Ana içeriğe atla

Grip aşısı kıtlık dönemindeki gibi karne puanı ile verilirken, Sağlık Bakanı “Korona aşısı 40 gün sonra Türkiye’de’’ demeci vererek hayal satmaya devam etmekte…

 

Grip aşısı kıtlık dönemindeki gibi karne puanı ile verilirken, Sağlık Bakanı  “Korona aşısı 40 gün sonra Türkiye’de’’ demeci vererek hayal satmaya devam etmekte… 

Tıp literatüründe en büyük korku olarak ifade edilen “Covıd-19 + İnfluenza = Kusursuz Fırtına” olasılığı ne yazık ki giderek artmaktadır. İnfluenza ve Covid-19 birlikteliğinin bu korkutucu etkisini önlemek için birçok ülke  influenza aşısı stoklarını tamamlayacaklarını ilan etmektedir. Meslek örgütlerinin ve uzmanlık derneklerinin ‘’Yeterli aşı stoku erken olarak tedarik edilip, aşının mümkün olan en erken dönemde yapılması sağlanmalıdır.” uyarılarına rağmen Sağlık Bakanlığı tarafından gerekenler yerine getirilmemiştir. İnfluenza aşısı uygulanacak kişilerin belirlenmesinde, bilimsel alt yapıdan uzak, anlaşılmaz bir karne puanlama sistemi getirilmiş. Bu yöntem ile de ileri yaştaki vatandaşlar ve diyabet hastaları, kronik kalp-akciğer hastaları, bağışıklık sistemini etkileyen ilaç kullanan hastalar dahi “İnfluenza açısından 1.öncelikli yüksek risk grubunda değilsiniz” ibaresi karşılaşarak grip aşısı yaptıramamışlardır.

AKP İktidarı grip aşısını karneye bağladı.

Sağlık Bakanı Koca bir yandan “Sonbahar ve kış ayları virüs için fırsat aylarıdır, koronavirüs birde griple birlikte yayılırsa salgınla baş etmek daha zordur” açıklaması yaparken ve ülkemizde risk grubunda yer alan (65 yaş ve üzeri ve 2 yaş altı kişiler, şeker hastalığı, astım dâhil kronik solunum yolu hastalığı, kronik böbrek hastalığı, kronik kalp ve damar sistemi hastalığı olanlar, bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler, huzurevi, bakımevi vb. ortamlarda yaşayanlar, aşırı kilolu olanlar, gebeler) kişi sayısının yaklaşık 25 milyon olduğu bilinirken yurtdışında ihraç edilen influenza aşı doz miktarının 1,350 milyon olduğu söylenmektedir. Yani ithal edilen grip aşısının risk grubunda bulunan kişilerin ancak yaklaşık 20’de birini karşılayabileceği anlaşılmaktadır.

Tabii bu şanslıların kim olacağı da Sağlık Bakanlığının insafına kalmış durumda.  Yıllardır zor zamanlarda uygulanan karne dönemini eleştiren AKP iktidarı pandemi döneminde aşıda karne dönemini de başlatmış oldu. Aşı üreten bir ülkeyi aşı ithal eden bir ülkeye dönüştüren AKP iktidarının ülkeyi içine soktuğu bu ekonomik kriz ortamında aşı da karneye bağlanmış oldu

Grip aşısını dahi sağlayamayan Sağlık Bakanlığı 40 gün sonra Korona aşısını Türkiye’ye getirileceğini söyleyerek hayal satmaktadır.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, bir gazete köşe yazarına verdiği demeçte Korona aşısının aralıkta Türkiye’de olacağını ifade etmiş, gazete ise‘’Korona aşısında müjde 40 gün sonra Türkiye’de, Bakan müjdeyi verdi, Koronada Çin aşısı aralıkta Türkiye’de’’ başlığı ile yayımlamıştır.

Mevsimi gelmesine karşın yeterli aşı stokunun sağlanamadığı, grip aşısını henüz yeterince getirtilemediği, karne puanlama sistemi ile ileri yaştaki vatandaşlar ile diyabet hastaları, kanser hastaları, kronik kalp-akciğer hastaları, bağışıklık sistemini etkileyen ilaç kullanan hastaların  dahi  E-nabız sisteminde “İnfluenza açısından 1.öncelikli yüksek risk grubunda değilsiniz” ibaresi karşılaşıp ile  grip aşısına ulaşamadığı bir ülkede Sağlık Bakanının Faz 3 çalışmaları devam eden, etkinliği bilinmeyen ve henüz üretimine bile geçilmemiş Korona aşısının 40 gün sonra vatandaşların kullanımına girecekmiş gibi bir algı yaratmaya çalışmasını anlamak mümkün değildir.

Sonuç olarak;

Eylül-Ekim dönemiyle başlayan grip döneminde hastalık yükünden korunmanın en önemli yolu risk gruplarına grip aşısının sağlanması ve uygulanmasıdır.

 Ancak grip aşılarında aşılama mevsimi başlamasına rağmen henüz yurdumuza aşı ancak Ekim ayının  20’sinde ve yetersiz miktarda getirilebilmiş ve tüm risk grubuna bile sunulamamıştır. Gecikme dışında, hastalara sunulacak aşıların sayısal yetersizliği ile ilgili ciddi kaygılar vardır.

Aylar öncesinden yapılan tüm bu uyarılara rağmen maalesef Sağlık Bakanlığı tarafından gerekenlerin yerine getirilmediğini; kaç doz aşının temin edildiğinin bile halka şeffaflıkla açıklanamadığını görmekteyiz.

Yıllardır üretilen ve kullanılan grip aşısını ülkemize yeterince getiremeyen Sağlık Bakanı daha henüz etkinliği bilinmeyen ve üretim aşamasına bile geçmemiş Korona aşısı ile halka umut satmaya çalışarak aklımızla alay etmektedir.

Mevsiminin çoktan gelmesine karşın grip aşısının henüz yeterince getirtilememişken, grip aşısına risk grubundaki vatandaşların bile ulaşamadığı ve karne puanı ile dağıtılırken, bulunduğu takdirde daha henüz üretimine bile geçmemiş- koronavirüs aşısının zaman geçirmeden nasıl temin edileceğini de doğrusu herkes çok merak etmektedir.

Sağlık Bakanını hayal satmaya değil, toplumu/sağlık çalışanlarını gerçek bilgilerle bilgilendirmeye, kaç doz aşının temin edildiğinin, influenza aşısı yapılacak kişilerin belirlenmesinde, puanlama sisteminin hangi bilimsel kritere göre yapıldığını halka şeffaflıkla açıklamaya davet ediyoruz.

                  Dr. Ergün DEMİR                                     Dr. Güray KILIÇ

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EMEKLİLERE MAAŞ ve İKRAMİYE ARTIŞI İÇİN SGK BÜTÇESİNDE YETERLİ KAYNAK VARMIŞ!

  Artık yeter! 15 Milyon 207 Bin 787 emekli ve hak sahibini oyalamaktan vazgeçin. Milyonlarca emekli ve hak sahibi asgari ücretin çok altında aylık ve gelir ile yaşamını sürdürmek zorunda; öte yandan düşük gelir nedeniyle emeklilerin neredeyse yarısı ya çalışmakta ya da iş aramakta. Aylardır emekli maaş ve ikramiyesine artış yapmamak için Sosyal Güvenlik Kurumu bütçesinin yetersizliği ve mali disiplininin korunmasını öne sürülmekte; Kasım-Aralık ayı olmadı, yeni yıl başında artış yapacağız diyerek milyonlarca emekli oyalanmaya çalışılmaktadır. Oysa SGK 2022 Yılı Sayıştay Denetim Raporuna göre emekli aylıklarını ve sağlık giderlerini karşılayan Sosyal Güvenlik Kurumu’nun gelirleri giderlerini karşılamakta hatta fazla vermektedir. SGK neyi gizlemeye çalışıyor?  Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, 2022 Yılı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu nda 2022 yılı bütçesi ve gelir – gider tablosu  sonuçlarına göre, 2022 yılı bütçe gideri toplamı 1.032.718.600.200,39 TL’dir. Net bütçe geliri ise

Binlerce aile huzursuz ve tedirgin!

  Bakıma ihtiyacı olan ağır engellilerin evde bakım yardımının durdurulması ve sonlandırılması mı söz konusu? 569 bin ağır engelliye ailenin gelirine göre yapılan evde bakım yardımının, çalışan maaşlarına yapılan son zamlar ile gelirin görece artmış olması ve evde bakım yardımı yönetmeliğinde yapılan değişik ile durdurulacağı korkusu aileleri huzursuz hale getirdi. Evde Bakım Yardımı 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunun ek 7'nci maddesi uyarınca Engelli Sağlık Kurulu Raporunda tam bağımlı/ağır engelli ibaresi olan ve hanede kişi başına düşen geliri net asgari ücretin 2/3’ünün altında bulunan engelli bireylerin evde bakımlarının sağlanması için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca Evde Bakım Yardımı yapılmaktadır. Faydalanıcı sayısı ve nakdi yardım tutarı Evde bakım yardımı uygulaması 2006 yılında başlatılmış olup, 2023 yılı Ocak-Temmuz dönemi için tam bağımlı durumdaki engellisine evde bakmak isteyen ailelere aylık 4.336 TL nakdi yardım yapılmaktadır. 2023 yılı Nisan

İlaç tedarikinde kriz kapıda!

  Multipl Skleroz hastaları, Sosyal Güvenlik Kurumu ile ilaç firmaları arasındaki gerilim nedeniyle mağdur edilmemeli, duyguları sömürülmemelidir. Roche firması kamuoyuna yaptığı bir açıklama ile ruhsat sahibi oldukları ve 2018 yılından beri Türkiye’de bir grup Multipl Skleroz (MS) hastasında kullanılan Ocrevus isimli ilacının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafında ‘pasiflendiğini’ ve bu durumun MS hastalarının tedavisinde aksamaya yol açacağını bildirerek SGK’yı bu girişiminden vaz geçirmek üzere kamuoyunu tepki vermeye davet etmiştir. SGK ise MS hastalarının ilaca erişim konusundaki kaygılarını giderecek bir açıklamayı henüz yapmamıştır. Türkiye’nin en kritik seçimlerinde bile maalesef gündem olamayan sağlık ve tıbbi hizmetler ancak vatandaşın canı yandığı zaman tartışılabilmektedir. Sağlık alanında sorunlar seçim döneminde de tüm ağırlığıyla süregeldi. Ancak vatandaşların bazı ilaçlara erişememesi, birçok kamu hastanesinde tıbbi malzeme eksikliği nedeniyle ameliyatların yapılama