Ana içeriğe atla

COVID-19 SALGININDA YOĞUN BAKIM SERVİSLERİ YETERSİZ Mİ KALMAKTADIR?

 

COVID-19 SALGININDA YOĞUN BAKIM SERVİSLERİ YETERSİZ Mİ KALMAKTADIR?

SORUN NEREDEN KAYNAKLANMAKTADIR?

COVID-19 salgınının bu aşamasında yoğun bakım servislerinde yer bulunmadığı ve hatta sedye üzerinde hasta tedavi edildiği haberleri neden öne çıkmaya başlamıştır?

AKP iktidarının ekonomik güdülerle 1 Haziran sonrası epidemiyolojinin yol göstericiliğinden yoksun bir şekilde erkenden aceleci, kontrolsüz olarak açılma süreci başlatması COVID-19 salgınının ne yazık ki kontrol edilemez bir noktaya doğru ilerlemesine yol açmaktadır. Pandemi ile mücadele bireysel sorumluluğa bırakılmıştır. Tüm çalışanların çalışma koşulları giderek zorlaşmakta, sağlık ve yaşam hakları konusunda ciddi sorunlar yaşanmaktadır.

Sağlık Bakanı, salgına ilişkin verileri ve bilgilendirmeleri twitter ve web sayfasından paylaşılan tek bir tabloya sığdırmak istese de yoğun bakım ve entübe hasta sayısını tablodan kaldırmış olsa da bazı illerimizde hastalara yoğun bakım servislerinde yatak bulunmaması sorunu ortadan kalkmamıştır.

Bugün birçok ilde yoğun bakım servislerinde boş yatak bulunamamasının temel nedenleri arasında hastane işletmelerinin yoğun bakım yataklarını en çok para kazandıran hizmet olarak görmesi, yoğun bakım servislerine endikasyonsuz hasta yatışları ve yoğun bakım yataklarının akılcı kullanılmaması, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 29 Haziran 2020’ tarihinden itibaren özel hastanelere COVID-19 tedavisi gören hastalar için yoğun bakım pandemi bakım ücreti ödemesini iptal etmesi yer almaktadır.

Hastane işletmeleri yoğun bakım servisleri en çok para kazandıran hizmet alanı olarak görmektedirler.

Hastanelerde yoğun bakım hizmetleri birim zamanda hastaneye en çok para kazandıran hizmetler arasındadır. Yoğun bakım hizmetlerinde özel sektör ağırlığı fazladır. Sağlık Bakanlığı adeta özel sağlık sektörüne meydanı bırakmış görünmektedir.

Yoğun bakım servislerine endikasyonsuz hasta yatışları yapılmakta ve akılcı kullanılmamaktadır.

SGK’nın hastanelere yoğun bakım yatışları için normal yatışlara göre çok daha fazla miktarda ödeme yapması yoğun bakım yataklarının yaklaşık %20-30’unda uygun olmayan hastaların yatırılmasına yol açmıştır. Gerek yoğun bakıma endikasyonsuz yatış, gerekse yoğun bakım ihtiyacı kalmamasına rağmen bazen uzamış hasta yatışları “gerçek yoğun bakım hastası” için yatak bulunamaması sorununa neden olabilmektedir.

Yoğun Bakım Yatak Sayısı


Ülkemizde 24.965’i erişkin olmak üzere toplam 39.279 yoğun bakım yatağı bulunmaktadır.

Sağlık Bakanlığı 2020 bütçe sunumu verilerine göre; Ülkemizde toplam yoğun bakım yataklarının % 42,9’u Sağlık Bakanlığı, %41,3’ü özel hastaneler, %15,6’sı üniversite hastanelerinde yer almaktadır. Oysa toplam yatak kapasitesi içinde özel hastanelerin payı  %21,6, Sağlık Bakanlığı’nın payı % 60,2, üniversite hastanelerinin payı ise %18,1’dir.

Yoğun bakım üniteleri salt fiziksel altyapıya göre tescillenmektedir. Nitelikli yoğun bakım çalışanı ve özellikle yoğun bakım uzmanı bulunup bulunmadığı, sunulan hizmetin kalitesi ve yatan hasta sonuçları bu ünitelerin değerlendirilmesinde parametre olarak kullanılmamaktadır. Bu durum gerek kamuda gerekse özel hastanelerde gelişigüzel yoğun bakım servislerinin açılmasına yol açmaktadır.

Kazanç hedefiyle niteliğe bakılmaksızın arttırılmış yoğun bakım yatak sayıları özellikle pandemi döneminin başlangıcında iktidar tarafından siyasi propaganda malzemesi olarak kullanılmıştır.

Pandemi Döneminde Yoğun Bakım Yatak ücretleri

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kamu-özel tüm hastanelere yoğun bakım yatışları için normal yatışlara göre çok daha fazla miktarda ödeme yapmaktadır. Tüm sağlık hizmetlerinin sunumuna ilişkin ücretlendirme ve diğer hususlar için SGK tarafından Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) yayınlanmakta ve bu tebliğ çerçevesinde sağlık giderleri karşılanmaktadır.

COVID-19 olası/kesin tanılı hastaların yoğun bakım sürecinden önce ve sonra serviste yatış sürecinde yapılacak her türlü işlem/girişim/tetkik/tahlil için özel sağlık kuruluşlarında ilave ücret alınmasına dair ve pandemi tedavisine yönelik ilaçlar için SUT düzenlemesi yapılması gerekmekteyken, salgının başlangıcında bu düzenlemeler gerçekleşmemiştir. Ancak 04.04.2020-09.04.2020-09.05.2020 tarihlerinde SUT’ta değişiklik yapılmasına dair üç adet tebliğ Resmi Gazete’ de yayımlanmıştır.

04.04.2020 tarihli ve 31089 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan SGK Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile yoğun bakım tedavisinde sadece pandemi süresince pandemi olgularına yönelik tedavilerde Tanıya Dayalı İşlem Puan Listesinde (EK-2/C) pandemi bakım hizmeti paket ücreti belirlenmiş ve yoğun bakım ücretleri artırılmıştır.

Pandemi bakım hizmeti fiyat ücreti


3. basamak hastanelerde yoğun bakım ünitesinde 1 günlük bakım için paket fiyat ücreti

(Sadece pandemi süresince günde bir adet faturalandırılır)


3. Basamak bir hastanede yoğun bakım ünitesinde yatan COVİD-19 tanılı hastanın SGK’ya bir günlük paket fiyat faturası 1902 TL’dir. Fatura bedeli SGK tarafından ödenmektedir. (Paket fiyata tanı ve tedavi kapsamında yapılan tüm işlemler dahildir) 

AKP İktidarı ve SGK'ya göre 1 Haziran’dan sonra salgın süreci sona ermiş görünmektedir!

AKP iktidarı sanki salgın sona ermiş gibi 1 Haziran tarihinde yeniden açılma/normalleşme sürecini hızla başlatmıştır. SGK ise 29 Haziran'da özel sağlık kurumlarının pandemi bakım hizmeti ödemelerini bir duyuru ile iptal etmiş, böylece salgının kontrol altına alındığını algısı yaratılmaya çalışılmıştır.  Kamu hastanelerine ve kamu üniversite hastanelerine pandemi bakım ücreti ödenirken, özel sağlık kurumlarına ve vakıf üniversite hastanelerine pandemi bakım ücretini kesilmesi beraberinde bir takım sorunları da getirmiştir.

Özel sağlık kurumları cirolarının azaldığı gerekçesi ile yoğun bakımda COVID-19 hastası bakmayız demektedirler.

SGK’nın özel hastane medulla sisteminde yayımladığı ‘’SUT eki EK/C listesinde yer alan birinci, ikinci ve üçüncü basamak pandemi bakım hizmeti işlem kodları, medulla hastane sisteminde işlem tarihi 29.06.2020 tarih itibari ile pasiflenmiştir’’ duyurusu ile özel hastanelerin pandemi bakım hizmeti ödemeleri iptal edilmiş oldu.

Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) Başkanı Reşat Bahat, konuya ilişkin yaptığı açıklamada: "Vatandaş bundan sonra covid-19'da özel sektörü bir tercih olarak kullanamayacak. Geldiğinde cebinden de ödemeyecek çünkü özel sektör bu fiyatları alamayacak. Sürekli zarar ederek hasta bakamayız. Genellikle acil şartlarda gelir koronavirüs hastaları. Özel sektör bunun için bir ekipman bulunduramayacağı, ilacı karşılayamayacağı için doğal olarak hasta alamayacak. Kamu hastaneleri bakacak." demiştir.

SGK fatura tutarı analizine göre etkilenme özelden çok devlet ve üniversite hastanelerinde olmuştur.


SGK 2020 Nisan sağlık istatistikleri sağlık hizmet sunucusu fatura tutarı analiz bilgilerine göre, 2019 ilk 4 ay ile 2020 ilk 4 ay değişim oranına bakıldığında ciroları eksiye düşen özel hastaneler değil devlet ve üniversite hastaneleri olduğu görülmektedir.

Özel hastaneler ve sağlık Kuruluşları ile SGK arasında zımni bir anlaşma mı var?

Özel sağlık sektör doğası gereği COVID-19 hastalığına “maliyet” ve “kâr” penceresinden bakmaktadır.

SGK’nın hiçbir gerekçe ve açıklama yapmadan özel hastanelerin pandemi bakım hizmeti ödemelerini iptal etmesi, Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) Başkanın “sürekli zarar ederek hasta bakamayız, özel sektörün COVID-19 hastası kabul etmeyeceğiz” açıklaması, “COVID-19 hastalarına devlet ve üniversite hastaneleri baksın, elektif vaka ve işlemleri özel hastaneler baksın, hastalardan %200 ve ötesi ilave ücret alınsın’’ gibi bir zımni anlaşma mı var diye düşündürmektedir.

SONUÇ OLARAK SALGIN DEVAM ETMEKTEDİR.

Dünyada toplam vaka sayısının giderek arttığı, salgının küresel ölçekte kötüye gittiği ve bulaşıcılığın sürdüğü bir dönemde Türkiye olarak hızla “normalleştiğimiz” iddia edilmekte, buna göre adımlar atılmaktadır. .

Salgını fırsata çevirme uğruna, bilimsel gerekçelere dayandırılamayan erken açılma kararları, özellikle 1 Haziran sonrasında hem olgu sayılarında hem de yoğun bakımda tedavi gören ve solunum desteğine gereksinim duyan hasta sayılarında artışa yol açmıştır.

Önerilerimiz;

Pandeminin başlangıcından 1 Haziran tarihine kadar kamu –özel hastanelerin büyük çoğunluğu pandemi hastanesine dönüştürülmüş, elektif ameliyatlar ertelenmiş, hastalar zorunlu olmadıkça sağlık kuruluşlarına gitmekten kaçınmıştır. Bu dönemde toplam olguların  % 60'ı İstanbul’da görülmekteydi.

Son zamanlarda COVID-19 hastalığı değişik nedenlerle Türkiye’nin diğer bölgelerinde de giderek yaygınlaşmıştır. İstanbul’a ek olarak Diyarbakır, Mardin, Şanlıurfa, Gaziantep, Konya, Manisa, Ankara, Bursa vs. gibi birçok il de yeni Wuhan’lar olarak ortaya çıkmıştır.

Önümüzdeki günlerde ve aylarda okulların açılması, mevsimsel grip dönemi ve havaların soğuması ile birlikte kronik hastalığı olanların da salgından etkilenmesi daha ağır tabloların ortaya çıkması yol açacaktır. Ayrıca büyük ameliyatlar ve acillere başvuru da göz önüne alındığında ciddi yoğun bakım yatağı ihtiyacının ortaya çıkacağını ön görmek zor değildir.

Tüm bunlar birlikte değerlendirildiğinde:

-Nitelikli, kamusal kaynaklı sağlık hizmet sunumuna her zamankinden daha fazla gereksinim duyulacaktır. Bu olağandışı dönemde hastaları mağdur edecek uygulamalardan acilen vazgeçilmelidir.

-İhtiyaç duyulan illerde pandemi hastaneleri tekrar faaliyete geçmeli ve özel-kamu-üniversite tüm yoğun bakım servislerinde Sağlık Bakanlığı koordinasyonu ile hizmet sunumu yapılmalıdır.

 -Pandemi süresince ve sonrasında SUT dâhil yaşama geçirilecek bütün uygulamalar, yapılacak değişiklikler, tüm toplumun gereksinim duyduğu sağlık hizmetini, uygun nitelikte ve ücretsiz almasını sağlayacak yönde olmalıdır.

  -Yıllardır hastalardan %200 ve ötesi ilave ücret alan özel hastanelerin yasaklanmış olmasına rağmen bu salgın döneminde bile vatandaştan ilave ücret talep etmeleri ve salt maliyet/kar odaklı sağlık hizmeti üretmelerini kabul etmek mümkün değildir. .  

Sorunun muhatabı olan ve sürecin başından beri başını kuma gömen Sosyal Güvenlik Kurumuna çağrımızdır: Bu pandemi döneminde bile vatandaşlardan katılım payı ve ilave ücret talep edilmesine göz yumulurken, neden Hazine’nin sosyal güvenlik ve sağlık fonuna toplanan primlerin ¼ ü oranındaki devlet katkısını ödememesine ses çıkarılmamaktadır.

Eğer pandemi döneminde kamu-özel-üniversite tüm hastanelerin içine düştükleri finansal zorluklar çözülmez ise sadece yoğun bakımlar değil tüm servislerde sorun yaşanacağı aşikârdır.

İnsan hayatı ve ülkemizin COVID'le mücadelesi twitter turkuaz tablosuna sığmayacak büyüklükte ve önemdedir.

 

                  Dr. Ergün DEMİR                                                                Dr. Güray KILIÇ

 

 Kaynak;

-          Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı'ndan uyarı!

https://www.haberturk.com/turk-yogun-bakim-dernegi-baskani-ndan-uyari-haberler-2766499

-          Yoğun bakımda yer yok, hastalar acilde bekliyor

-          https://www.dw.com/tr/yo%C4%9Fun-bak%C4%B1mda-yer-yok-hastalar-acilde-bekliyor/a-54495676

-          TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Sağlık Bakanlığı 2020 Yılı Bütçe Sunumu Sayfa 89 Tablo 14 Hastane Hizmetleri Yoğun Bakım Yatak Sayısı .

-          file:///C:/Users/ERGUN/Downloads/33951,2020-yili-butce-sunumupdf.PDF

-          04 Nisan 2020 tarihli ve 31089 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ

-          https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2020/04/20200404-18.pdf

-          SGK Aylık İstatistik Bültenleri Nisan 2020 Sağlık İstatistikleri Sağlık Hizmet Sunucusu Türüne Göre Fatura Tutarı Analiz Bilgileri.

-          http://www.sgk.gov.tr/wps/portal/sgk/tr/kurumsal/istatistik/aylik_istatistik_bilgileri

-          OHSAD Başkanı Reşat Bahat  "Özel hastaneler, zaten yedek akçeleri kalmadığı için pandemi hastası kabul edemeyecekler" dedi.13 Temmuz 2020

-          https://haberglobal.com.tr/gundem/ozel-hastanelerde-koronavirus-tedavisi-bitti-mi-58031

 

 

 

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EMEKLİLERE MAAŞ ve İKRAMİYE ARTIŞI İÇİN SGK BÜTÇESİNDE YETERLİ KAYNAK VARMIŞ!

  Artık yeter! 15 Milyon 207 Bin 787 emekli ve hak sahibini oyalamaktan vazgeçin. Milyonlarca emekli ve hak sahibi asgari ücretin çok altında aylık ve gelir ile yaşamını sürdürmek zorunda; öte yandan düşük gelir nedeniyle emeklilerin neredeyse yarısı ya çalışmakta ya da iş aramakta. Aylardır emekli maaş ve ikramiyesine artış yapmamak için Sosyal Güvenlik Kurumu bütçesinin yetersizliği ve mali disiplininin korunmasını öne sürülmekte; Kasım-Aralık ayı olmadı, yeni yıl başında artış yapacağız diyerek milyonlarca emekli oyalanmaya çalışılmaktadır. Oysa SGK 2022 Yılı Sayıştay Denetim Raporuna göre emekli aylıklarını ve sağlık giderlerini karşılayan Sosyal Güvenlik Kurumu’nun gelirleri giderlerini karşılamakta hatta fazla vermektedir. SGK neyi gizlemeye çalışıyor?  Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, 2022 Yılı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu nda 2022 yılı bütçesi ve gelir – gider tablosu  sonuçlarına göre, 2022 yılı bütçe gideri toplamı 1.032.718.600.200,39 TL’dir. Net bütçe geliri ise

Binlerce aile huzursuz ve tedirgin!

  Bakıma ihtiyacı olan ağır engellilerin evde bakım yardımının durdurulması ve sonlandırılması mı söz konusu? 569 bin ağır engelliye ailenin gelirine göre yapılan evde bakım yardımının, çalışan maaşlarına yapılan son zamlar ile gelirin görece artmış olması ve evde bakım yardımı yönetmeliğinde yapılan değişik ile durdurulacağı korkusu aileleri huzursuz hale getirdi. Evde Bakım Yardımı 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunun ek 7'nci maddesi uyarınca Engelli Sağlık Kurulu Raporunda tam bağımlı/ağır engelli ibaresi olan ve hanede kişi başına düşen geliri net asgari ücretin 2/3’ünün altında bulunan engelli bireylerin evde bakımlarının sağlanması için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca Evde Bakım Yardımı yapılmaktadır. Faydalanıcı sayısı ve nakdi yardım tutarı Evde bakım yardımı uygulaması 2006 yılında başlatılmış olup, 2023 yılı Ocak-Temmuz dönemi için tam bağımlı durumdaki engellisine evde bakmak isteyen ailelere aylık 4.336 TL nakdi yardım yapılmaktadır. 2023 yılı Nisan

İlaç tedarikinde kriz kapıda!

  Multipl Skleroz hastaları, Sosyal Güvenlik Kurumu ile ilaç firmaları arasındaki gerilim nedeniyle mağdur edilmemeli, duyguları sömürülmemelidir. Roche firması kamuoyuna yaptığı bir açıklama ile ruhsat sahibi oldukları ve 2018 yılından beri Türkiye’de bir grup Multipl Skleroz (MS) hastasında kullanılan Ocrevus isimli ilacının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafında ‘pasiflendiğini’ ve bu durumun MS hastalarının tedavisinde aksamaya yol açacağını bildirerek SGK’yı bu girişiminden vaz geçirmek üzere kamuoyunu tepki vermeye davet etmiştir. SGK ise MS hastalarının ilaca erişim konusundaki kaygılarını giderecek bir açıklamayı henüz yapmamıştır. Türkiye’nin en kritik seçimlerinde bile maalesef gündem olamayan sağlık ve tıbbi hizmetler ancak vatandaşın canı yandığı zaman tartışılabilmektedir. Sağlık alanında sorunlar seçim döneminde de tüm ağırlığıyla süregeldi. Ancak vatandaşların bazı ilaçlara erişememesi, birçok kamu hastanesinde tıbbi malzeme eksikliği nedeniyle ameliyatların yapılama