Ana içeriğe atla

BAKAN KOCA, NEDEN NET CEVAP VERMEKTEN KAÇINMAKTADIR?

SAĞLIK BAKANI FAHRETTİN KOCA, NEDEN GERÇEKLERİ GİZLEMEKTE;

SORULAN SORULARA AÇIK NET BİLGİ YERİNE KARMAŞIK RAKAMLARLA CEVAP VERMEYE ÇALIŞMAKTADIR?

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, COVID-19 salgının başından bu yana kamuoyu önüne sık sık çıkmakta ve konuşmaktadır. Ancak basın mensuplarının sorularına açıklıkla yanıt vermemekten kaçınmakta, sürekli karmaşık rakamlar ve bilgilerle gerçeklerin üzerini örtmektedir.

Bakan, salgının kötü yönetilmesi ve COVID-19 aşılanmasında yapılan önemli yanlışlıklar ve eksiklikler sonucunda ortaya çıkan sorunlar, giderek artan sayıdaki vakalar ve ölümlerle ilgili olarak sağlık meslek örgütlerinin uyarılarını ve önerilerini göz ardı etmektedir.

Bilim kurulu toplantısı ardından yaptığı az sayıdaki yüz yüze basın toplantısında (çoğunlukla youtube’den basın açıklaması yapmaktadır) basın emekçilerinin salgın gündemine ilişkin sordukları sorulara net cevap yerine genellikle ‘sorun olduğunu düşünmüyoruz, bildiğiniz gibi, ümit ediyoruz, beklemiyoruz’ gibi cümlelerin yanında karışık rakamlarla cevap vermektedir.

Bakan neden net cevap vermekten kaçınmaktadır?

Bakan’ın “merak edenler için bazı istatistikleri paylaşmak isterim” diyerek karışık rakamlar vermesinin nedeni, gerçekten sayılarla arasının iyi olmaması mıdır? Yoksa vatandaşların gerçekleri öğrenmesini istememesi midir?  

Bir yandan tek doz aşının salgında koruyuculuğunun olmadığını söylerken diğer yandan twitter üzerinden attığı mesajlarda “illeri tek tek sayarak tek dozda %70’e ulaştınız gözünüz aydın mavi renk oldunuz” demektedir! NEDEN?

Salgınla mücadelede doğru yöntem epidemiyoloji bilimine/ kurallarına uymaktır.

Salgını epidemiyoloji kurallarına göre değil de siyasi ve dar ekonomik çıkarlara göre yönetmeye çalışan ancak başarılı olamayan ve merak edenler için bazı istatistikleri paylaşmak isterim’ diyen Bakan Koca bu dönemde neler söyledi?

İşte basın açıklamalarında basın emekçilerinin sorduğu sorulara verdiği cevaplarından bazı örnekler;

2 Eylül 2021; Bilim Kurulu toplantısının ardından koronavirüs ile ilgili son gelişmelere ilişkin yaptığı basın toplantısından;

Anadolıı Ajansı: Vaka sayısında hızlı bir artış var buna ilişkin ek tedbirler olacak mı?

Bakan Koca: - Şu an vaka sayılarımız ağırlıklı hastane yükümüz 60 yaşın üzerinde hastane yükümüz %70, 60 yaşın üstünü söylüyorum ama vaka oranımız %10.

  - Aşılanma oranımız 60 yaş üstü %82,5-%83 dolayısı ile %90’na yakın aşısını tam yaptırmış olan, olmamış olan vatandaşlarımız %90’nını oluşturuyor.

İ.H.A: Sputnik V aşısının neden kullanıma girmedi?

Bakan Koca: Sputnik için 200 bin kişi için doz gelmişti yani 400 bin. Sputnikle ilgili birinci ve ikinci dozun farklılığı var biliyorsunuz. Aynı aşı değil birbirinden farklı.

DHA: Aşılama oranlarındaki artışa rağmen vaka, vefat sayıları giderek artıyor baktığımızda ölüm sayılarında geçen seneye göre artmış vaziyette. Bunu neye bağlıyorsunuz sayın Bakan?

Bakan Koca: Toplamda 62 milyon 18 yaş ve üstü aşılanması gereken vatandaşımız var. Peki aşısı tamamlanmış olan kişilerin sayısı ne kadar? Tamamlanmış olanlar 34,5 milyon 35 milyon.

35 milyonun vaka yükü %13, hastane yükü %10.

Aşılanmamış olan 18 yaş altı düşük olduğu için %2’ler onu katmadan söylüyorum geriye kalan 28 milyon %83 vaka, %90’na yakın hastane yükünü oluşturuyor.

TRT HABER: Sonbaharın gelmesiyle özellikle kapalı alanlarda aslında daha fazla vakit geçirilecek özellikle lokantalarda, kafeteryalarda, restoranlarda, alışveriş merkezleri gibi kapalı alanlarda ek tedbirler yolda mı?

Bakan Koca: Önümüzdeki dönemde de ben aşılanma aracılığıyla birlikte pandeminin salgının ülkemizin gündeminden giderek düşeceği ve vaka sayılarının giderek azalacağını düşünüyorum. Sadece bir oran vereyim gençlerimizle ilgili17,18,19 yaş 18,19 yaş en az bir doz aşısını yaptıran bir milyon 970 bin kişiden bahsediyorum yani iki milyona yakın kişiden bahsediyorum.

NTV: Yurtlarda aşılı ve aşısız öğrencilerin ayrılmasına ilişkin bir karar alındı mı? Ya da alınacak mı?

Bakan Koca: Ben de kısa bir cümleyle ilave yapayım. Yurtlarda en az bir öğrenciden fazla kişinin kaldığı odalarda aşılı birinin olmamasının nasıl karşılanacağını taktirlerinize bırakıyorum.

FOX HABER: Öğretmen ve öğrencilerin şimdiye kadar ne kadarı aşı oldu? Sayı olarak sormak istiyorum.

Bakan Koca: Şu an en az bir doz aşısını yaptırmış olanların öğretmen ve çocukların oranı %88’i buldu, ikinci doz aşısını tamamlamış olanlar %75’i buldu. Bunun dışında %4,4 oranında son 6 ay içerisinde hastalığı geçiren kişiler var. Bu ne demek; ilk 6 ay içerisinde PCR zorunluluğu olmayacağı anlamına gelir. Dolayısı ile %82,5- %92,5 oranı demek, %100’e 7.5 kalmış.

9 Eylül 2021; “rutin seyrin dışında bir konuşmayla huzurlarınızda olacağım” dediği basın toplantısından;

Bakan Koca: Bugün saat 12.54 te toplam aşı dozu sayısında 100 milyona ulaştık. 18 yaş ve üzeri nüfusta ilk doz aşı oranımız %82, ikinci doz aşıyı olma oranımız %63,8.  6 milyon 32 bin kişi ise tam doz aşısını yaptırmış durumda. İlk doz aşısını olup ikinci dozunu henüz yaptırmayan 11,3 milyon kişi bulunuyor. Üçüncü doz aşı olmuş vatandaşlarımızın vaka sayıları içindeki oranı %2’den daha azdır. Bugün itibariyle hatırlatma dozu zamanı gelen yaklaşık 6 milyon insanımız var.

D.H.A: Geçtiğimiz basın toplantısında çift doz Biontech aşısı olan vatandaşlarımızın da bir hatırlatma dozu olacağını belirmiştiniz. Fakat bazı kesimlerden bir eleştiri geldi; bu aşılama hatırlatma dozları 3.4.5.6. doza kadar devam edecek mi?

Bakan Koca: Hatırlatma mRNA aşıları için gerekli olacak mı? İsrail ve diğer ülkelerdeki örneklere bakıldığında gerekli olacak gibi görünüyor. Ama bunun zamanı muhtemelen 8-9 ay sonra olabilir. 15 milyon inaktif aşı yaptıran vatandaşlarımız var. 15 milyonun yaklaşık 6 milyonu, 6 milyon kişi hatırlatma dozunu yaptırabilmiş değil.

TRT HABER: Sahte aşı kartı ve sahte PCR sonucu düzenlendiğine dair iddialar var. Buna yönelik ne tedbirler alınıyor? Nasıl yaptırımlar uygulanıyor?

Bakan Koca: Bununla ilgili şu an somut bir istismarın yapıldığı bilgisi bize gelmedi. Ama bununla ilgili ben olacağını düşünmek istemiyorum.

Haber GLOBAL TV: Şu an içinde bulunduğumuz dönemde yaygın aşılamayla vakalar 20 bin bandında sınırlı kalmış vaziyette gözüküyor. 8 Eylül verilerine göre 262 kişi hayatını kaybetmiş. Nisan ayına dönmüş olursak ölüm oranları aşağı yukarı aynı olmasına rağmen vaka sayıları 3 kat daha fazla. Vaka-ölüm oranı arasındaki bu farklılığı neye bağlıyorsunuz? Mevcuttaki PCR testlerimiz varyantları tespit etmek konusunda yetersiz mi kalıyor?

Bakan Koca; Bizim şu an 18 yaş ve üzeri yatan hastada %98,5 gibi %100 gibi kabul edebiliriz. %90’ı aşısını tamamlamamış olan kişiler. Yani hiç aşısını yaptırmayan veya bir aşısını yaptırmış kişilerden oluşuyor hastane yükümüz. Vaka yükümüz ise %81ini oluşturuyor aşısını tamamlamamış olan kişiler.

Aşısını tamamlamamış olan kişilerin toplam içindeki sayısı ne kadar? 26 milyon. Aşısını tamamlamış olan kişilerin yaklaşık sayısı ne kadar? 36 milyon. 36 milyonun ağırlıklı yaş ortalaması daha yüksek. Aşısı olanların ve ek hastalığı daha fazla olanlar ve bunların toplum içindeki payı %10, yaş ortalaması da 46.

Aşısız olan ve aşısını tamamlamayan. 36 milyon aşısını tamamlamayanlar. Hastane yükünü %10 olarak oluşturuyor. Ve daha yaşlı 46 gibi daha ek hastalığı olan grup için söylüyorum. Demek ki 26 milyon aşılı, 36 milyon aşılanan. 36 milyon aşılanmamış olsaydı var olan hastane yükü 2.5-3 kat yaştan bağımsız olarak artmış olacaktı.

A HABER: Baktığımız zaman rakamlara, yoğun bakımlarda çift doz Sinovac aşısı yaptırmış olanları da görüyoruz. Buna yönelikte bu aşıların etkisi düşük mü yorumları yapılıyor.  Siz katılır mısınız?

Bakan Koca: Sinovacla ilgili ben sadece somut bir şeyi söyleyeyim daha önce biliyorsunuz ilk aşıyı yaptırdığımız grup sağlık çalışanlarımız oldu. Son 3 aydan bu yana aşısını yaptırmış hekim arkadaşlarımızdan kaybettiğimizi hiç duydunuz mu? Ve şu an 15 milyon 2 doz Sinovac aşısını yaptırmış vatandaşlarımızdan 9 milyon kişi 3’cü dozunu da yaptırdı. Ve bu üçüncü dozunu yaptıran 9 milyon kişinin hastane yükü %1,5- 1.6 ama iki doz aşısını yaptırıp hatırlatma dozunu yaptırmayan 6 milyon kişinin hastane yükü 6-7 kat fazla.

HABERTÜRK TV: PCR test zorunluluğu sonrası test sayılarında kayda değer bir artış oldu mu? Olmadıysa aşısız kişiler test yaptırabiliyor mu/ yaptırmıyor mu?

Bakan Koca; Her geçen gün sayılar giderek artıyor dolayısı ile ben önümüzdeki haftalar bu sayının giderek artacağını çünkü biz şu an herkesten istenmiyor biliyorsunuz şu an çok ciddi bir oran oluşturmuyor.

Hürriyet Gazetesi: Öğretmenlerin aşılanması ile ilgili yeni rakamlar nedir acaba?

Bakan Koca; Öğretmenlerimizin 2 doz aşısını yaptıranların oranları%77’yi buldu. En az bir doz aşısını yaptırmış olan öğretmenlerimizin oranı da %90’nı geçti. Bildiğiniz gibi hastalığı Covid geçirenlerin oranı ise %4,4’lerde yani şu an %95’lere yakın aşılanmış olan ve koruyuculuğu olan kişilerden bahsediyoruz. Koruyuculuk bir iki dozla sağlanmış oluyor. %77 +%4,4 eşittir %81,4 gibi koruyuculuk ama %94,5’a yakın aşılama oranın olduğunu görmüş oluyoruz. 4.4’ü ilave ederek söylüyorum.

NTV: Salgın takibi yapılabilmesi için, ancak elinizde veri varsa; bir haftada okullarda salgın nasıl seyretti? Kaç öğrenci veya öğretmende vaka tespit edildi?

Bakan Koca: Şu an ciddi bir oran olmadığını söyleyebilirim biz ayrıca pazartesinden itibaren illerimizde bazı okullarımızdan örnek olabilecek okullarımızda ayrıca öğrencileri taramak istiyoruz.

Bengi Türk TV: Dün yaptığınız açıklamada okullarımızın şu an takip edildiğini ve olası bir durumda yeni tedbirlerin alınacağını daha doğrusu tedbirlerin güncelleneceğini belirtmiştiniz. Bu tedbirler merak konusu oldu bu tedbirler ne şekilde güncellenecek? Ne gibi tedbirler yolda ve tedbirler güncellenirken bunun kıstası ne olacak?

Bakan Koca: Ben daha önce de ifade etmeye çalıştım. Yeni dönemde biz okulları kapatmak istemiyoruz. Çünkü elimizde aşı var. En fazla sınıf bu anlamda kapatılabilir. Önümüzdeki süreçte eğitimin aksamadan sürdürülebilmesinden ve vatandaşlarımızın toplumsal bağışıklık oluşması için aşılama oranını yükseltmekten yanayız.

Sorulara verilen cevaplara bakıldığında görülecektir ki; Bakan Koca rahat değil, bir şeylerin üzerini örtmeye çalışmaktadır.

Basın emekçileri vatandaşların kaygılarını içeren ve kamuoyunda tartışılan konuları net olarak sorarken Sağlık Bakanı Fahrettin Koca sorulara açıklıkla cevap vermekten kaçınmıştır. Bilimsel olmayan bir yaklaşımla işin içinden çıkılamayan rakamlarla topu taca atarak gerçeklerin ortaya çıkmasını kendince engellemeye çalışmaktadır. Çözümünü yapmakta zorlandığımız Bakanın basın açıklamalarının bazı örneklerinde de görüldüğü üzere cevaplar yüzde ile başlayıp sayılar ile bitmekte ve sorulan sorulara net cevap vermekten kaçınılmaktadır.

Sağlık Bakanlığında epidemiyoloji okumuş, sayıları doğru dürüst analiz edebilen ve bunları bir basın toplantısına hazırlayabilen bürokrat, danışman olmadığını düşünmek istemiyoruz.  Elbette vardır. Bakanlıkta Bakanın basın toplantısında sıraladığı rakam karmaşanın tersine, verileri çok net ve anlaşılır mesajlara dönüştürecek kapasitenin mevcut olduğunu biliyoruz.

Oysa ki Bakan’dan açıklanması istenen veriler basit birkaç tablo ile ifade edilebilirdi:

- Kaç kişi hangi aşıyı oldu? Birinci dozu ne zaman, ikinci dozu ne zaman oldu?

- İnaktif aşı olanların ne kadarı ve ne kadar süre sonra üçüncü dozu oldu? Bu doz Sinovac mı, Biontech miydi? Bu insanların yaş ve cinsiyet dağılımları nedir? Hangi illerdedirler?

-Hastane ve yoğun bakımda yatan hastalar arasında; Aşısız ve aşılı olanların oranı nedir? Aşılı olanlar hangi tür aşıyı ne zaman olmuştur? Tek doz ve iki doz aşı olanların oranı nedir?

Bakan Koca’ya bir kez daha hatırlatmak isteriz ki; Gerçekleri gizleyerek salgın yönetiminde başarılı olmak mümkün değildir. Bunun bedelini yurttaşlarımızın kaybı ile ödemekteyiz. Gerçeklerin er veya geç ortaya çıkma huyu vardır. Bu nedenle salgın yönetiminde şeffaf olmak gerekmektedir.

Zaten düzenlenen basın toplantılarına halkın haber alma hakkının kısıtlanma pahasına birçok basın kuruluşu adeta cezalandırarak davet edilmemektedir. Hiç olmazsa basın toplantısına çağrılan basın emekçilerinin sorularına açık ve anlaşılır cevaplar verilmelidir.

                     Dr. Ergün DEMİR                                             Dr. Güray KILIÇ

 

  

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KANSER TEDAVİSİ İÇİN İLAVE ÜCRET ALINABİLİR Mİ?

  Kanser hastalarından alınan ilave ücret sağlık hizmetine erişimlerini kısıtlamaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu il müdürlükleri şahıs ödemeleri bölümüne iletilen dilekçelerin büyük bir çoğunluğunu ö zel sağlık kurum ve kuruluşlarında özellikle kanser hastalarının başvurularında alınan ilave ücretler ve tedavi için ek olarak önerilen endikasyon dışı ilaç kullanım durumunda ilaç bedellerinin ödenmemesi oluşturmaktadır. Ayrıca acil servise müracaat eden hastalardan ilave ücret alınması da şikayet başvuruları arasında ön sırada gelmektedir. İlave ücret alınması 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 73. Maddesi gereği ve Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği’nin 1.9.1 maddesi uyarınca Kurumla sözleşmeli; vakıf üniversiteleri ile özel sağlık kurum ve kuruluşlarınca; Kurumca belirlenmiş sağlık hizmetleri bedelinin %200’ünü geçmemek kaydıyla kişilerden ilave ücret alınabilmektedir. Tüm sağlık hizmetlerinin sunumuna ilişkin olarak SGK tarafından ...

Özel sağlık kurumlarında (SGK sözleşmeli-sözleşmesiz) pandemi süresince COVİD-19 hastalarının ücretlendirilmesi Bilgi Notu

- Özel sağlık kurumlarda COVİD-19 olası/kesin tanılı hastalardan ilave ücret talep edilmesi, -COVİD-19 pandemisi nedeniyle Sağlık Uygulama Tebliğinde yapılan değişiklikler, -13.04.2020 Tarihli ve 2399 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı,   -Yabancı hastalara sunulan tedavilerin ne şekilde ücretlendirileceğine ilişkin mevcut bilgiler çerçevesinde bilgi notudur. -           Özel sağlık kurumlarının COVİD-19 olası/kesin tanılı hastalardan ilave ücret talep etmesi önünde yasal engel var mıydı? COVID-19 salgını nedeniyle birçok vatandaşımız kamu ve özel hastanelerde tedavi görmektedir. Özel hastanelerin de pandemi hastanesine dönüştürülmesine ve Sağlık Bakanının test ve hasta yatış sürecine ilişkin kamu ya da özel hiçbir sağlık kuruluşunun ücret talep edemeyeceğini açıklamasına rağmen, bazı özel hastanelerin COVİD-19 tanısı alan yatan hastalar ile test yaptırmak isteyenlerden ücret talep ettiği bilgisi kamuoyunun gündemine gelmişti. 9 ...

SGK TARİHİNİN EN BÜYÜK YOLSUZLUĞU KARŞISINDA KURUM VE KAMUOYU NEDEN SESSİZ?

  Sosyal güvenlik Kurumu’nun İzmir'in Menemen ilçesinde özel bir hastanede periferik anjiyoplasti (damarın genişletilmesi) işlemi için kullanılan tıbbi malzeme ve endikasyon dışı uygulamalardan dolayı 147 milyon TL zarara uğratıldığı bilgisi basın yayın kuruluşları aracılığıyla kamuoyuna yansımıştır.  SGK denetim raporuna göre ise aynı yöntemle tüm Türkiye’de Sosyal Güvenlik Kurumunun 500 -600 milyon dolar zarara uğratıldığı tahmin edilmektedir. Tıbbi cihaz üretimi yapan şirket, hastaneler ve hekimlerin yer aldığı üçlü bir ayak tarafından gerçekleştirilen bu yolsuzluk ve usulsüzlük Kurum tarihinin sağlık alanındaki en büyük yolsuzluğu olarak değerlendirilmektedir. 3 yıl önce başlatılan yolsuzluk soruşturmasında muhakkik/denetim raporunda diğer il ve ilçelerde de denetim yapılması konusunda Rehberlik Daire Başkanlığına dosyanın gönderilmesine rağmen sadece bir ilçede mali şube operasyon yapıldığı diğer il/ilçelerde yapılmadığı görülmektedir. Öyle anlaşılma...