Ana içeriğe atla

NEDEN KARŞILANMAMAKTADIR?

 KAPSÜL FORMLARININ  BEDELİ ÖDENİRKEN, AYNI İLACIN ŞURUP FORMUNUN BEDELİ NEDEN KARŞILANMAMAKTADIR?

Sosyal Güvenlik Kurumu, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) tedavisinde kullanılan ve etken maddesi atomoksetin olan ilacın kapsül formlarının bedelini karşılamakta, ancak şurup formunu ödememektedir. İhtiyacı olan hastalar da ilacın şurup formunu kutu başı 280 TL ceplerinden ödeyerek almak zorunda kalmaktadırlar.

Bakıma ve özel eğitime gereksinimi olan çocuk ve ergen aileleri zaten sıkıntılı bir süreci yönetmeye çalışırken, bir de ilaç masrafı ayrıca yük olmaktadır. Ekonomik krizin derinleştiği, vatandaşların alım gücünün düştüğü, milyonlarca hanenin elektrik, su, doğalgaz faturalarını ve ev kiralarını ödeyemez, ocağında aş kaynamaz durumda olduğu, gıda ihtiyaçlarını akşam pazarda çıkma gıdalarla veya tane ile satın alarak karşılamaya çalıştığı bir dönemde bir de kutusu şu an 280 TL olan ve ayda en az 3-4 kutu (idame doz günde 1.2mg/kg) kullanılan ilacın ailelere aylık 840 TL ekstra masrafı olmaktadır.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’e açık sorumuzdur:

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) tedavisinde kullanılan etkin maddesi atomoksetin olan ilacın;

-          Kapsül formları ödenirken oral çözelti/ şurup formu neden ödenmez?

-          6 yaş ve üzeri çocuklarda kullanılan ilacın şurup formu geri ödeme listesinde neden yer almaz?

-          Yoksa ilacı üreten firma, SGK ilaç geri ödeme komisyonu ile Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumuna müracaat ederek ilacın şurup formunun eşdeğeri olmadığı için ticari kaygılarla ilacın geri ödeme listesine alınmamasını mı talep etmiştir?

Bu hususun kamuoyuna açıklanması gerekmektedir.

Aileleri mağdur etmeyiniz!

Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) olan çocuk ve ergenlerin oranı yaklaşık %8 olup bu da 30 kişilik bir sınıfta en az bir ya da iki tane dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan çocuk ve ergen görülebileceği anlamına gelmektedir. İlacın kullanımına yönelik karar; hastaların semptom şiddetine, hastanın yaşı ile ilişkili yetersizliğe ve semptomların sürekliliğine göre çocuk ve ergen psikiyatri uzmanlarının kapsamlı bir değerlendirmesi ile verilmektedir.

Çocuk ve ergen psikiyatri uzmanları, “ Yapılan bilimsel araştırmalarda dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tedavi edilmeyen çocuk ve ergenlerin  normal akranlarına oranla daha fazla kaza geçirme, trafik kazası yapma, suç işleme, hapse düşme, sigara-alkol ve madde kullanma riski taşıdıklarından ortalama ömürlerinin kısa olduğu belirlendiğini, ayrıca dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) olan çocuk ve ergenler akademik, sosyal-arkadaşlık  ve aile ilişkileri konularında ciddi zorlanmalar yaşanmakta ve bu zorlanmalar çocuğun, ergenin ve ailenin yaşam kalitesini düşürdüğünü’’ ifade etmektedirler.

Bu konu binlerce aileyi ilgilendirmektedir. Bu ailelerden birinin durumunu aktaralım: Raporunda “Çocukluk otizmi, aktive ve dikkat bozukluğu’’ tanısı yazan hastamız 10 yaşında. Babası aylık 6000 TL ile ücretle çalışmakta, annesi çalışmamakta ve çocuğun bakımı ve özel eğitimi ile ilgilenmekte. Bu aile aylık 2850 TL kira, 900 TL elektrik, doğalgaz ve su parası ödemektedir. Çocuk ayda 3 kutu etken maddesi atomoksetin olan ilacın şurup formunu kullanmakta ve bunun için kutu başı 280 TL’den 840 TL’nin tamamını, diğer kullandığı ilaçlara da 66 TL’yi fark ücreti olarak cepten ödemektedir. Bakım ve özel eğitim gereksinimi olan bu çocukların aileleri zaten kıt kanat geçinmekte olup, bir de SGK’nın karşılaması gereken bedelleri cepten ödemektedirler.

Sonuç olarak; Muayene için randevu alamayan vatandaşlar ilaca da ulaşamıyor!

Sağlık Bakanlığına bağlı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ile SGK ilaç geri ödeme komisyonun “düzenleyici, denetleyici, acil tedbir alınmasını gerektiren ilaçlar hakkında karar alma’’ görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. İlgili bakanların da bu duruma sessiz kaldığı görülmektedir.

Kuvvetle muhtemeldir ki sorun şuradan kaynaklanmaktadır; ilaç firması, ürettiği kapsül formunun eşdeğer ilacının mevcut olduğu, ancak şurup formunun eşdeğeri bulunmadığından kamu kurum ıskontosunu ödememek ve eczaneden doğrudan satılması sağlamak amacıyla yani tamamen ticari kaygılarla bu form için ilaç geri ödeme komisyonuna başvuru yapmamıştır. İlacın şurup formuna ihtiyaç duyan vatandaşlarda ancak cepten ödeme yaparak erişebilmektedirler.

Eğer bu olasılık söz konusu ise durum vahimdir.  İleri ki dönemlerde eşdeğeri olmayan, hayati öneme haiz ilaçların geri ödeme listesine alınmaması söz konusu olabilecektir. İlaç firmaları, bu ilaçlar için kamu kurum iskontosu ödememek amacıyla Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ile SGK ilaç geri ödeme komisyonuna müracaat etmeyecek ve bu ilaçlar doğrudan eczaneden ücretli satılacaktır. Bu durum yine vatandaşı olumsuz etkileyecek; ihtiyacı olan hastalar ancak cebinde parası varsa veya borç para bulabilirse ilaca erişebilecek, parası yoksa ilaca erişemeyecektir.

Hangi ülke bizi kıskanıyor bilemeyiz ancak; Vatandaşlar kamu hastanelerinde çocuk ve ergen psikiyatri polikliniklerine muayene için MHRS sistemi üzerinden randevu alamamakta veya aylar sonrasına randevu alabilirken şimdide çocuklarının tedavisi için ilaca ulaşamamaktadır.

 

                             Dr. Ergün DEMİR                                  Dr. Güray KILIÇ

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EMEKLİLERE MAAŞ ve İKRAMİYE ARTIŞI İÇİN SGK BÜTÇESİNDE YETERLİ KAYNAK VARMIŞ!

  Artık yeter! 15 Milyon 207 Bin 787 emekli ve hak sahibini oyalamaktan vazgeçin. Milyonlarca emekli ve hak sahibi asgari ücretin çok altında aylık ve gelir ile yaşamını sürdürmek zorunda; öte yandan düşük gelir nedeniyle emeklilerin neredeyse yarısı ya çalışmakta ya da iş aramakta. Aylardır emekli maaş ve ikramiyesine artış yapmamak için Sosyal Güvenlik Kurumu bütçesinin yetersizliği ve mali disiplininin korunmasını öne sürülmekte; Kasım-Aralık ayı olmadı, yeni yıl başında artış yapacağız diyerek milyonlarca emekli oyalanmaya çalışılmaktadır. Oysa SGK 2022 Yılı Sayıştay Denetim Raporuna göre emekli aylıklarını ve sağlık giderlerini karşılayan Sosyal Güvenlik Kurumu’nun gelirleri giderlerini karşılamakta hatta fazla vermektedir. SGK neyi gizlemeye çalışıyor?  Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, 2022 Yılı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu nda 2022 yılı bütçesi ve gelir – gider tablosu  sonuçlarına göre, 2022 yılı bütçe gideri toplamı 1.032.718.600.200,39 TL’dir. Net bütçe geliri ise

Binlerce aile huzursuz ve tedirgin!

  Bakıma ihtiyacı olan ağır engellilerin evde bakım yardımının durdurulması ve sonlandırılması mı söz konusu? 569 bin ağır engelliye ailenin gelirine göre yapılan evde bakım yardımının, çalışan maaşlarına yapılan son zamlar ile gelirin görece artmış olması ve evde bakım yardımı yönetmeliğinde yapılan değişik ile durdurulacağı korkusu aileleri huzursuz hale getirdi. Evde Bakım Yardımı 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunun ek 7'nci maddesi uyarınca Engelli Sağlık Kurulu Raporunda tam bağımlı/ağır engelli ibaresi olan ve hanede kişi başına düşen geliri net asgari ücretin 2/3’ünün altında bulunan engelli bireylerin evde bakımlarının sağlanması için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca Evde Bakım Yardımı yapılmaktadır. Faydalanıcı sayısı ve nakdi yardım tutarı Evde bakım yardımı uygulaması 2006 yılında başlatılmış olup, 2023 yılı Ocak-Temmuz dönemi için tam bağımlı durumdaki engellisine evde bakmak isteyen ailelere aylık 4.336 TL nakdi yardım yapılmaktadır. 2023 yılı Nisan

İlaç tedarikinde kriz kapıda!

  Multipl Skleroz hastaları, Sosyal Güvenlik Kurumu ile ilaç firmaları arasındaki gerilim nedeniyle mağdur edilmemeli, duyguları sömürülmemelidir. Roche firması kamuoyuna yaptığı bir açıklama ile ruhsat sahibi oldukları ve 2018 yılından beri Türkiye’de bir grup Multipl Skleroz (MS) hastasında kullanılan Ocrevus isimli ilacının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafında ‘pasiflendiğini’ ve bu durumun MS hastalarının tedavisinde aksamaya yol açacağını bildirerek SGK’yı bu girişiminden vaz geçirmek üzere kamuoyunu tepki vermeye davet etmiştir. SGK ise MS hastalarının ilaca erişim konusundaki kaygılarını giderecek bir açıklamayı henüz yapmamıştır. Türkiye’nin en kritik seçimlerinde bile maalesef gündem olamayan sağlık ve tıbbi hizmetler ancak vatandaşın canı yandığı zaman tartışılabilmektedir. Sağlık alanında sorunlar seçim döneminde de tüm ağırlığıyla süregeldi. Ancak vatandaşların bazı ilaçlara erişememesi, birçok kamu hastanesinde tıbbi malzeme eksikliği nedeniyle ameliyatların yapılama