Ana içeriğe atla

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde pandemi döneminde aylardır anjio ünitesi çalışmamaktadır!

 

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim dalında mevcut olan anjio ünitesi arızalandığı için uzunca bir süredir çalışmamaktadır. Bu nedenle de acil servise başvuran ve kalp krizi tanısı konulan hastalar mağdur olmakta, hayati riskleri artmaktadır.

Kalp hastaları sağlık hizmetine erişimde sıkıntı yaşamakta ve mağdur olmaktadır.

Hasta yakınlarının verdiği bilgiye göre Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim dalında mevcut olan anjio ünitesi 6 aydan daha uzun süredir çalışmıyor. Cihazların uzun süredir onarılmaması nedeniyle acil servise başvuran ve kalp krizi tanısı konulan hastalar mağdur olmakta ve başka hastanelere sevk edilmektedirler. Müdahale süreleri uzadığı için de hastaların hayati riskleri artmaktadır. Acil hastalar dışında anjio ihtiyacı olan ya da pil takılması gereken hastalar da aylardır bu hizmeti alamadıkları için mağduriyet yaşamaktadır. Yeni cihaz alımı veya tamir konusunda yaşanan bu aksaklık günler geçtikçe, zaman uzadıkça daha da çok hastayı etkilemeye devam etmektedir. Ülkemizin en köklü fakültelerinden olan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinin düşürüldüğü durum bir yana, hastaların hayatını ilgilendiren kalp pili, kalp anjiosu gibi konularda bu kadar uzun süre adım atılmamış olması da çok üzücüdür.

Kalp damarlarının görüntülenmesi ve tıkanıklıkların tespiti için yapılan işleme koroner anjio denir.

Koroner anjio işlemi esas olarak;

1.   Kalbi besleyen damar hastalığının, kalp kapak hastalığının veya kalp ana damarı (aort) hastalığının tanısını koymak,

2.   Kalp kası işlevini değerlendirmek,

3.   İleri tedavi yöntemlerini belirlemek için yapılır.

4.   Ayrıca akut kalp krizi sırasında da doğrudan anjiyografi yapılmasındaki  amaç, kalp damarlarının görüntülenmesinin yanı sıra tıkalı damarı anında tespit edip, kalp krizini durdurmaya yönelik, damarın açılması (stendleme) işleminin yapılmasıdır ki bu işlem hayat kurtarıcıdır.

Sonuç olarak;

Bir yandan anjio ünitesinin bakım onarımı veya tedariki için gerekli olan 250-350 bin doların temin edilememesinden dolayı kalp hastaları mağdur edilirken; öte yandan AKP iktidarı Somali’ye aylık 2.500.000 ABD doları hibe edebilmektedir.

Dünyanın birçok ülkesine kişisel koruyucu ekipman ve sağlık malzemesi göndermek, yoksul ülkelere hibe etmek şüphesiz olumludur. Ancak bunun için öncelikle vatandaşların ve kamu sağlık kurum/ kuruluşlarının sorununun giderilmiş olması gerekmektedir.

Her ne kadar Sağlık Bakanı Fahrettin Koca 23 Haziran tarihinde “Salgın süresince salgından yaklaşık 50 bin insanımızı kaybettik. Salgın sebebiyle ertelenen sağlık hizmetleri sebebiyle yaşadığımız kayıp ise bundan çok daha büyük. Örneğin kalp krizi teşhisleri salgın döneminde %56 azalmasına rağmen kalp krizine bağlı ölümler %10 daha fazla artış gösterdi. Bu durumun temel sebebi salgın dışında sağlık hizmetine ulaşımın yavaşlaması ya da vatandaşlarımızın salgın dışındaki sebeplerden hastanelere gitmekten imtina etmeleridir. Benzer birçok hastalığın teşhisinde azalış olurken o hastalığa bağlı kayıplarda artış yaşadık.’’ açıklamasını yapsa da Ege Üniversitesi Tıp Fakültesindeki yaşanan durum tam tersinedir. Burada vatandaşlar hastaneye gitmekte imtina etmiyorlar; ancak özellikle acil servise başvuran ve kalp krizi tanısı konulan, anjio endikasyonu olan ya da pil takılması gereken hastalar hastanede anjio ünitesinin aylardır arızalı olması nedeniyle sağlık hizmetine erişememektedirler.

Sağlık hizmetlerine nerede ne zaman ve ne kadar gereksinim duyulacağı kolayca öngörülemez. Sağlık alanında özel sektörün payının giderek artmasını sağlayan siyasi iktidar, yıllar boyunca eleştirdikleri ve çökerttikleri kamusal ve koruyucu sağlık hizmetlerinin önemini Pandemi döneminde dahi anlamakta güçlük çekmektedir.

Acil servise başvuran ve kalp krizi tanısı konulan, anjio endikasyonu olan ya da pil takılması gereken hastaların hayati risklerinin artmaması ve daha fazla mağdur olmaması için bir an önce anjio ünitesindeki arızanın giderilmesi veya yeni cihaz alımının yapılması gerekmektedir.

                       Dr. Ergün DEMİR                                                


 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SGK TARİHİNİN EN BÜYÜK YOLSUZLUĞU KARŞISINDA KURUM VE KAMUOYU NEDEN SESSİZ?

  Sosyal güvenlik Kurumu’nun İzmir'in Menemen ilçesinde özel bir hastanede periferik anjiyoplasti (damarın genişletilmesi) işlemi için kullanılan tıbbi malzeme ve endikasyon dışı uygulamalardan dolayı 147 milyon TL zarara uğratıldığı bilgisi basın yayın kuruluşları aracılığıyla kamuoyuna yansımıştır.  SGK denetim raporuna göre ise aynı yöntemle tüm Türkiye’de Sosyal Güvenlik Kurumunun 500 -600 milyon dolar zarara uğratıldığı tahmin edilmektedir. Tıbbi cihaz üretimi yapan şirket, hastaneler ve hekimlerin yer aldığı üçlü bir ayak tarafından gerçekleştirilen bu yolsuzluk ve usulsüzlük Kurum tarihinin sağlık alanındaki en büyük yolsuzluğu olarak değerlendirilmektedir. 3 yıl önce başlatılan yolsuzluk soruşturmasında muhakkik/denetim raporunda diğer il ve ilçelerde de denetim yapılması konusunda Rehberlik Daire Başkanlığına dosyanın gönderilmesine rağmen sadece bir ilçede mali şube operasyon yapıldığı diğer il/ilçelerde yapılmadığı görülmektedir. Öyle anlaşılmaktadır ki bu konu soğutul

EMEKLİLERE MAAŞ ve İKRAMİYE ARTIŞI İÇİN SGK BÜTÇESİNDE YETERLİ KAYNAK VARMIŞ!

  Artık yeter! 15 Milyon 207 Bin 787 emekli ve hak sahibini oyalamaktan vazgeçin. Milyonlarca emekli ve hak sahibi asgari ücretin çok altında aylık ve gelir ile yaşamını sürdürmek zorunda; öte yandan düşük gelir nedeniyle emeklilerin neredeyse yarısı ya çalışmakta ya da iş aramakta. Aylardır emekli maaş ve ikramiyesine artış yapmamak için Sosyal Güvenlik Kurumu bütçesinin yetersizliği ve mali disiplininin korunmasını öne sürülmekte; Kasım-Aralık ayı olmadı, yeni yıl başında artış yapacağız diyerek milyonlarca emekli oyalanmaya çalışılmaktadır. Oysa SGK 2022 Yılı Sayıştay Denetim Raporuna göre emekli aylıklarını ve sağlık giderlerini karşılayan Sosyal Güvenlik Kurumu’nun gelirleri giderlerini karşılamakta hatta fazla vermektedir. SGK neyi gizlemeye çalışıyor?  Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, 2022 Yılı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu nda 2022 yılı bütçesi ve gelir – gider tablosu  sonuçlarına göre, 2022 yılı bütçe gideri toplamı 1.032.718.600.200,39 TL’dir. Net bütçe geliri ise

Sağlık giderlerinin ve emekli aylıklarının ödenmesi tehlikede mi?

  SGK’nın gelir- gider dengesi giderek bozuluyor yani “finansman açığı” baş aşağı gidiyor! AKP iktidarının Sosyal Güvenlik Kurumu getirdiği son nokta; Sağlık giderlerinin ve emekli aylıklarının ödenmesi tehlikede! Seçim günü yaklaştıkça sosyal güvenlik sistemi kapsamında hane halkına yapılan yardımlar ve sosyal sigorta konusunda AKP iktidarı da muhalefette müjdeleri ara arda sıralamaya devam ediyorlar. Ancak bu vaatler sıralanırken 20 yıllık AKP iktidarının Sosyal Güvenlik Kurumunu getirmiş olduğu son nokta ise pek dikkate alınmıyor. Oysa seçim sonrasında eğer sosyal güvenlik sistemi yeniden yapılandırılmaz ve Kurum’a yapılan bütçe transferleri artırılmaz ise sağlık giderlerinin ve emekli aylıklarının ödenmesi bile tehlikede görünmektedir. AKP iktidarının, başta Tayyip Erdoğan olmak üzere, bu tabloyu yaratan sorumluları gerçek dışı, hayal ürünü söylemleri bıraksınlar. İşte devletin resmi verilerindeki gerçeklik: 03.05.2023 tarihinde yayımlanan SGK Şubat 2023 aylık sigortalı