Ana içeriğe atla

YOKSULLUKTA GELİNEN SON NOKTA: NÜFUSUN %70’İ SOSYAL YARDIM ALABİLMEK İÇİN BAŞVURU YAPMIŞ!

 Yoksulluk, işsizlik ve ekonomik belirsizlik nedeniyle temel ihtiyaçlarını karşılamakta ve yaşamını sürdürmekte güçlük çeken, “fakru zaruret içinde ve muhtaç durumda” bulunan vatandaşlar ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için sosyal yardım başvurusu yapmaktadırlar.

Sosyal yardım başvurusu yapan ihtiyaç sahibi 17,7 milyon hane ve 57,5 milyon vatandaşımız için yoksulluk envanteri oluşturulmuştur.

Yoksulluk Envanteri nedir?

Bütünleşik Sosyal Yardım Bilgi Sistemi ile sosyal yardım başvurusu yapan ihtiyaç sahibi kişilerin başvurusu, sosyo-ekonomik verilerin sorgulanması, muhtaçlık kararının verilmesi ve yapılan yardım ödemelerine kadar tüm işlemler, elektronik ortamda yürütülerek hane bazlı olarak yoksulluk envanteri çıkarılmakta ve kamu kurumları tarafından yapılan tüm sosyal yardımlar tek merkezi veri tabanında tutulmaktadır.

AKP iktidarı verileri neden gizlemeye çalışmaktadır?

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı yıllık faaliyet raporlarında Bütünleşik Sosyal Yardım Bilgi Sistemine kayıtlı hane ve kişi sayısının yayımlanmaması, önceleri düzenli olarak yayımlanan Türkiye sosyal yardım istatistikleri bülteninin yayımdan kaldırılması ile artık gerçek yoksulluk envanterine ulaşılamamaktadır.

Yoksulluk envanterine kayıtlı hane ve kişi sayısı

Bütünleşik Sosyal Yardım Bilgi Sistemi ile çıkarılan “Yoksulluk Envanteri” resmi verileri gizlense bile fikri takip sonucu gerçeklerin gün yüzüne çıkma gibi huyu vardır. Kasım/2014 ve Kasım/2021 tarihlerinde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanları tarafından sunulan 2015 yılı ve 2022 yılı bütçe sunum kitapçıklarında yoksulluk envanterine kayıtlı hane ve kişi sayısı birlikte, 2 Kasım 2022 tarihinde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı’nın 2023 yılı bütçe sunuş konuşmasında ise sadece kişi sayısı belirtilmiştir.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı’nın 2023 yılı bütçe sunuş konuşmasına göre; 84,6 milyonluk Türkiye nüfusunun 60 milyonu ekonomik ve sosyal yardım alabilmek için Bütünleşik Sosyal Yardım Bilgi Sistemine kayıt yaptırmış.

Buna göre asgari yaşam standardının altında gelire sahip olan ve aldıkları sosyal yardımlar ile en asgari düzeyde yaşamaya çalışan, yoksulluk envanterine kayıtlı kişi sayısı Türkiye nüfusunun %70,9’na ulaşmıştır.

Yardımlar gerçekten ihtiyaç sahiplerine mi yapıldı, yoksa mükerrer mi söz konusu?

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı, 2021 yılında sosyo-ekonomik verilerine ulaşılan bu 57,7 milyon vatandaştan ve 17,7 milyon hane ile 2022 yılında ise 60 milyon vatandaştan kaçına sosyal yardım yapıldığını da açıklamalıdır.

Bu tablo göstermektedir ki;

ü  Sosyal ve ekonomik destek ihtiyacı tespit edilen nüfusun yaklaşık 60 milyon olması son yıllarda Türkiye’de yaşayan vatandaşların hızla yoksullaştıklarını göstermektedir.

ü  AKP Hükümeti’nin uyguladığı ekonomi politikaları ve küresel sermaye saldırıları en zenginleri daha zengin hale getirmekte, alt tabakada yer alan yoksul ve dezavantajlı kesimleri ise daha da yoksul duruma düşürmektedir.

ü  Ücretli kesimin hızla alım gücünün gerilediği, enflasyon oranın arttığı, işsizliğin tırmandığı bu koşullarda yoksullaşma ve geçim sorunun şiddetlenmesi nedeniyle ailelerin çoğunun yaşamlarını en asgari düzeyde sürdürebilmek için  ailelerinden ve sosyal yardım programlarından destek aldığı görülmektedir

Sosyal yardımlar; fakru zaruret içinde ve muhtaç durumda bulunan, temel ihtiyaçlarını karşılayamayan ve hayatını sürdürmekte güçlük çeken kişi ve ailelere karşılıksız olarak sağlanan, ayni ve nakdi olarak yapılan yardımları kapsamaktadır. Bundan, 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu ile 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun kapsamında düzenli sosyal yardım almaya ilişkin verilmiş hak sahipliği kararı devam eden haneler ve vatandaşlarımız faydalanmaktadır.

Gelir tespitine göre sosyal yardım; İhtiyaç sahibi kişilere, hanenin sosyo-ekonomik durumuna ilişkin “sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olmayan ve bu kuruluşlardan aylık, gelir almayan ve hane içinde kişi başına düşen geliri aylık net asgari ücretin 1/3’ünden az olma” şartı ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları tarafından muhtaç olduğuna karar verilerek sosyal yardım yapılmaktadır.

Sosyal yardım başvuruları e-Devlet üzerinden yapılabildiği gibi sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfı ile sosyal hizmet merkezi personellerinin hane ziyaretleri sonucu tespit edilen ailelere gerekli yardım ve hizmetler sunulmaktadır.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından;

-Bütünleşik Sosyal Yardım Bilgi Sistemine kayıtlı hane ve kişi sayısı belirten yoksulluk envanterinin yıllık faaliyet raporlarında düzenli olarak yayımlanmasını,

-Yayımdan kaldırılan Türkiye Sosyal Yardım İstatistikleri Bülteni’nin yeniden yayımlanmasını,

-Sosyal yardımların, gerçek ihtiyaç sahiplerine yapılması için kaynakların akılcı ve adil kullanımının sağlanması ve etkin denetiminin yapılması; bu amaçla da merkezi veri tabanının paylaşıma açılmasını, sosyal yardımların mali boyutları konusunda kamuoyunu daha ayrıntılı ve tutarlı bir şekilde aydınlatmasını,

-Yapılacak sosyal yardımların sosyal hizmet uzmanlarınca yerinde tespitinin yapılarak bağlanmasını,

-Sosyal yardımların mükerrer yapılmasının önlenmesini talep etmekteyiz.

Sonuç olarak,

Yoksulluk, işsizlik ve ekonomik belirsizlik nedeniyle temel ihtiyaçlarını karşılayamayan ve hayatını sürdürmekte güçlük çeken “fakru zaruret içinde ve muhtaç durumda” bulunan vatandaşların sayısı giderek artmaktadır. Milyonlarca hane elektrik, su, doğalgaz faturalarını, kiralarını ödeyemez, ocağında aş kaynamaz durumda olup gıda ihtiyaçlarını akşam pazarda çıkma gıdalarla veya tane ile satın alarak karşılamaya çalışmaktadır. Ancak AKP iktidarı halka sahte mutluluk tablosu pazarlamaktadır. Muktedirlerin söylediği gibi sosyoekonomik düzey ve refah değil; aksine insani koşullarda yaşamı sürdürebilmek için yeterli gelire sahip olamama durumu yani yoksulluk giderek artmaktadır.

Sosyal yardımların mali boyutları konusunda kamuoyunun daha ayrıntılı ve tutarlı bir şekilde aydınlatılması, tüm siyasi partilerinde konunun yakın takipçisi olmasında yarar vardır.

AKP iktidarının sanal iyilik hali yaratmak için verileri makyajlamasına ve manipülasyonuna rağmen gerçekleri paylaşmaya devam edeceğiz.

 

 

                  Dr. Ergün DEMİR                                        Dr. Güray KILIÇ

 

 

Kaynak;

-          Kasım 2014 -TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Doç.Dr. Ayşenur İslam Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı (Mülga) 2015 yılı bütçe sunumu. Kitapçık Sayfa 22-24 Yoksulluk Envanteri.

-          10 Kasım 2021- TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Derya Yanık Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı 2022 yılı bütçe sunumu. Kitapçık Sayfa 129 Bütünleşik Sosyal Yardım Bilgi Sistemi 57,5 milyon vatandaşımızın sosyoekonomik ve demografik verisi ile 17,7 milyon sistemde kayıtlı hane

-          2 Kasım 2022- Derya Yanık Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 2023 yılı bütçe sunuş konuşması Sayfa 59- Sosyal yardımlarda dijital dönüşüm. Bütünleşik Sosyal Yardım Bilgi Sistemi veri tabanında yaklaşık 60 milyon vatandaşımızın 28 ayrı kurumdan ve hane ziyaretlerinden toplanan sosyoekonomik verileri bulunmaktadır.

-          Nüfus ve Konut Sayımı, 2021- TÜİK. Türkiye nüfusu 84 milyon 680 bin 273 kişi oldu. Hane halkı sayısı 25 milyon 329 bin 833 oldu.

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EMEKLİLERE MAAŞ ve İKRAMİYE ARTIŞI İÇİN SGK BÜTÇESİNDE YETERLİ KAYNAK VARMIŞ!

  Artık yeter! 15 Milyon 207 Bin 787 emekli ve hak sahibini oyalamaktan vazgeçin. Milyonlarca emekli ve hak sahibi asgari ücretin çok altında aylık ve gelir ile yaşamını sürdürmek zorunda; öte yandan düşük gelir nedeniyle emeklilerin neredeyse yarısı ya çalışmakta ya da iş aramakta. Aylardır emekli maaş ve ikramiyesine artış yapmamak için Sosyal Güvenlik Kurumu bütçesinin yetersizliği ve mali disiplininin korunmasını öne sürülmekte; Kasım-Aralık ayı olmadı, yeni yıl başında artış yapacağız diyerek milyonlarca emekli oyalanmaya çalışılmaktadır. Oysa SGK 2022 Yılı Sayıştay Denetim Raporuna göre emekli aylıklarını ve sağlık giderlerini karşılayan Sosyal Güvenlik Kurumu’nun gelirleri giderlerini karşılamakta hatta fazla vermektedir. SGK neyi gizlemeye çalışıyor?  Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, 2022 Yılı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu nda 2022 yılı bütçesi ve gelir – gider tablosu  sonuçlarına göre, 2022 yılı bütçe gideri toplamı 1.032.718.600.200,39 TL’dir. Net bütçe geliri ise

Binlerce aile huzursuz ve tedirgin!

  Bakıma ihtiyacı olan ağır engellilerin evde bakım yardımının durdurulması ve sonlandırılması mı söz konusu? 569 bin ağır engelliye ailenin gelirine göre yapılan evde bakım yardımının, çalışan maaşlarına yapılan son zamlar ile gelirin görece artmış olması ve evde bakım yardımı yönetmeliğinde yapılan değişik ile durdurulacağı korkusu aileleri huzursuz hale getirdi. Evde Bakım Yardımı 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunun ek 7'nci maddesi uyarınca Engelli Sağlık Kurulu Raporunda tam bağımlı/ağır engelli ibaresi olan ve hanede kişi başına düşen geliri net asgari ücretin 2/3’ünün altında bulunan engelli bireylerin evde bakımlarının sağlanması için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca Evde Bakım Yardımı yapılmaktadır. Faydalanıcı sayısı ve nakdi yardım tutarı Evde bakım yardımı uygulaması 2006 yılında başlatılmış olup, 2023 yılı Ocak-Temmuz dönemi için tam bağımlı durumdaki engellisine evde bakmak isteyen ailelere aylık 4.336 TL nakdi yardım yapılmaktadır. 2023 yılı Nisan

İlaç tedarikinde kriz kapıda!

  Multipl Skleroz hastaları, Sosyal Güvenlik Kurumu ile ilaç firmaları arasındaki gerilim nedeniyle mağdur edilmemeli, duyguları sömürülmemelidir. Roche firması kamuoyuna yaptığı bir açıklama ile ruhsat sahibi oldukları ve 2018 yılından beri Türkiye’de bir grup Multipl Skleroz (MS) hastasında kullanılan Ocrevus isimli ilacının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafında ‘pasiflendiğini’ ve bu durumun MS hastalarının tedavisinde aksamaya yol açacağını bildirerek SGK’yı bu girişiminden vaz geçirmek üzere kamuoyunu tepki vermeye davet etmiştir. SGK ise MS hastalarının ilaca erişim konusundaki kaygılarını giderecek bir açıklamayı henüz yapmamıştır. Türkiye’nin en kritik seçimlerinde bile maalesef gündem olamayan sağlık ve tıbbi hizmetler ancak vatandaşın canı yandığı zaman tartışılabilmektedir. Sağlık alanında sorunlar seçim döneminde de tüm ağırlığıyla süregeldi. Ancak vatandaşların bazı ilaçlara erişememesi, birçok kamu hastanesinde tıbbi malzeme eksikliği nedeniyle ameliyatların yapılama