Ana içeriğe atla

Denetim ekiplerini hastane acil servislerinde, fabrikalarda, atölyelerde, şantiyelerde, organize sanayi bölgelerinde göreve davet ediyoruz!

 

Tüm iş kolları ve yaşam alanları için belirlenen tedbirlere ve maske-mesafe-hijyen kurallarına uyulup uyulmadığını denetlemeye çıkacak denetim ekipleri hastanelerin acil servisleri, fabrikalar, atölyeler, şantiyeler ve organize sanayi bölgelerinde görev yapmalıdırlar.

İçişleri Bakanlığının 26.11.2020  tarihinde  81 il valiliğine gönderdiği Covid-19 Denetimleri konulu genelgede “koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında içerisinde bulunulan kontrollü sosyal hayat döneminde temizlik, maske ve mesafe kurallarının yanı sıra tüm iş kolları ve yaşam alanları için belirlenen tedbirlere uyulmasının salgınla mücadelede, başarı açısından büyük önem taşıdığı’’ belirtildi. 

Genelgede 4 gün boyunca yürütülecek olan denetimlerle ilgili de şu bilgilere yer verildi:

26­-27­-28­-29 Kasım 2020 tarihlerinde tüm il ve ilçelerde, vali ve kaymakamların koordinasyonunda; başta pazar yerleri, toplu ulaşım araçları ve alışveriş merkezleri olmak üzere vatandaşların kalabalık şekilde bulunabildiği yerlere yönelik yoğunlaştırılmış denetimler yapılacağı belirtilmektedir. 

Denetimler elbette önemli ve gereklidir. Ancak denetimlerin salgınla mücadeleye katkı vermesi için yaşam alanlarındaki denetlenmelerin yanı sıra çalışanların yaşamlarını ve sağlıklarını olumsuz etkileyen eksiklerin tespit edilmesi ve bu olumsuz etkenlere karşı nasıl önlem alınacağının ve uygulayacağının da kamuoyuna açıklanması gerekmektedir.

COVIT 19 salgını erken “yeniden açılma” ve tüm uyarılarımıza karşın yaşanan eksiklik ve hatalar nedeniyle ne yazık ki kontrol edilemez  bir noktaya doğru ilerlemektedir. Çalışanların çalışma koşulları giderek zorlaşmakta, sağlık ve yaşam hakları konusunda ciddi sorunlar yaşanmaktadır.

Temizlik, maske ve mesafe kurallarının yanı sıra tüm iş kolları ve yaşam alanları için belirlenen tedbirlere uyulup uyulmadığını yerinde gözlem yapmak için denetime çıkacak olan denetim ekiplerini ;

-        Hastanelerin acil servisleri, Covid poliklinikleri ve test kuyruklarındaki kural ihlallerinin tespitine,

-        Fabrikalara, atölyelere, şantiyelere, organize sanayi bölgelerine gelmeye ve buralarda çalışan işçilere yeterli maske verilip verilmediğinin tespitine,

-        İşverenlerin işçi servislerini tıka basa doldurması ve hiçbir önlem alınmadan hareket ettirmesinin tespitine,

-        Yemekhanelerde hijyen  kurallarına uyulup uyulmadığının tespitine ve tüm bunları  denetlemeye davet ediyoruz.

İçişleri Bakanlığının;

Sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan sağlık çalışanları ve fabrikalarda, organize sanayi bölgelerinde, atölyelerde, şantiyelerde alınteri döken işçileri, işyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanlarını artan COVID-19 riskine karşı korumak için ne yaptığını/yapacağını kamuoyu merak etmektedir.

Denetimlerin zamanında ve bilimsel öneriler ışığında yapılması elbette önemlidir. Ancak salgında başarı bulaşı-hastalanmayı önlemektir; mücadelede doğru yöntem ise epidemiyoloji bilimine uymaktır!

Gelinen bu aşamada epidemiyolojik veriler ışığında belirlenecek bir süre için toplumsal hareketliğinin kısıtlanmasının yaygınlaştırılarak sürdürülmesi zorunludur.

Düzenli geliri olmayanların, günlük kazanabilenlerin, yoksulların günlük zorunlu gereksinimlerinin karşılanmasının mümkün olmadığı koşullar değiştirilmeden; toplumsal hareketliliğinin kısıtlanması başta olmak üzere tek başına salgına karşı alınması gereken önlemleri tartışmak yeterli değildir.

Bugün yapılması gereken; kamusal bir sağlık sisteminin gerekliliğini akıldan çıkarmadan, işçilerin, işsizlerin, yoksulların yaşamlarının ve sağlığının olumsuz etkilenmesini engelleyecek desteklerin ivedi olarak sağlanmasıdır. Türkiye’nin kaynakları bu destekler için yeterlidir.

 

                      Dr. Ergün DEMİR                                           Dr. Güray KILIÇ

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EMEKLİLERE MAAŞ ve İKRAMİYE ARTIŞI İÇİN SGK BÜTÇESİNDE YETERLİ KAYNAK VARMIŞ!

  Artık yeter! 15 Milyon 207 Bin 787 emekli ve hak sahibini oyalamaktan vazgeçin. Milyonlarca emekli ve hak sahibi asgari ücretin çok altında aylık ve gelir ile yaşamını sürdürmek zorunda; öte yandan düşük gelir nedeniyle emeklilerin neredeyse yarısı ya çalışmakta ya da iş aramakta. Aylardır emekli maaş ve ikramiyesine artış yapmamak için Sosyal Güvenlik Kurumu bütçesinin yetersizliği ve mali disiplininin korunmasını öne sürülmekte; Kasım-Aralık ayı olmadı, yeni yıl başında artış yapacağız diyerek milyonlarca emekli oyalanmaya çalışılmaktadır. Oysa SGK 2022 Yılı Sayıştay Denetim Raporuna göre emekli aylıklarını ve sağlık giderlerini karşılayan Sosyal Güvenlik Kurumu’nun gelirleri giderlerini karşılamakta hatta fazla vermektedir. SGK neyi gizlemeye çalışıyor?  Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, 2022 Yılı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu nda 2022 yılı bütçesi ve gelir – gider tablosu  sonuçlarına göre, 2022 yılı bütçe gideri toplamı 1.032.718.600.200,39 TL’dir. Net bütçe geliri ise

Binlerce aile huzursuz ve tedirgin!

  Bakıma ihtiyacı olan ağır engellilerin evde bakım yardımının durdurulması ve sonlandırılması mı söz konusu? 569 bin ağır engelliye ailenin gelirine göre yapılan evde bakım yardımının, çalışan maaşlarına yapılan son zamlar ile gelirin görece artmış olması ve evde bakım yardımı yönetmeliğinde yapılan değişik ile durdurulacağı korkusu aileleri huzursuz hale getirdi. Evde Bakım Yardımı 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunun ek 7'nci maddesi uyarınca Engelli Sağlık Kurulu Raporunda tam bağımlı/ağır engelli ibaresi olan ve hanede kişi başına düşen geliri net asgari ücretin 2/3’ünün altında bulunan engelli bireylerin evde bakımlarının sağlanması için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca Evde Bakım Yardımı yapılmaktadır. Faydalanıcı sayısı ve nakdi yardım tutarı Evde bakım yardımı uygulaması 2006 yılında başlatılmış olup, 2023 yılı Ocak-Temmuz dönemi için tam bağımlı durumdaki engellisine evde bakmak isteyen ailelere aylık 4.336 TL nakdi yardım yapılmaktadır. 2023 yılı Nisan

İlaç tedarikinde kriz kapıda!

  Multipl Skleroz hastaları, Sosyal Güvenlik Kurumu ile ilaç firmaları arasındaki gerilim nedeniyle mağdur edilmemeli, duyguları sömürülmemelidir. Roche firması kamuoyuna yaptığı bir açıklama ile ruhsat sahibi oldukları ve 2018 yılından beri Türkiye’de bir grup Multipl Skleroz (MS) hastasında kullanılan Ocrevus isimli ilacının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafında ‘pasiflendiğini’ ve bu durumun MS hastalarının tedavisinde aksamaya yol açacağını bildirerek SGK’yı bu girişiminden vaz geçirmek üzere kamuoyunu tepki vermeye davet etmiştir. SGK ise MS hastalarının ilaca erişim konusundaki kaygılarını giderecek bir açıklamayı henüz yapmamıştır. Türkiye’nin en kritik seçimlerinde bile maalesef gündem olamayan sağlık ve tıbbi hizmetler ancak vatandaşın canı yandığı zaman tartışılabilmektedir. Sağlık alanında sorunlar seçim döneminde de tüm ağırlığıyla süregeldi. Ancak vatandaşların bazı ilaçlara erişememesi, birçok kamu hastanesinde tıbbi malzeme eksikliği nedeniyle ameliyatların yapılama