TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna soruyoruz! SGK, hangi verileri saklamaya çalışıyor! 2019-2020 faaliyet raporları neden yayımlanmıyor?
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) faaliyet
raporlarını her yıl düzenli olarak yayımlanırken, 2019-2020 yılı faaliyet raporları
henüz yayımlanmadı. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının
2022 yılı bütçesi 5 Kasım 2021 tarihinde görüşülecek. Bu görüşme öncesinde pazar
günü Kurum internet sitesine faaliyet raporunun sadece ismi eklenmiş olup
rapora ulaşmaya çalışınca da içeriğin eklenmediği görülmektedir. Ayrıca 10 gündür
SGK Aylık İstatistik Bültenlerine
ulaşılmamaktadır. 2019 yılında da aynı durum gerçekleşmiş Kurum’un sigortalı,
sağlık, mali istatistiklerine 6 ay ulaşılamamış, gerekçe olarak ta Kurum’un web
sitesinin alt yapısının yenilendiği açıklaması yapılmıştı.
SGK, hangi istatistiki
verilerin görülmesini istemiyor?
SGK’nın bir görevi de
kamuoyunu doğru ve zamanında bilgilendirmektir. SGK, nedense sağlık harcamaları, işsizlik,
yoksulluk ve istihdamla ilgili önemli gelişme ve tartışmaların olduğu dönemlerde verileri
açıklamaktan kaçınmaktadır.
Sosyal güvenlik kapsamında; sigortalı sayıları, işyeri sayıları, aktif çalışan, emekli, bakmakla yükümlü olunan kişi sayısı, aktif/pasif sigortalı oranı, hiçbir sosyal güvencesi olmayan kişilerin sayısı, kurumun gelir-gider dengesi ve açık oranı, yapılan bütçe transferi verileri ile mali tabloları yayımlanmayarak gizlenmek istenmektedir. SGK bu durumun kayıtlı verilerden görülmesini istememektedir.
SGK web sitesinde 2019-2020 faaliyet raporları ulaşılamıyor! “Aradığınız sayfaya ulaşamıyoruz’’
AKP iktidarı, sosyal güvenlik sisteminin mali
açıdan sürdürebilirliğinin sıkıntıda olduğu gerçeğini gizlemeye ve üzerini
örtmeye, reklamlarla halka pembe tablo pazarlamaya çalışmakta; rakamların
gösterdiği gerçek durum ortaya çıkmaması için SGK 2019- 2020 faaliyet raporunu
yayımlamakta imtina etmektedir.
SGK Aylık
sigortalı, sağlık, mali istatistiklerine 10 gündür ulaşılamıyor, ulaşmak
isteyenlere “Error’’ mesajı gelmektedir.
Pandemi
döneminde işsizlik ve yoksullukla beraber sosyal korumaya olan gereksinim
artmaktadır.
Yoksulluk, işsizlik ve ekonomik belirsizlikle
beraber temel ihtiyaçlarını karşılayamayan ve hayatını sürdürmekte güçlük çeken
vatandaşların sayısı da giderek artmaktadır. Elektrik, su, doğalgaz
faturalarını ödeyemeyenlerin, ucuz ekmek alabilmek için halk ekmek önünde
uzayan kuyrukların, ocağında aş kaynamayan hane sayılarının artması, Covid-19
tanı ve tedavi sürecinde hizmete erişimde ekonomik gerekçelerin engel
oluşturması hayati bir başlık olarak öne çıkmaktadır.
Hal böyle olunca da sosyal güvenlik
politikaları da gündeme oturmuştur. Ancak, sosyal güvenlik alanında tam bir
“bilgi kirliliği” yaşanmakta, gerçekler tersyüz edilmekte ve çarpıtılmaktadır.
Oysa sosyal güvenlik; yoksulluk, işsizlik,
gelecekle ilgili ekonomik belirsizlik, yaşlılık ve hastalık gibi sosyal
tehlikelerin ortaya çıkaracağı olumsuzlukları hafifletmeyi ya da yok etmeyi
sağlayan önlemleri içerir. Çağdaş dünyada bütün ülkeler sosyal güvenliği
devletler için bir kamu görevi, kişiler içinse bir hak olarak tanımışlardır.
Olağandışı bir döneme girilmesine ve yaşanan
sorunların artmasına karşın sorunun finansal yönden muhataplarından olan ve
atandığı günden beri başını kuma gömen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın
ise hiç sesi çıkmamakta kamuoyuna görünmeyerek yaşanan sorunları çözdüğünü
zannetmektedir. Oysa sorunlar devam etmektedir.
Kayıta dayalı hiçbir
gerçek gizlenmez ve üzeri örtülmez.
Mızrak çuvala
sığmaz. Gerçekler er veya geç gün yüzüne çıkar. Olan SGK’nın saygınlığına ve
güvenilirliğine olmaktadır. SGK bu tuhaf veri geciktirme ve saklama
uygulamasından vazgeçmelidir. Her yıl düzenli olarak faaliyet raporlarını yayımlarken,
bundan imtina ettiği 2019-2020 yılı faaliyet raporları ile sigortalı, sağlık ve mali aylık istatistik verilerini derhal ve düzenli olarak açıklamalıdır.
TBMM Plan ve Bütçe
Komisyonunda görüşülecek olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 2022 yılı
bütçe görüşmelerinde Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’den aşağıdaki soruları yanıtlamasını talep ediyoruz!
1-
‘Açık ve Karadelik’ olarak adlandırılan
SGK gelir ve giderleri arasındaki fark neden hala kapatılamıyor?
AKP Hükümetince
uluslararası finans kuruluşlarının (IMF ve Dünya Bankası) talepleri
doğrultusunda hazırlanan, kamuoyuna o dönem ‘açık’ ve ‘kara delikleri
kapatıyoruz diye gerekçelendirilen ve 2006 yılında TBMM’de kabul edilen ve
2008 yılında yeniden yapılandırılarak yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun üzerinden 13 yıl geçti ve 19
yıldır AKP iktidarda.
2-
SGK 2019-2020
yılı faaliyet raporları kurum web sitesinde neden yayımlanmıyor?
Her yıl SGK faaliyet raporları Kurum web
sitesinde düzenli olarak yayımlanmakta iken 2019-2020
SGK faaliyet raporları hangi gerekçelerle şimdiye kadar yayımlanmadı? Kurumun
mali gelir- gider dengesi ile bütçe gelirlerinin ve bütçe giderlerinin ekonomik
sınıflandırması tablolarını neden gizlemeye çalışıyorsunuz?
Sosyal Güvenlik Kurumu
2020 yılı Sayıştay Denetim Raporunda sağlık hizmetlerinin finansmanı için kullanılması
gereken 32.4 Milyar TL’nin yasaya
aykırı biçimde sosyal sigorta (emeklilik) fonuna aktarıldığı
tespit edilmiştir. SGK, neden sağlık hizmetleri dışında başka bir amaçla kullanılmaması
gereken genel sağlık sigortası fonunu kanunlara aykırı
olarak sosyal sigorta fonu “açıklarını kapatma” /giderleri için kullanmaktadır?
4- SUT
hükümlerine aykırı olarak birçok özel hastanenin COVID-19 olası/kesin tanılı
hastaların yoğun bakım sürecinden önce ve sonra serviste yatış sürecinde
yapılan her türlü işlem/girişim/tetkik/tahlil için %200 ve ötesi ilave ücret
almalarına neden göz yumulmaktadır?
COVID-19 vakalarındaki artışa bağlı
olarak kamu hastanelerinde yer bulamayan, kalabalık ortama girme endişesi
yaşayan vatandaşın özel hastanelere yönel (til)mesi sonucu özel hastanelere
olan talep giderek arttı. Vatandaşlar can derdine düşmüşken özel sağlık
işletmesi sahipleri ise maliyet ve kâr hesabı yaptılar. Birçok özel hastane ve sağlık kuruluşunun COVID-19
olası/kesin tanılı hastaların yoğun bakım sürecinden önce ve sonra serviste
yatış sürecinde yapılan her türlü işlem/girişim/tetkik/tahlil için %200 ve
ötesi ilave ücret aldıkları herkesçe bilinen bir “sır”dır. Bu konuya neden
sessiz kaldınız? Denetimleri neden yeterince yapmadınız?
5- 1
Haziran 2021 tarihinden itibaren PCR test ücreti 170 TL olarak belirlenmesine rağmen
birçok özel hastane ve laboratuvar PCR test ücreti için vatandaşlardan 250 TL
ve üzeri ücret almaktadır. Neden denetim yapılmamaktadır?
Kamu sağlık hizmetleri fiyat
tarifesinde 31.05.2021
tarihinde yapılan değişiklik ile 01.06.2021 tarihinde geçerli
olmak üzere tüm işlemler, muayene, katma değer vergisi dahil
PCR test bedeli 155 TL. İzolasyonu işlem
bedeli 15 TL. olarak revize edilmiştir. Kamu sağlık hizmetleri fiyat tarifesinde şu an PCR test
ücreti 170 TL olarak belirlenmiştir. Ancak birçok özel hastane ve
laboratuvar PCR test ücreti için vatandaşlardan 250 TL ve üzeri ücret
almaktadır. Bu konuda neden sessiz kalınmaktadır?
6-
COVID-19 sağlık çalışanları
için neden meslek hastalığı olarak kabul edilmemektedir?
Salgını
önleyebilmek uğruna mücadele verirken Covid-19 nedeniyle
vefat eden sağlık çalışanlarının aileleri için Covid-19 hastalığının sağlık
çalışanlarında illiyet bağı aranmaksızın meslek hastalığı olarak tanımlayacak yasal düzenlemenin
gerçekleştirilmesi ve yasal prosedürün netleştirilerek hızlandırılması
gereklidir. Bu, aynı zamanda onlara hepimizin vefa borcudur. Covid-19’un meslek hastalığı sayılması
konusundaki talebine / itirazına Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu Covid-19
hastalığının meslek hastalığı olduğuna karar vererek yanıtlamıştır. Sıra
Bakanlığa bağlı Sosyal Güvenlik Kurumundadır.
7- İstihdam artıysa ve ekonomi uçuşa geçtiyse ’Fakru zaruret içinde ve muhtaç durumda’’ bulunan ve sosyal
yardımlardan faydalanan toplam hane sayısı bir yılda neden %100 artmıştır. Sürekli istihdamın arttığını söylenmektedir. Oysa “Fakru zaruret
içinde ve muhtaç durumda’’ bulunan, sosyal yardımlardan faydalanan
toplam hane sayısı bir yılda %100 artmış, 2019 yılında sosyal yardımlardan faydalanan toplam
hane sayısı 3.282.975 iken 2020 yılında ise 6.630.682 haneye çıkmıştır.
Dr. Ergün DEMİR
Dr. Güray KILIÇ
Kaynak
http://www.sgk.gov.tr/wps/portal/sgk/tr/kurumsal/kurumsal_politikalar/faaliyet_raporu
Erişim; 04.11.2021
http://www.sgk.gov.tr/wps/portal/sgk/tr/kurumsal/istatistik/aylik_istatistik_bilgileri
Erişim; 04.11.2021
https://www.sayistay.gov.tr/reports/download/3727-sosyal-guvenlik-kurumu
Bulgu 8- Sayfa27 Erişim 04.11.2021
Erişim 04.11.2021
https://www.sbb.gov.tr/wp-content/uploads/2021/10/2022-Yili-Cumhurbaskanligi-Yillik-Programi-26102021.pdf
Sosyal yardım harcamaları Sayfa 292 Erişim 04.11.2021
Yorumlar
Yorum Gönder