Ana içeriğe atla

Salgın ve risk devam ederken çalışanlara yönelik tedbirler konusunda ayrımcılık yapmayınız!

 

Pandemiyle mücadelede başa dönüş, hatalı yaklaşımlarda ısrar!

Bugün (26 Ağustos 2020) tarihli Resmî Gazete ’de “COVID-19 Kapsamında Kamu Çalışanlarına Yönelik Tedbirler” konulu Cumhurbaşkanlığı Genelgesi (20202/11) yayımlandı. Genelgenin içeriği 2020/4 sayılı genelge ile hemen büyük ölçüde aynıdır. 2020/4 genelgesinin yayımlanma tarihi 22 Mart 2020’dir. Bir başka ifadeyle en başa dönülmüştür ve ne yazık ki ders çıkaran bütünlüklü bir değerlendirme ile devamında bütünlüklü önlemler yine yoktur.

Salgın ve risk devam ederken çalışanlara yönelik tedbirler konusunda ayrımcılık yapmayınız!

Genelgede özetle çalıştırılma biçimine bakılmaksızın kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlara uzaktan çalışma, dönüşümlü çalışma gibi esnek çalışma uygulanacağı ve buna dair usul ve esasları üst yöneticiler tarafından belirleneceği bildirilmektedir. Bu kapsamda dönüşümlü çalışanlar fiilen göreve gelmedikleri süre zarfında idari izinli sayılacak, mali ve sosyal hak ve yardımları ile diğer özlük hakları saklı kalacaktır.

3 milyon kamu çalışanına yönelik tedbir alınıyor, 15 milyon özel sektör çalışanına yönelik tedbir neden alınmıyor?

SGK Mayıs 2020 aylık istatistik bültenine göre 3,1 milyon kamu çalışanı, 15,3 milyon kayıtlı çalışan işçi bulunmaktadır. Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlar uzaktan çalışma, dönüşümlü çalışma gibi esnek çalışma uygulanacağı ve idari izinli sayılmasına karşın özel sektörde fabrikalarda, atölyelerde, şantiyelerde çalışanlara COVID-19 kapsamında tedbirler alınmıyor.

Kronik rahatsızlığı bulunanlar arasındaki ayrımcı uygulama halen devam etmektedir

Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan ve kronik hastalığı bulunanlar idari izinli sayılmasına karşın özel sektörde fabrikalarda, atölyelerde, şantiyelerde çalışan ve kronik hastalığı bulunan, aylardır çalışmayan ve ücret alamayan işçiler idari ve ücretli izinli sayılmadığı gibi bu işçilerin hangi koşullarda çalışma hayatına katılabileceği ve alınması gereken önlemler konusunda bir bilgilendirme yapılmamıştır. Özel sektörle ilgili belirsizlik halen sürmektedir.

Çalışanların sağlık ve güvenliğini sağlayacak tedbirlerin uygulanmasını izlemenin yanı sıra çalışma hayatındaki mevcut ve muhtemel meselelerin çözüm yollarını araştırmak, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları koruyucu ve çalışmaya destekleyici tedbirleri almak Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın görevleri arasındadır.

Sonuç olarak;

Resmî gazetede yayımlanan genelge salgında başa dönüldüğünü göstermektedir.

AKP iktidarının ekonomik gerekçelerle 1 Haziran sonrası epidemiyolojinin yol göstericiliğinden yoksun bir şekilde erkenden, aceleci, kontrolsüz olarak açılma süreci başlatmasının bugünkü sonucu salgınının kontrol edilemez bir noktaya doğru ilerlemesi olmuştur. Bu durum pandemi ile mücadelenin bireysel sorumluluğa bırakılmasının da bir sonucudur. Tüm çalışanların çalışma koşulları giderek zorlaşmakta, sağlık ve yaşam hakları konusunda ciddi sorunlar yaşanmaktadır.

COVID-19 Kapsamında Tüm Çalışanlarına Yönelik Tedbirler Alınmalıdır

Sağlık Bakanlığı Korona Virüs Bilim Kurulu’nun virüsün bulaşıcılığı konusunda kamu çalışanları ile özel sektörde çalışanlar arasında ayrım yaptığına dair bilimsel dayanağı olan bir açıklaması bulunmamaktadır.

Salgın tüm çalışanları etkilemektedir. Çalışanlar arasında böyle bir ayrımcılık salgınla mücadeleye ve topluma zarar vermektedir. Salgınla mücadelenin dayanışma içinde, kimseyi geride bırakmadan, çalışanları korumaya özen göstererek, bütünlüklü ve organize bir şekilde sürdürülmesi gerekmektedir. 

COVID-19 kapsamında sadece kamu çalışanlarına yönelik değil tüm çalışanlara yönelik tedbir alınmalıdır.

 

                      Dr. Ergün DEMİR                                                     Dr. Güray KILIÇ

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EMEKLİLERE MAAŞ ve İKRAMİYE ARTIŞI İÇİN SGK BÜTÇESİNDE YETERLİ KAYNAK VARMIŞ!

  Artık yeter! 15 Milyon 207 Bin 787 emekli ve hak sahibini oyalamaktan vazgeçin. Milyonlarca emekli ve hak sahibi asgari ücretin çok altında aylık ve gelir ile yaşamını sürdürmek zorunda; öte yandan düşük gelir nedeniyle emeklilerin neredeyse yarısı ya çalışmakta ya da iş aramakta. Aylardır emekli maaş ve ikramiyesine artış yapmamak için Sosyal Güvenlik Kurumu bütçesinin yetersizliği ve mali disiplininin korunmasını öne sürülmekte; Kasım-Aralık ayı olmadı, yeni yıl başında artış yapacağız diyerek milyonlarca emekli oyalanmaya çalışılmaktadır. Oysa SGK 2022 Yılı Sayıştay Denetim Raporuna göre emekli aylıklarını ve sağlık giderlerini karşılayan Sosyal Güvenlik Kurumu’nun gelirleri giderlerini karşılamakta hatta fazla vermektedir. SGK neyi gizlemeye çalışıyor?  Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, 2022 Yılı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu nda 2022 yılı bütçesi ve gelir – gider tablosu  sonuçlarına göre, 2022 yılı bütçe gideri toplamı 1.032.718.600.200,39 TL’dir. Net bütçe geliri ise

Binlerce aile huzursuz ve tedirgin!

  Bakıma ihtiyacı olan ağır engellilerin evde bakım yardımının durdurulması ve sonlandırılması mı söz konusu? 569 bin ağır engelliye ailenin gelirine göre yapılan evde bakım yardımının, çalışan maaşlarına yapılan son zamlar ile gelirin görece artmış olması ve evde bakım yardımı yönetmeliğinde yapılan değişik ile durdurulacağı korkusu aileleri huzursuz hale getirdi. Evde Bakım Yardımı 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunun ek 7'nci maddesi uyarınca Engelli Sağlık Kurulu Raporunda tam bağımlı/ağır engelli ibaresi olan ve hanede kişi başına düşen geliri net asgari ücretin 2/3’ünün altında bulunan engelli bireylerin evde bakımlarının sağlanması için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca Evde Bakım Yardımı yapılmaktadır. Faydalanıcı sayısı ve nakdi yardım tutarı Evde bakım yardımı uygulaması 2006 yılında başlatılmış olup, 2023 yılı Ocak-Temmuz dönemi için tam bağımlı durumdaki engellisine evde bakmak isteyen ailelere aylık 4.336 TL nakdi yardım yapılmaktadır. 2023 yılı Nisan

İlaç tedarikinde kriz kapıda!

  Multipl Skleroz hastaları, Sosyal Güvenlik Kurumu ile ilaç firmaları arasındaki gerilim nedeniyle mağdur edilmemeli, duyguları sömürülmemelidir. Roche firması kamuoyuna yaptığı bir açıklama ile ruhsat sahibi oldukları ve 2018 yılından beri Türkiye’de bir grup Multipl Skleroz (MS) hastasında kullanılan Ocrevus isimli ilacının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafında ‘pasiflendiğini’ ve bu durumun MS hastalarının tedavisinde aksamaya yol açacağını bildirerek SGK’yı bu girişiminden vaz geçirmek üzere kamuoyunu tepki vermeye davet etmiştir. SGK ise MS hastalarının ilaca erişim konusundaki kaygılarını giderecek bir açıklamayı henüz yapmamıştır. Türkiye’nin en kritik seçimlerinde bile maalesef gündem olamayan sağlık ve tıbbi hizmetler ancak vatandaşın canı yandığı zaman tartışılabilmektedir. Sağlık alanında sorunlar seçim döneminde de tüm ağırlığıyla süregeldi. Ancak vatandaşların bazı ilaçlara erişememesi, birçok kamu hastanesinde tıbbi malzeme eksikliği nedeniyle ameliyatların yapılama