Ana içeriğe atla

Vatandaşa ve sağlık çalışanlarına reva görülen sahte üretilen maske ve antiseptik /dezenfektanlar için

 AKP’nin yüzüne gözüne bulaştırdığı ve dağıtamadığı “5 adet” maske meselesinden, vatandaşa ve sağlık çalışanlarına reva görülen merdiven altı atölyelerde sahte üretilen maske ve antiseptik /dezenfektanlar için;

ÇÖZÜM: Sağlık kurum ve kuruluşlarındaki tüm çalışanlar ile vatandaşlar için kişisel koruyucu donanım ve hijyen malzeme paketinin Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanmasıdır.

Maske kullanımı, el hijyeni, antiseptik/dezenfektan kullanımı COVID-19 virüsünün bulaşının önlenmesine ve kontrolüne yönelik kapsamlı önlemler paketinin bir parçasını oluşturmaktadır. Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre Cumhurbaşkanlığı’na sunulan maske raporunda piyasada satılan ve halen kullandığımız maskelerin yüzde 95’inde filtre özelliğinin olmadığı ve ventilli maskelerin hastalığı yaydığı belirtilmektedir.  Hijyen konusunda uzman bir sanayici/eczacı Sağlık Bakanına yazdığı mektupta ise kullanılan birçok antiseptik dezenfektanın da sahte ve koruma özelliğinden yoksun olduğunu belirtmektedir. Bu konuya ilişkin olarak henüz ilgili kurumlardan ve Sağlık Bakanlığı bilim kurulundan bir açıklama yapılmamıştır.

Bu durum salgın boyunca vatandaşlara ve sağlık çalışanlarına uluslararası ve ulusal standartlara uygun olmayan maske ve antiseptik/dezenfektan kullandırıldığı konusundaki kuşkuları artırmaktadır.

Bu yazıda Dünya Sağlık Örgütü (WHO)  tarafından  COVID-19 hastalığında maske kullanımına ilişkin önerileri,  her şeyi ben bilirim anlayışı ile yüze göze bulaştırılan ve dağıtılamayan “5 adet” maske meselesinin baş döndürücü serüvenini, vatandaşların ve sağlık çalışanlarının sağlığı hiçe sayılarak salgınla mücadele adı altında AKP iktidarının denetim ve gözetiminde sahte maske ve antiseptik/dezenfektan ticareti yapıldığı iddiasını ve tüm bu yaşananlara karşısında çaresiz ve çözümsüz olmadığımızı sağlık kurum ve kuruluşlarındaki tüm çalışanlar ile vatandaşlar için kişisel koruyucu donanım ve hijyen malzeme paketinin  Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanabileceği aktarılacaktır.

WHO: “COVID-19 hastalığında maske kullanımına ilişkin öneriler’’

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından 6 Nisan 2020 tarihinde yayımlanan ‘’COVID-19 hastalığında maske kullanımına ilişkin öneriler’’ rehberi 5 Haziran 2020 tarihinde güncellenerek Koronavirüs hastalığının (COVID-19) önlenmesinde maske kullanımıyla ilgili güncellenmiş bilimsel kanıtlara ve pratik önerilere yer vermektedir. Bu belgede, risk temelli yaklaşımdan hareketle, tıbbi ve tıbbi olmayan maskelerin genel olarak halk tarafından kullanımı konusunda karar vericilere yönelik güncellenmiş öneriler ve pratik tavsiyeler yer almaktadır.

Maske kullanımının amacı enfeksiyonlu maske kullanıcısının virüsü başkalarına bulaştırmasının önlenmesi (kaynakta kontrol) ve/veya sağlıklı maske kullanıcısının enfeksiyona karşı korunmasıdır.

Maske türleri

Tıbbi maske; Tıbbi maskeler uluslararası ve ulusal standartlara göre sertifikalı olmalıdır. Tek kullanım için tasarlanan bir tıbbi maskenin ilk filtrasyon (en az %95 damlacık filtrasyonu), solumaya izin verme ve öngörülüyorsa sıvı rezistansı gibi özellikleri türüne (örneğin tela ya da meltblown) ve dokuma olmayan katman materyallerine (örneğin polipropilen, polietilen ya da selüloz) bağlıdır. Tıbbi maske dikdörtgen biçiminde olup üç ya da dört katmandan oluşur. Katmanlardan her biri çok ince elyaftandır. Bu maskeler damlacık (3 mikrometre büyüklüğünde; EN 14683 ve ASTM F2100 standartları) ve parçacık (0,1 mikrometre büyüklüğünde; yalnızca ASTM F2100 standardı) bloke etme özelliklerine göre test edilir. Bu maskeler damlacık ve parçacıkları bloke ederken aynı zamanda kullanıcısının soluk alıp vermesini de sağlamalıdır. Tıbbi maskeler KKD olarak kategorize edilen ve düzenlemeye tabi tıbbi aygıtlardır.

Tıbbi olmayan maske:Tıbbi olmayan (bu belgede “kumaş” olarak da atıfta bulunulan) maskeler dokunmuş ya da polipropilen gibi dokunmamış çeşitli türde kumaşlardan yapılır. Tıbbi olmayan maske ne tıbbi bir aygıt ne de kişisel koruyucu donanımdır. WHO sağlıklı kişilerin toplu ortamlarda hem tıbbi hem de tıbbi olmayan maske kullanmalarını tavsiye eden ülkelere bu önemli konuda araştırmalar yapmaları çağrısında bulunmaktadır.

Maskeler yalnızca bir kişi tarafından kullanılmalı, başkalarıyla paylaşılmamalıdır.

Tıbbi maskeler ıslandığında ya da gözle görünür biçimde kirlendiğinde değiştirilmelidir. Islanmış bir maske uzun süre kullanılmamalıdır. Tıbbi olmayan maskeler, başka maddeleri kontamine etmemesi için sık sık yıkanmalı ve ayrı tutulmalıdır.

Süreç boyunca yapılan değişiklikler ve karakteristik bir örnek olarak “ücretsiz maske dağıtımı” macerası

Hatırlanacağı gibi süreç, 04.04.2020 tarihinde Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın “Devlet, halkın ulaşabilir olduğu noktalarda maske satacak” açıklaması ile başlamıştı. Ancak gelen eleştiriler üzerine, 06.04.2020 tarihinde AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "Kesinlikle para ile maske satışı yasaktır. Salgın bitene kadar vatandaşlarımızın tamamına yetecek maske stokumuz ve üretim planlamalarımız vardır. Ücretsiz şekilde maske ulaştırmaya kararlıyız" açıklaması yaptı.

Ancak plansız, programsız, aceleyle ve zoraki adımlar atılarak başlatılan vatandaşlara ücretsiz maske sağlanmasına ilişkin sorunlar çözülemedi, tedarikte ve dağıtımda yaşanan organizasyonsuzluk devam etti. Vatandaşlar SMS ile eczane arasında mekik dokumak zorunda kaldı. Maskeler ise PTT, e-Devlet, USHAŞ, SMS, Eczane, Hayat eve sığar, Devlet Malzeme Ofisi arasında dolaştırıldı ve bir türlü vatandaşlara ulaştırılamadı.

13.04.2020 tarihli ve 2399 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile “Sağlık Bakanlığınca temin edilerek dağıtımı yapılacak olan korunmaya yönelik kullanımı tavsiye edilen her türlü kişisel koruyucu ekipman ücretsiz verilecektir” hükmü getirildi.

05.05.2020 tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, ulusa sesleniş konuşmasında; “Bugüne kadar piyasada satışına izin vermediğimiz cerrahi maske ve bez maske satışına halkımızın kolayca ulaşabileceği yerlerde izin vermeyi planlıyoruz. Bir üst fiyat belirleyeceğiz.” diyerek maske satışının izni ile ilgili açıklamada bulundu. Özetle “ABD ve İngiltere’ye ücretsiz maske desteği yapıyoruz” diye propaganda yapılırken kendi vatandaşlarına yaklaşık 2 ay içerisinde 6 kez yöntem değiştirerek maske satan bir başarı hikayesi! yazılmış oldu.

50 yıl önceki “karneyle ekmek’’ siyasi polemiğini sürekli tekrarlayan AKP iktidarı pandemi döneminde 5 maskeyi vatandaşa dağıtamayıp “karneyle maske’’ gerçeğini vatandaşlara eczane önlerinde yaşatarak öğrettiler.

150 ülkenin talebini karşılandı da vatandaşların ücretsiz maskeleri neden karşılanamadı?

AKP Genel başkanın ‘’Salgın bitene kadar vatandaşlarımızın tamamına yetecek maske stokumuz ve üretim planlamalarımız vardır. Ücretsiz şekilde maske ulaştırmaya kararlıyız" açıklamasının üzerinden bir ay geçti. Bir ay içerisinde ne oldu da maskelerin ücretli satılmasına karar verildi? sorusunun cevabını vatandaşlar hala beklemektedir.

Salgınla mücadele adı altında vatandaşların ve sağlık çalışanlarının sağlığı hiçe sayılarak AKP iktidarının denetim ve gözetiminde merdiven altı üretim sahte maske ve antiseptik/dezenfektan ticareti yapıldığı iddiasının kamuoyuna yansıması:

Vatandaşlara ve sağlık çalışanlarına reva görülen maskenin koruma özelliği olmadığının bilimsel kanıtları Cumhurbaşkanlığı’na sunulduğu iddia edilen maske raporunda imzası bulunan Marmara Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Erkan İşgören’in basına yansıyan açıklamasında yatmaktadır. Buna göre;

·         “Yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınından korunmak için kullanılan maskelerin yüzde 95’inde filtre özelliği yoktur. Ortada filtre olmayan maskeyi üreten tek ülke maalesef Türkiye’dir.

·         Yüzde 95 ila 99 filtrasyon özelliğine sahip maskenin orta katmanında kullanılması gereken “meltblown”dur. Spunbond’un kilogram fiyatı pandemi öncesi yaklaşık 1,25 ila 1,50 dolardı. Bu, pandemiyle birlikte 8 dolarlara kadar çıktı. “Meltblown” ise yaklaşık 3 dolardan satılıyordu ve 38 dolara kadar yükseldi. Bu fiyatlar ithal fiyatları değil. Yerli üretimden, Türkiye’deki satış fiyatından bahsediyoruz. Meltblown kullanılması her bir maskeye yalnızca 6 kuruş maliyet katmaktadır.

·         Ventilli maskeler hastalığı yayabilmektedir. Hasta bir insan bunu kullandığı takdirde o kişinin öksürüğüyle gelen partiküller, ventilden dışarıya verilebilmektedir.

·         Üretim yapan firmaların %90’nı vasıfsız işçilerle antihijyenik koşullarda merdiven altı üretim yapmaktadır. Kurallara uyan ve düzgün çalışan işletmeler ise Ankara’da, Adana’da, İstanbul’da birkaç tanedir ve bunlarda çoğunlukla ihracata çalışmaktadır.

·          İngiltere, Almanya ve Hollanda’da da üretim başlamıştır. Üretim yerleri tamamen kameralarla izlenmektedir. Girenler tamamen beyaz tulumlar içerisinde. Maskeli, eldivenli… Ürün hiç dokunulmadan paketlenmekte ve kullanıcıya tekli ya da 10’lu paketlerle sunulmaktadır. Bizde ise 50’li paketlere herkes elini daldırmakta ve istediği gibi almaktadır.

·         Son olarak Dr. İşgören “Pandeminin ateşli döneminde her şeye müsaade edildi. Zannediyorum iki haftaya, önümüzdeki hafta da olabilir artık bu spunbond/tela ‘dan yapılmış üç katlı maskenin satışı tamamen yasaklanacak gibi göründüğünü” ifade etmiştir.

Özetle; Uluslararası ve ulusal standartlara uymayan, antihijyenik koşullarda merdiven altı üretimi yapılan, hastalığı yayan maskelerin halka ve sağlık çalışanlarına kullandırılmasına müsaade edilmiştir.

Yine kamuoyuna yansıyan bilgiye göre sanayici/eczacı Mehmet Şapcı, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'ya yazdığı mektupta şunları belirtmiştir:

-          Ülke genelinde kullanılan antiseptik ve dezenfektanların büyük bölümünü sahtedir.

-          Hastanelerde kullanılan birçok antiseptik dezenfektan da sahte ve koruma özelliğinden yoksundur.

-          Bu ürünler ilaç fabrikalarında bilimsel yollarla üretilmesi gerektiği halde merdiven altı tesislerde standart dışı ve koruyucu özelliği bulunmadan üretilmektedir.

-          Eczacı Mehmet Şapcı “Ameliyatlarda, pansumanlarda, hastanın mikrop kapmaması için kullanılan ve yüzde 10 povidon-iyot ihtiva etmesi gerekmektedir ancak sahte ürünlerde bu oran yüzde 3,3'lere kadar düşmektedir. Hiç birisinin üretim yeri Sağlık Bakanlığı tarafından denetlenmeyen, GMP sertifikası bulunmayan sahte ürünlerin piyasa numune analiz sonuçları yer aldığı 9 markaya ait 33 antiseptik dezenfektan ürünün isim listesini” Sağlık Bakanına sunduğunu ifade etmiştir.

       Özetle; Pandemi döneminde vatandaşlara satılan, hastanelerde kullanılan birçok antiseptik dezenfektanın merdiven altı tesislerde standart dışı ve koruyucu özelliği bulunmadan üretildiği ve büyük bölümünün sahte olduğu, en önemlisi de bu merkezlerin Sağlık Bakanlığı tarafından denetlenmediği iddiası önemlidir.

Kişisel Koruyucu Donanım için SGK’da Kaynak Var. Bedel Neden Yurttaşın Cebinden Çıkıyor?

Sağlık kurum ve kuruluşlarındaki tüm çalışanlar ile vatandaşlar için kişisel koruyucu donanım ve hijyen malzeme paketi, Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanmalıdır.

-Salgının başlangıcından bugüne 30 binden fazla sağlık çalışanı COVID-19 tanısı almıştır ve halen yüksek risk devam etmektedir. Ekipman kullanımı ve malzeme yetersizliği ile kişisel koruyucu donanım eksikliğinin bu sonuçtaki payı yüksektir.

-Diğer yandan hane halkları tarafından tedavi, ilaç vb. amaçlı yapılan cepten sağlık harcamalarına salgın nedeniyle maske, yüz siperliği, hijyen malzemesi, ateş ölçer vs. için aylık yaklaşık 250 TL harcama da eklenmiştir.

-Oysa sağlık kurum ve kuruluşlarındaki tüm çalışanlar ile vatandaşlar için kişisel koruyucu donanım ve hijyen malzeme paketi, Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanabilir.

- Sosyal Güvenlik Kurumu’nca bedeli karşılanan tıbbi malzemeler Sağlık Uygulama Tebliği’nin (SUT) üçüncü bölümünde yer almaktadır. SUT değişikliği yapılarak, vatandaşlar ve sağlık çalışanlar için kişisel koruyucu donanım/hijyen malzeme paketi pandemi sona erene kadar Kurumca bedeli karşılanacak tıbbi sarf malzemeler (EK-3-C) listesine alınarak karşılanabilir. Bunun için GSS fonunda yeterince kaynak mevcuttur. Sosyal Güvenlik Kurumu, sağlık hizmetlerini finanse ederken GSS kapsamında topladığı fon gelirlerden sağlık hizmet sunucularının sundukları hizmet karşılığı olarak ödeme yapmaktadır.







           Pandemi süresince yönetmeliklere ve standartlara göre uygun malzeme ile üretilen kişisel koruyucu donanım ve hijyen paketi için emekliler %10, çalışanlar %20 katılım payı ödeyerek medulla/eczane sisteminde T.C No ile çalışma ve yaşam koşullarına göre günlük en az 2-3 olmak üzere tekli veya 10’lu paketlerde haftalık olarak eczanelerden alabilmelidirler. Yukarıdaki tabloda görüldüğü gibi GSS kapsamında sunulan sağlık hizmetleri için yeterli kaynak mevcuttur. Ancak bulaşın engellenmesine ve böylece salgın için yapılacak tedavi harcamalarının azalmasına katkı yapacak olan kişisel koruyucu donanım ve hijyen paketi için SGK hiçbir adım atmamıştır. Oysa salgınla birlikte ekonomik kriz de giderek derinleşmekte ve başta yoksullar olmak üzere toplumun tamamını etkiler hale gelmektedir.

Sonuç olarak;

AKP iktidarı, plansız, programsız, aceleyle ve zoraki adımlar atılarak başlatılan vatandaşlara ücretsiz maske sağlanmasının yarattığı sorunları çözememiştir. Standartlara uygun malzeme ile hijyen için üretilen maske ve dezenfaktanı vatandaşlardan ve sağlık çalışanlardan imtina ederek yurtdışına ihraç etmiş, antihijyenik koşullarda merdiven altı üretimi yapılan, hastalığı yayan maskeler ile antiseptik/dezenfektanı halka ve sağlık çalışanlarına kullandırılmasına müsaade etmiştir.

 

Vatandaşlara satılan/verilen bu maskelerin kullanıma verilmeden önce kontaminasyona karşı steril edilmediği, sterilizasyon yöntemine uygun paketleme malzemesi kullanılmadığı, sterilizasyon işlemi tamamlanmadan hazır hale getirildiği ve uygun malzemeden yapılmamış olduğu sıklıkla dile getirilmektedir.

Son dönemlerde başka alanlarda faaliyet gösteren girişimcilere koşulları sağlamadıkları halde kişisel koruyucu donanım üretim sektörü için sertifika verilerek merdiven altında üretime başlatılmaları ve  denetlenmemeleri sonucunda bugünkü tablo ortaya çıkmıştır.

Aynı zamanda Sağlık Bakanlığı ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının yayımladıkları Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği, Tıbbi Cihaz Yönetmeliği, Biyosidal Ürünler Yönetmeliği kapsamında kişisel koruyucu donanımların piyasaya arz ve hizmete sunum, piyasa gözetimi, değerlendirilme ve denetimi için sorumludurlar,

Antihijyenik koşullarda merdiven altı üretimi yapılan, hastalığı yayan maskeler, antiseptik /dezenfektanların vatandaşlara ve sağlık çalışanlarına reva görülmesini vicdanen, ahlaken ve mesleki olarak kabul etmiyoruz.

Bir an önce kullanım fizibilitesi, temin/erişim tedarik ve maliyet unsurları hesaba katılıp gerekli planlama yapılarak sağlık kurum ve kuruluşlarındaki tüm çalışanlar ile vatandaşlar için kişisel koruyucu donanım ve hijyen malzeme paketi, Sosyal Güvenlik Kurumu’nca ücretsiz karşılanmalıdır.

            Dr. Ergün DEMİR                                                     Dr. Güray KILIÇ

Kaynak;

WHO  COVID-19 hastalığında maske kullanımına ilişkin öneriler  https://www.ttb.org.tr/userfiles/files/WHO-maske.pdf

SGK 2016-2019 Faaliyet Raporları: http://www.sgk.gov.tr/2017FaaliyetRaporu.pdf

             T.C. Maliye Bakanlığı, Muhasebat Genel Müdürlüğü. Sosyal Güvenlik Kurumu Bütçe İstatistikleri. ; https://www.muhasebat.gov.tr/content/genel-yonetim-mali-istatistik

Kullandığımız maskelerin yüzde 95’inde filtre özelliği yok https://www.birgun.net/haber/kullandigimiz-maskelerin-yuzde-95-inde-filtre-ozelligi-yok-316110

Cumhurbaşkanlığı'na  sunulan maske raporu https://twitter.com/AliCaatay/status/1305789148805173248

Hastaneler sahte dezenfektan kullanıyor https://www.sozcu.com.tr/2020/ekonomi/hastaneler-sahte-dezenfektan-kullaniyor-6050162/

Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2019/05/20190501-5.htm

Tıbbi Cihaz Yönetmeliği, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=15023&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5

Biyosidal Ürünler Yönetmeliği https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=13672&MevzuatTur=7&MevzuatTertip=5

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

SGK TARİHİNİN EN BÜYÜK YOLSUZLUĞU KARŞISINDA KURUM VE KAMUOYU NEDEN SESSİZ?

  Sosyal güvenlik Kurumu’nun İzmir'in Menemen ilçesinde özel bir hastanede periferik anjiyoplasti (damarın genişletilmesi) işlemi için kullanılan tıbbi malzeme ve endikasyon dışı uygulamalardan dolayı 147 milyon TL zarara uğratıldığı bilgisi basın yayın kuruluşları aracılığıyla kamuoyuna yansımıştır.  SGK denetim raporuna göre ise aynı yöntemle tüm Türkiye’de Sosyal Güvenlik Kurumunun 500 -600 milyon dolar zarara uğratıldığı tahmin edilmektedir. Tıbbi cihaz üretimi yapan şirket, hastaneler ve hekimlerin yer aldığı üçlü bir ayak tarafından gerçekleştirilen bu yolsuzluk ve usulsüzlük Kurum tarihinin sağlık alanındaki en büyük yolsuzluğu olarak değerlendirilmektedir. 3 yıl önce başlatılan yolsuzluk soruşturmasında muhakkik/denetim raporunda diğer il ve ilçelerde de denetim yapılması konusunda Rehberlik Daire Başkanlığına dosyanın gönderilmesine rağmen sadece bir ilçede mali şube operasyon yapıldığı diğer il/ilçelerde yapılmadığı görülmektedir. Öyle anlaşılmaktadır ki bu konu soğutul

EMEKLİLERE MAAŞ ve İKRAMİYE ARTIŞI İÇİN SGK BÜTÇESİNDE YETERLİ KAYNAK VARMIŞ!

  Artık yeter! 15 Milyon 207 Bin 787 emekli ve hak sahibini oyalamaktan vazgeçin. Milyonlarca emekli ve hak sahibi asgari ücretin çok altında aylık ve gelir ile yaşamını sürdürmek zorunda; öte yandan düşük gelir nedeniyle emeklilerin neredeyse yarısı ya çalışmakta ya da iş aramakta. Aylardır emekli maaş ve ikramiyesine artış yapmamak için Sosyal Güvenlik Kurumu bütçesinin yetersizliği ve mali disiplininin korunmasını öne sürülmekte; Kasım-Aralık ayı olmadı, yeni yıl başında artış yapacağız diyerek milyonlarca emekli oyalanmaya çalışılmaktadır. Oysa SGK 2022 Yılı Sayıştay Denetim Raporuna göre emekli aylıklarını ve sağlık giderlerini karşılayan Sosyal Güvenlik Kurumu’nun gelirleri giderlerini karşılamakta hatta fazla vermektedir. SGK neyi gizlemeye çalışıyor?  Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, 2022 Yılı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu nda 2022 yılı bütçesi ve gelir – gider tablosu  sonuçlarına göre, 2022 yılı bütçe gideri toplamı 1.032.718.600.200,39 TL’dir. Net bütçe geliri ise

Sağlık giderlerinin ve emekli aylıklarının ödenmesi tehlikede mi?

  SGK’nın gelir- gider dengesi giderek bozuluyor yani “finansman açığı” baş aşağı gidiyor! AKP iktidarının Sosyal Güvenlik Kurumu getirdiği son nokta; Sağlık giderlerinin ve emekli aylıklarının ödenmesi tehlikede! Seçim günü yaklaştıkça sosyal güvenlik sistemi kapsamında hane halkına yapılan yardımlar ve sosyal sigorta konusunda AKP iktidarı da muhalefette müjdeleri ara arda sıralamaya devam ediyorlar. Ancak bu vaatler sıralanırken 20 yıllık AKP iktidarının Sosyal Güvenlik Kurumunu getirmiş olduğu son nokta ise pek dikkate alınmıyor. Oysa seçim sonrasında eğer sosyal güvenlik sistemi yeniden yapılandırılmaz ve Kurum’a yapılan bütçe transferleri artırılmaz ise sağlık giderlerinin ve emekli aylıklarının ödenmesi bile tehlikede görünmektedir. AKP iktidarının, başta Tayyip Erdoğan olmak üzere, bu tabloyu yaratan sorumluları gerçek dışı, hayal ürünü söylemleri bıraksınlar. İşte devletin resmi verilerindeki gerçeklik: 03.05.2023 tarihinde yayımlanan SGK Şubat 2023 aylık sigortalı