvenlik Kurumu bütçesinin yetersizliği ve mali disiplininin korunmasını öne sürülmekte; Kasım-Aralık ayı olmadı, yeni yıl başında artış yapacağız diyerek milyonlarca emekli oyalanmaya çalışılmaktadır. Oysa SGK 2022 Yılı Sayıştay Denetim Raporuna göre emekli aylıklarını ve sağlık giderlerini karşılayan Sosyal Güvenlik Kurumu’nun gelirleri giderlerini karşılamakta hatta fazla vermektedir. SGK neyi gizlemeye çalışıyor?  Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, 2022 Yılı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu nda 2022 yılı bütçesi ve gelir – gider tablosu  sonuçlarına göre, 2022 yılı bütçe gideri toplamı 1.032.718.600.200,39 TL’dir. Net bütçe geliri ise

Binlerce aile huzursuz ve tedirgin!

  Bakıma ihtiyacı olan ağır engellilerin evde bakım yardımının durdurulması ve sonlandırılması mı söz konusu? 569 bin ağır engelliye ailenin gelirine göre yapılan evde bakım yardımının, çalışan maaşlarına yapılan son zamlar ile gelirin görece artmış olması ve evde bakım yardımı yönetmeliğinde yapılan değişik ile durdurulacağı korkusu aileleri huzursuz hale getirdi. Evde Bakım Yardımı 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunun ek 7'nci maddesi uyarınca Engelli Sağlık Kurulu Raporunda tam bağımlı/ağır engelli ibaresi olan ve hanede kişi başına düşen geliri net asgari ücretin 2/3’ünün altında bulunan engelli bireylerin evde bakımlarının sağlanması için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca Evde Bakım Yardımı yapılmaktadır. Faydalanıcı sayısı ve nakdi yardım tutarı Evde bakım yardımı uygulaması 2006 yılında başlatılmış olup, 2023 yılı Ocak-Temmuz dönemi için tam bağımlı durumdaki engellisine evde bakmak isteyen ailelere aylık 4.336 TL nakdi yardım yapılmaktadır. 2023 yılı Nisan

İlaç tedarikinde kriz kapıda!

  Multipl Skleroz hastaları, Sosyal Güvenlik Kurumu ile ilaç firmaları arasındaki gerilim nedeniyle mağdur edilmemeli, duyguları sömürülmemelidir. Roche firması kamuoyuna yaptığı bir açıklama ile ruhsat sahibi oldukları ve 2018 yılından beri Türkiye’de bir grup Multipl Skleroz (MS) hastasında kullanılan Ocrevus isimli ilacının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafında ‘pasiflendiğini’ ve bu durumun MS hastalarının tedavisinde aksamaya yol açacağını bildirerek SGK’yı bu girişiminden vaz geçirmek üzere kamuoyunu tepki vermeye davet etmiştir. SGK ise MS hastalarının ilaca erişim konusundaki kaygılarını giderecek bir açıklamayı henüz yapmamıştır. Türkiye’nin en kritik seçimlerinde bile maalesef gündem olamayan sağlık ve tıbbi hizmetler ancak vatandaşın canı yandığı zaman tartışılabilmektedir. Sağlık alanında sorunlar seçim döneminde de tüm ağırlığıyla süregeldi. Ancak vatandaşların bazı ilaçlara erişememesi, birçok kamu hastanesinde tıbbi malzeme eksikliği nedeniyle ameliyatların yapılama