COVID-19 salgını bütün ağırlığı ile devam etmekte ve İstanbul başta olmak
üzere birçok ilde yoğun bakım servislerinde yer bulunamamaktadır.
Mevsimsel grip dönemine girilmesi ve havaların soğumasıyla
birlikte kronik hastalığı olanların da salgından etkilenmesi daha ağır
tabloların ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Covid-19 dışında ayrıca büyük
ameliyatlar ve acillere başvuru ile birlikte ciddi yoğun bakım yatağı
ihtiyacının ortaya çıkacağını ön görmek zor değildir.
Covid-19 pandemisi sürecinden “başarı öyküsü” yaratarak çıkma çabası ile
gerçek verileri gizleyen ve pandemi ile mücadelede kontrolü kaybettiği
anlaşılan iktidara, hastanelerin salgınla kuşatıldığı bu günlerde salgının
yaygınlaşma eğiliminin olduğu illerdeki yoğun bakım servislerinde yer bulamayan
vatandaşların haykırışına kulak vermelerini salık veriyoruz.
Özellikle İstanbul’da kamu hastanelerinin yoğun bakım
ünitelerinde doluluk oranının giderek artmasına karşın özel hastanelerin
bir kısmının yoğun bakım servislerinde Covid-19 hastalarını yatırmaktan
kaçındığı görülmektedir. Bazılarının ise yoğun
bakımda yatan hastalardan ücret talep ettiği bilgisi kamuoyunun
gündemindedir.
Önümüzdeki günlerin can alıcı sorunlarından birisi de
sağlık kurum ve kuruluşlarının yoğun bakım servislerinde yaşanan ve giderek
daha fazla hissedilecek olan yatak ihtiyacıdır. Peki, bu duruma nasıl gelindi?
İleri sürülen gerekçelere karşı gerçekleri nelerdir? 7
soruyu yanıtlayarak gerçekleri açıklamaya çalışalım:
1- Ülkemizde
toplam yoğun bakım yatak sayısı ve bunların kurumlara (özel- sağlık
bakanlığı-kamu üniversitesi) göre dağılım nedir?
Yoğun bakım yatak
sayıları özel sektör ağırlıklı; Sağlık Bakanlığı sağlık
istatistikleri yıllığı 2019 haber bültenine göre; Ülkemizde toplam yoğun bakım
yatak sayısı 39.955 olup bunun %43,5’u Sağlık Bakanlığı, %41 özel hastaneler, %15,5’i üniversite
hastanelerinde yer almaktadır. Salgında esas olarak erişkin yoğun bakım
yataklarına ihtiyaç olmaktadır. Erişkin yoğun bakım toplam sayısı ise
25.364’tür.
Hastanelerde yoğun
bakım hizmetleri birim zamanda en çok para kazandıran hizmetler
arasındadır. Yoğun bakım hizmetlerinde özel sektörün ağırlığı fazladır.
Sağlık Bakanlığı adeta özel sağlık sektörüne meydanı terk etmiş
görünmektedir.
Şu anda yoğun bakım üniteleri salt fiziksel altyapıya göre
tescillenmektedir. Nitelikli yoğun bakım çalışanı ve özellikle yoğun bakım
uzmanı bulunup bulunmadığı, sunulan hizmetin kalitesi ve yatan hasta sonuçları
bu ünitelerin değerlendirilmesinde parametre olarak kullanılmamaktadır. Bu
durum gerek kamuda gerekse özel hastanelerde gelişigüzel yoğun bakım
servislerinin açılmasına yol açmaktadır.
21.08.2020 tarihinde “yataklı tedavi
kurumlarında yoğun bakım hizmetlerinin uygulama ve esasları hakkında tebliğ”
değişikliğinin gerçekleşmesi ile birlikte Covid-19 salgının şiddetinin
arttığı bugünlerde birçok hastane niteliğe bakmaksızın yoğun bakım yatak
sayısını arttırmaya çalışmaktadır.
2- Covid-19 salgınında gelinen aşamada yoğun bakım servisleri yetersiz mi kalmaktadır? Sorun nereden kaynaklanmaktadır?
Yoğun bakım hizmetinde sorun, yataklı servis ve yatak
sayısı bakımından yetersizlikten çok, yoğun bakım servislerinin özel
sektör ağırlıklı olması ve pandemi döneminde denetim yapılmamasından
kaynaklanmaktadır. Özel sağlık sektör doğası gereği Covid-19 hastalığına
“maliyet” ve “kâr” penceresinden bakmaktadır.
Bugün birçok ilde yoğun bakım servislerinde boş yatak bulunamamasının temel nedenleri arasında hastane işletmelerinin yoğun bakım yataklarını en çok para kazandıran hizmet olarak görmesi, yoğun bakım servislerine endikasyonsuz ( ihtiyaç olmadan) hasta yatışları ve yoğun bakım yataklarının akılcı kullanılmaması, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 29 Haziran 2020’ tarihinden itibaren özel hastanelerde Covid-19 tedavisi gören hastalar için yoğun bakım pandemi bakım ücreti ödemesini iptal etmesi yer almaktadır.
3- SUT’a göre ilave ücret alınmayacak sağlık hizmetleri nelerdir? Pandemi vakaları halen bu kapsam içinde midir?
Sağlık Bakanlığı hastaneleri, Devlet ve Vakıf Üniversitesi hastaneleri ile
tüm özel sağlık kuruluşlarınca üretilen sağlık hizmetlerinin tek kamu ‘alıcısı’
Sosyal Güvenlik Kurumudur. Kurum, finansmanı sağlanacak olan sağlık hizmetlerinin
kapsamını, bedellerini ve hangi usul ve esaslarla ödeme yapacağını yayımladığı
Sağlık Uygulama Tebliği aracılığı ile belirlemektedir.
SUT 1.9,1 - İlave ücret alınması;
Kurumla sözleşmeli vakıf üniversiteleri ile özel sağlık kurum ve
kuruluşlarınca Kurumca belirlenen oranı (%200)
geçmemek kaydıyla kişilerden ilave ücret
alınabilir. Sağlık hizmeti sunucusu, sunduğu sağlık hizmetleri öncesinde,
alacağı ilave ücrete ilişkin olarak hasta veya hasta yakınının yazılı onayını
alır. Bu yazılı onay alınmadan işlemler sonrasında herhangi bir gerekçe ileri
sürerek ilave ücret talebinde bulunamaz.
İlave ücret alınmayacak sağlık hizmetleri
a) Acil servislerde verilen ve SUT eki EK-2/B Listesinde yer alan 520.021
kod numaralı “Yeşil alan muayenesi” adı altında Kuruma fatura edilebilen sağlık
hizmetleri hariç olmak üzere, acil haller nedeniyle sunulan sağlık hizmetleri,
b) Yoğun bakım hizmetleri,
c) Yanık tedavisi hizmetleri,
ç) Kanser tedavisi (radyoterapi, kemoterapi, radyo izotop tedavileri),
d) Yenidoğana verilen sağlık hizmetleri,
e) Organ, doku ve kök hücre nakillerine ilişkin sağlık hizmetleri,
f) Doğumsal anomaliler için yapılan cerrahi işlemlere yönelik sağlık
hizmetleri,
g)
Hemodiyaliz tedavileri,
ğ) Kardiyovasküler cerrahi işlemler. (İstisnai sağlık
hizmetlerinde belirtilen işlemler hariç)
h) İşitsel implant işlemlerinden
j) SUT eki EK-2/G Listesinde yer alan (Kanser cerrahisi) işlemler ile bu
işlemlere ilişkin sunulan sağlık hizmetlerinden ilave ücret alınmaz.
Yoğun bakım servislerinde tedavi gören Covid-19 hastası dahil hiçbir vakadan SUT hükümleri gereği ilave ücret alınamaz.
4- Özel hastanelerde Covid-19 öntanılı / tanılı hastalardan herhangi bir ad altında ilave ücret alınabilir mi? Hali hazırdaki mevzuata göre durum nedir? İhlal durumunda izlenecek yol nedir?
09 Nisan 2020 tarihli
ve 31094 sayılı Resmi Gazete ‘de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık
Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile Covid-19 öntanılı/tanılı
hastalar, acil hal tanımı içerisine ve ilave ücret alınmayacak işlemler
listesine alınmıştır. Bu şekilde Covid-19 öntanı/tanılı hastalardan özel
hastanelerde yasal olarak hiçbir suretle yapılacak herhangi bir
işlem/girişim/tetkik/tahlil /yatak için ilave ücret alınamayacaktır.
İhlal durumunda, SGK İl müdürlüğüne
şahıs ödemeleri bölümüne iletilmek üzere dilekçe yazmak ve
dilekçeye hastaneden verilen çıkış kâğıdı, fatura veya kredi kartı
ekstresinin ek olarak verilmesi gerekmektedir.
5- Özel
hastaneler ve özel sağlık kuruluşları pandemi sürecinde zarar mı etti? SGK’ dan
sağlık hizmet sunucularına türlerine göre (müracaat sayısı, fatura tutarı,
müracaat başına ortalama maliyet) yapılan ödemelere dayalı analiz bilgileri ne
gösteriyor?
Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) Başkanın “sürekli zarar ederek hasta bakamayız, özel sektör olarak Covid-19 hastası kabul etmeyeceğiz” açıklamasının SGK fatura tutarı analiz bilgileri değerlendirildiğinde doğru olmadığı anlaşılmaktadır.
SGK
2020 Temmuz sağlık istatistikleri sağlık hizmet sunucusu fatura tutarı analiz
bilgilerine göre, 2019 ilk 7 ay ile 2020 ilk 7 ay değişim oranı
karşılaştırıldığında ciroları eksiye düşenlerin özel hastaneler değil devlet ve
üniversite hastaneleri olduğu görülmektedir.
Müracaat
sayılarında ise sağlık hizmet sunucularının hepsinde bir azalma mevcuttur.
Devlet ve üniversite hastanelerinde müracaat sayılarında 2019-2020 ilk 7 ay
değişim oranında % 30-35 azalma olurken, özel sağlık kuruluşlarında
azalma %19,5’dur. Müracaat başına ortalama maliyette ise Devlet 2. basamak %
20,6, Devlet 2.basamak 36,7, Özel sağlık tesislerinde %36,5,Üniversite sağlık
tesislerinde % 39,6 artış olmuştur.
Özel
hastanelerde pandemi süresince asıl gelir kaybı sağlık turizminden
olmuştur.
Zarar ediyoruz açıklamaları; “COVID-19 hastalarına devlet ve üniversite hastaneleri baksın, elektif vaka ve işlemleri özel hastaneler baksın, hastalardan %200 ve ötesi ilave ücret alınsın’’ uygulamasını hayata geçirmek içindir. SGK’nın hiçbir gerekçe ve açıklama yapmadan özel hastanelerin pandemi bakım hizmeti ödemelerini iptal etmesi daha sonra ödemeye başlaması bu uygulamaya yol vermesi anlamına gelmektedir.
6 - Özel hastaneler Covid-19 hastalarının tedavi süreçlerinden, özellikle de yoğun bakım hizmetlerinden kaçınabilirler mi?
Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 20.03.2020 tarih ve
pandemi konulu yazısı ile 27.08.2020 tarihinde güncellenen Pandemi Hastaneleri
ve Elektif işlemlerin ertelenmesi ve diğer alınacak tedbirler konusundaki
yazısında;
“-
Bünyesinde Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji, Göğüs hastalıkları,
İç Hastalıkları uzmanı hekimlerden en az ikisinin bulunduğu ve 3. seviye
erişkin yoğun bakım yatağı bulunan hastaneler Pandemi Hastanesi olarak kabul
edildiği,
- Pandemi Hastanelerinde
Covid-19 tanısı almış (test pozitif) vakaların tedavilerinin yapıldığı,
- Pandemi
hastanelerinde; pandemi hastalarına ayrılmış bir klinik ve bir yoğun bakım
ünitesi belirlenmeli ve bu vakalar için rezerve edilmelidir. Vaka sayısının
artması durumunda diğer yoğun bakım ünitesi ve servislerinin hangi sıra ile
ayrılacağının belirlenmesi gerektiği,
- Sağlık
kurumlarına müracaat eden hastaların, Covid-19 tanısı kesinleşinceye kadar
Sağlık Bakanlığı hastaneleri, Devlet ve Vakıf Üniversitesi hastaneleri ile tüm
özel sağlık kuruluşlarınca kabulü ve tanı/tedavi süreçlerinin yapılması zorunludur.’’
Hükmü yer almaktadır.
Pandemi süresince pandemi hastaneleri tedavi ve yoğun bakım hizmetlerinden
imtina edemezler.
7- Covid-19
hastalarına yoğun bakım servislerinde bakmaktan kaçınan özel hastaneler için
izlenecek yol nedir?
Covid-19 hastalarına yoğun bakım servislerinde bakılmasından kaçınan, yasal
olmamasına rağmen ilave ücret alan ve böylece salgını fırsata çevirmeye çalışan
özel hastanelere el konulmalı ve buralarda Sağlık Bakanlığı tarafından hizmet
vermelidir.
SONUÇ OLARAK; İhtiyacımız Olan “ALGI Yönetimi” Değil “SALGIN Yönetimi” dir.
AKP iktidarının ekonomik güdülerle 1
Haziran sonrası epidemiyolojinin yol göstericiliğinden yoksun bir şekilde
erkenden aceleci, kontrolsüz olarak açılma sürecini başlatması Covid-19 salgınını
ne yazık ki kontrol edilemez hale getirmiştir. Pandemi ile mücadele bireysel
sorumluluğa bırakılmıştır.
Yurttaşlar
bir yandan salgının nereye evrileceğinden, temaslı olursa test
yaptıramamaktan, hastalanınca yoğun bakımda yer bulamayacağından tedirginlerdir. Olağandışı
bir döneme girilmesine ve yaşanan sorunların artmasına karşın sorunun finansal
yönden muhataplarından olan ve sürecin başından beri başını kuma gömen Sosyal
Güvenlik Kurumunun ise hiç sesi çıkmamaktadır. Sağlık Bakanı ise twitter
üzerinden paylaşımlarla sorunu çözdüğünü zannetmektedir.
Sağlık Bakanı,
salgına ilişkin verileri ve bilgilendirmeleri twitter ve web sayfasından
paylaşılan tek bir tabloya sığdırmak istese de, yoğun bakım ve entübe hasta
sayısını tablodan kaldırarak gerçekleri bulanıklaştırmak istese de birçok ilde
yaşanan hastalara yoğun bakım servislerinde yatak bulunmaması sorunu
ortadan kalkmamıştır.
- Özellikle İstanbul’da artan hasta
sayısını ve hastaneler üzerindeki yoğun iş yükünü azaltmak için SARS-CoV-2’nin
az kuluçka süresi olan 14 günlük “kapanma” gereklidir.
- Bu dönemde nitelikli ve kamusal kaynaklı sağlık hizmet sunumuna her
zamankinden daha fazla gereksinim duyulmaktadır. Covid-19 yoğun olarak
yoksulları enfekte etmektedir. Bu olağandışı dönemde hastaları mağdur edecek
uygulamalardan acilen vazgeçilmelidir.
- Özel-kamu-üniversite
tüm yoğun bakım servislerinde Sağlık Bakanlığı koordinasyonu ile hizmet sunumu
yapılmalıdır.
-Pandemi süresince ve sonrasında SGK’nın
sağlık uygulama tebliği dâhil bu alanı etkileyecek tüm düzenlemeler, yapılacak
değişiklikler toplumun tamamının gereksinim duyduğu sağlık hizmetini, uygun
nitelikte ve ücretsiz almasını sağlayacak yönde olmalıdır.
-Yıllardır hastalardan
%200 ve ötesi ilave ücret alan özel hastanelerin yasaklanmış olmasına rağmen bu
salgın döneminde bile vatandaştan ilave ücret talep etmeleri ve salt
maliyet/kar odaklı sağlık hizmeti üretmelerini kabul etmek mümkün değildir. .
Dr. Ergün DEMİR
Dr.Güray KILIÇ
Yorumlar
Yorum Gönder