Ağustos 2020’de vatandaş cepten en çok sağlık için harcama
yapmış!
COVID-19 Salgını
vatandaşın cebini de vurdu.
03 Eylül 2020 tarihinde TUİK
tarafından yayımlanan Ağustos 2020 Tüketici Fiyat Endeksinde ana harcama
gruplarında hane halkları harcama gruplarında yıllık değişim oranlarında en
önemli artış %14,68 ile Sağlık’ta olmuştur. Hane halkı sağlık harcamaları tıbbi ürünler, aletler ve
malzemeler, ilaç, ayakta ve yataklı tedavi hizmetleri gibi kalemlerden
oluşmaktadır.
COVİD-19 salgını ile birlikte binlerce işyerinin kapanması
ve işin azalması nedeniyle yüzbinlerce kişinin işini kaybetmesi sonucu gelir azalırken diğer
yandan da başta sağlık, gıda, ulaşım olmak üzere hane halkı tüketim
harcamalarında artış olmaktadır.
Hani sağlık ücretsiz idi!
Mızrağın çuvala sığmadığını TUİK bile gördü! Gerçekler artık gizlenemiyor.
Vatandaştan gelen tepkiyi azaltmak ve algıyı yönetmek için, Hazine ve Maliye Bakanı “Vatandaşlara ücretsiz sağlık/ücretsiz tedavi imkânı sunan nadir ülkelerden biriyiz!’’ tweet atsa da, Sağlık Bakanı “COVID 19 tanı ve tedavi sürecinde kamu ya da özel hiçbir sağlık kuruluşunun ücret talep edemeyeceğini’’ sık sık ifade etse de artık mızrak çuvala sığmamaktadır.
Vatandaşın
yaşadığı gerçekler şunlardır:
- Birçok ilde yoğun bakımlarda
yer bulanamadığından perişan olmaktadır.
-Yurtdışına
çıkışta PCR testi için sıkılmadan verilen İBAN numarasına ücret yatırmaktadır.
-Ameliyat için sıra beklemektedir.
Başta kanser olmak üzere birçok kronik
hastalığı olanlar sağlık kuruluşlarına gidemediği için evde beklemek zorunda kalmakta ve sonunda özel sağlık kuruluşuna yönlendirilmektedir.
- Zatürre ve grip aşısının bulunamaması sonucu cepten alınan aşıların, hastaneye gidemediği için cepten alınan ilaçların, 5 maskeyi halkına dağıtamayınca vatandaşa satılan maskelerin bedelleri hane halkına cepten yaptıkları sağlık harcamalarının faturasında artış olarak yansıdığını yaşayarak görmektedir.
Hane halkının cepten yapmış olduğu sağlık harcamalarının payı neden artmıştır?
Pandemi döneminde vatandaşların cepten sağlık harcamalarının artışının iki
önemli nedeni bulunmaktadır:
1.Salgın ile birlikte kamu hastanelerinin neredeyse tamamının pandemi
hastanesi ilan edilmesi ve elektif vakaların ertelenmesi ile birlikte özellikle
riskli gruplara yönelik sağlık hizmetlerine erişimde bir planlama yapılmaması
nedeniyle yaşlı hastalar, gebeler, hematoloji-onkoloji hastaları, kronik
hastalığı (kalp, şeker, hipertansiyon, böbrek, KOAH vb.) olanlar, acil ameliyat
olması gerekenler özel sağlık kuruluşlarına yönelmişlerdir.
Salgının
başlangıcından bugüne bu durumu fırsat olarak gören birçok özel hastane ve
sağlık kuruluşu yoğun bakım ücretleri dahil olmak üzere %200 ve üzeri informel
ücret almaya devam etmişlerdir. Özel sağlık
sektörü pandemi döneminde bile COVID-19 hastalığına “maliyet” ve “kâr”
penceresinden bakarak özel hastanelere müracaat eden COVID-19 ön tanı/tanılı
hastalardan her türlü işlem/girişim/tetkik/tahlil /yatak için
ilave ücret almaktadırlar.
2. Hane halkları tarafından tedavi, ilaç vb. amaçlı yapılan cepten sağlık harcamalarına bir de maske, yüz siperliği, hijyen malzemesi, ateş ölçer vs. kişisel koruyucu ve tıbbi malzemelerin ücretleri de eklenmiş oldu.
Vatandaşların sağlık hizmetine ulaşabilmeleri için sadece genel sağlık sigortası primi ödemeleri yeterli olmayıp, ek olarak cepten SGK’ya katılım payı, vakıf üniversitelerine ve özel sağlık kuruluşlarına SUT’taki bedelin %200 kadarını ilave ücret olarak ödemeleri söz konusudur. Ancak bu durum atanmış cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakanlar, milletvekilleri, Danıştay ve Yargıtay üyeleri ile bunların emeklileri ve bakmakla yükümlü oldukları aile fertleri için geçerli değildir. Bu ‘ayrıcalıklı vatandaşlar’ sözleşmeli/protokollü sağlık kurum ve kuruluşlarına katılım payı ve ilave ücret ödememektedirler.
Vatandaşların bir yandan cepten ödemeleri
artarken diğer yandan test kuyruklarında ve yoğun bakım önlerindeki çileleri de
devam etmektedir.
Dr. Ergün DEMİR
Dr. Güray KILIÇ
Yorumlar
Yorum Gönder