Ana içeriğe atla

Devletin gözetimi ve denetimi altında mülteciler üzerinden rüşvet pazarlığı yapılamaz!


Devletin gözetimi ve denetimi altında mülteciler üzerinden rüşvet pazarlığı yapılamaz!
AKP iktidarının yıllardır mülteciler için yaptığı Ensar/Muhacir söylemi, istenen para gecikince insan kaçakçılarına yönlendirilen mülteci politikasına dönüştü.

İdlip’te inşa edilmesi düşünülen biriket barınaklar için Şansölye Merkel’in söz verdiği para gecikince, yıllardır mülteciler için yapılan Ensar/Muhacir söylemi, ‘25 milyon avro vermiyorsanız alın size mülteci’ politikasına dönüştü. İnsan kaçakçılarının “Reis de izin verdi biz de yolumuza çıktık" açıklaması ile de yasadışı yapılan insan kaçakçılığı işi kişi başı 600-800 dolara resmi hizmete dönüşmüş oldu.
AKP iktidarının iki yüzü: Para gelirse Ensar/Muhacir; para gelmezse sınır dışı politikası

AKP Genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Parti çalışması için Dolmabahçe ofiste düzenlenen AKP yeni/eski İstanbul milletvekilleri buluşmasında yaptığı konuşmasında;
‘’Şansölye Merkel’e idlipte 25-30 metrekare biriket barınaklar için söz verdiği 25 milyon Avroyu niçin göndermediğini sordum, Merkel prosedür olarak paranın Birleşmiş Milletlere verilecek onlar Kızılhaç’a Kızılhaç’ta Kızılay’a verecekmiş. Bende diyorum ki kapıları açtık alın size mülteci birde üzerine 100 milyon Avro ben veriyorum.’’
‘’ Bizde ne yaptık kapıları açtık bugün 18 bin yarın 25 bini geçecek. Neden, Avrupa Birliği sözünde durması lazım. Biz bu kadar mülteciyi bakmak, onları beslemek durumunda değiliz. Eğer dürüstseniz, samimiyseniz o zaman sizde burada bir paylaşımda bulunacaksınız. Bulunmadığınız takdirde kapıları açarız’’  dedi.
Avrupa Birliği ve Türkiye arasından mülteci pazarlığı
 Avrupa’ya mülteci akının Türkiye’de bloke edilmesi karşılığında, Türkiye’ye mali destek pazarlıklarının yapıldığı görülmektedir. Önerilen ise, misafir ettiğimiz Suriyeli mülteciler için Türkiye yarı açık göçmen cezaevi olsun siz sınır bekçiliği yapın bizde size para verelim. Özetle Suriyeli mülteciler ile Avrupa ülkeleri arasında tampon ülke olmamız istenmektedir.

 ‘’Kapıları açık tutacağız’’ politikası önceden mi planlandı?

Kapıları açtık Avrupa’ya gönderiyoruz açıklamasının üzerinden dakikalar geçmeden binlerce kişinin Edirne’de sınır kapısına ve Ege sahillerine koşturulmaları bu işin daha önceden planlandığı anlaşılmaktadır. Basına yansıyan görüntülerde sınırda ve ege kıyılarında çoğunluğu geçici koruma altındaki Suriyeliler olmak üzere Irak, İran, Tunus, Afganistan, Bangladeş, Pakistan ve diğer Asya ülkelerinden gelen göçmenlerin olduğu ve Geri Gönderme Merkezlerinde de geldiklerini ifade edilmesi ‘’kapıları açık tutacağız’’ politikasının önceden planlandığını işaret etmektedir.
Kan, gözyaşı ve acılar üzerinden ticaret yapılıyor?
Ülkelerinde devam eden çatışmalar nedeniyle, yurtlarından göç etmek zorunda kalan, göç ettikleri ülkelerde ve Türkiye’de geçirdikleri süre boyunca, sistematikleşmiş sömürü, temel hak mahrumiyetleri, nefret söylemi ve ayrımcılık gören mülteciler, Ülkelerine dönme umudunu kaybedince ve sığındıkları ülkelerdeki yaşam koşulları kötüleşince, Avrupa’ya doğru sürükleniyorlar.
BM çerçevesinde sorunlara çözüm aramayan, kendi menfaatlerine ve politik çıkarlarına göre durumdan vazife çıkaran politikacılar, “geçici koruma altındaki vatandaşları ” insan tacirleri aracılığı ile 500-800 dolar karşılığında ege denizine salıyor. Suriyeli mülteciler üzerinden İnsan ticareti bir sektör haline getiriliyor.
Milyonlarca insanın yerinden yurdundan edilmesinden hangi ülkeler sorumludur?
Daha fazla petrol, daha fazla doğal gaz için Irak’ta, Mısır’da, Tunus’ta,  Libya’da ve Suriye’de, “istikrarsızlık ve kaos” oluşturularak tezgâhladıkları iç savaşlarla, yüz binlerce insanın katledilmesinden, milyonlarcasının yerinden ve yurdundan edilmesinden sorumlu olan ülkelerin başında ABD, Avrupa Birliği ülkeleri, Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye gelmektedir. "Arap Baharı" yalanıyla  ülkelerin paramparça edilmesinden, süregiden vahşetten emperyalistler ve işbirlikçileri sorumludurlar.
Suriye’de vekâlet savaşlarını verenler sizler değil miydiniz?
Kendi halkına karşı baskıcı, antidemokratik uygulamalarda bulunan ülkeler, para vererek, silahlandırarak, sınırdan geçirdikleri ve destek oldukları eli kanlı uygulayıcıları ile yürüttükleri vekâlet savaşlarında,3 ay içerisinde rejimi yıkacak emevi camisinde cuma namazı kılınacak, Suriye’ye demokrasi ve özgürlük getireceklerdi. 3 ayın üzerinden haftalar, aylar, yıllar geçti, stratejik derinlikli bahar gelmedi!
Mülteciler Avrupa ülkelerine neden gitmek istiyorlar?
 Suriyeli mülteciler, bir lokma ekmek ve güvende kalabilmeleri için sığındıkları ülkelerde ve Türkiye’de geçirdikleri süre boyunca sistematikleşmiş emek sömürüsü, temel hak mahrumiyetleri, nefret söylemi ve ayrımcılık gördüler. Onurlu yaşamak, gelecekleri üzerine söz sahibi olmak, daha iyi bir yaşam umuduyla özellikle Türkiye’nin sahte şefkatini redderek,  Avrupa ya gitmek istiyorlar.
Sonuç olarak;
Dünya Sağlık Örgütünün Covit -19 için kırmızı alarm verdiği bir dönemde bu soğuk havalarda kapıları açtık politikası yeni Aylan bebeklerin cansız bedenlerinin denizde görülmesine, salgın hastalık riskinin artmasına neden olacaktır.
Sınırlar arasında yaşam savaşı veren göçmenlerin trajedisinin sona ermesi öncelikle Suriye’de ve bölgede savaşın bitirilmesine bağlıdır.
5 yıl önce ailesiyle Suriye'den savaştan kaçan, Macaristan’da polisin geçişlerine izin vermesini bekleyen 13 yaşındaki Kenan,   Suriyelilerin şimdi yardıma ihtiyacı var. Siz sadece savaşı durdurun, biz zaten Avrupa’ya gitmek istemiyoruz. Sadece savaşı durdurun.”  diye haykırıyordu. 13 yaşındaki Suriyeli Kenan’ın haykırışını neden duymak istemiyorsunuz?
Savaşlarda ve göç yolunda insanların katledilmemesi için;
Emperyalizmin taşeronluğu ile Ortadoğu’yu ölüm bataklığına çevirenlere,
Savaş ve sömürü politikalarına,
Kin ve nefretten beslenenlere,
Laikliğe savaş açarak toplumu kuşatan gericiliğe,
 Diktatörlüğe ve baskı düzenine,
Her türlü şiddete karşı,
Barışı, özgürlüğü, adaleti, eşitliği, bir arada yaşamı savunmaya devam edeceğiz.
Bu haykırışı bugün altın varaklı koltuklarda oturup mülteciler üzerinden ‘’külfet paylaşımı’ ’yapanların duyabilmesi dileğiyle!
                                                                               Dr. Ergün DEMİR

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Emekli hekim maaşları arasında sosyal güvenlik kurumu kaynaklı ayrımcılık son bulsun!

  Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bütçe, Kesin Hesap, Sayıştay Raporu 11.11.2022 Cuma günü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülecek. Görüşme öncesi Sayın Bakan Vedat Bilgine binlerce emekli hekim adına; Emekli hekim maaşları (4a/4b/4c statüsündeki) arasındaki uçurumun kapatılması ve sadece 4c’lı (Sağlık Bakanlığı) hekimlere yapılan ek ödeme düzenlemesinin tüm emekli hekimleri kapsaması, çalışan emekli hekimlere ek ödemenin kesilmemesi taleplerini iletiyoruz. Emekli hekimler arasında emekli olduğu sosyal güvenlik kurumuna göre emekli maaşları arasındaki farklılıklar bulunmaktadır. Emekli Sandığı, BAĞ-KUR ve SSK’ dan emekli olan hekimlerin emekli maaşları arasında büyük farklılıklar vardır.  SSK ve BAĞ-KUR’dan emekli olan hekimlerin Emekli Sandığından emekli olan hekimlere göre maaşları son derecede düşüktür. Bunun da en önemli nedeni emekli hekimlere ödenen ek ödemenin SSK ve BAĞ-KUR’dan emekli olan hekimlere ödenmemesidir. Emekli Sandığı emeklisi hekimlerin e...

KANSER TEDAVİSİ İÇİN İLAVE ÜCRET ALINABİLİR Mİ?

  Kanser hastalarından alınan ilave ücret sağlık hizmetine erişimlerini kısıtlamaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu il müdürlükleri şahıs ödemeleri bölümüne iletilen dilekçelerin büyük bir çoğunluğunu ö zel sağlık kurum ve kuruluşlarında özellikle kanser hastalarının başvurularında alınan ilave ücretler ve tedavi için ek olarak önerilen endikasyon dışı ilaç kullanım durumunda ilaç bedellerinin ödenmemesi oluşturmaktadır. Ayrıca acil servise müracaat eden hastalardan ilave ücret alınması da şikayet başvuruları arasında ön sırada gelmektedir. İlave ücret alınması 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 73. Maddesi gereği ve Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği’nin 1.9.1 maddesi uyarınca Kurumla sözleşmeli; vakıf üniversiteleri ile özel sağlık kurum ve kuruluşlarınca; Kurumca belirlenmiş sağlık hizmetleri bedelinin %200’ünü geçmemek kaydıyla kişilerden ilave ücret alınabilmektedir. Tüm sağlık hizmetlerinin sunumuna ilişkin olarak SGK tarafından ...

EMEKLİLERE MAAŞ ve İKRAMİYE ARTIŞI İÇİN SGK BÜTÇESİNDE YETERLİ KAYNAK VARMIŞ!

  Artık yeter! 15 Milyon 207 Bin 787 emekli ve hak sahibini oyalamaktan vazgeçin. Milyonlarca emekli ve hak sahibi asgari ücretin çok altında aylık ve gelir ile yaşamını sürdürmek zorunda; öte yandan düşük gelir nedeniyle emeklilerin neredeyse yarısı ya çalışmakta ya da iş aramakta. Aylardır emekli maaş ve ikramiyesine artış yapmamak için Sosyal Güvenlik Kurumu bütçesinin yetersizliği ve mali disiplininin korunmasını öne sürülmekte; Kasım-Aralık ayı olmadı, yeni yıl başında artış yapacağız diyerek milyonlarca emekli oyalanmaya çalışılmaktadır. Oysa SGK 2022 Yılı Sayıştay Denetim Raporuna göre emekli aylıklarını ve sağlık giderlerini karşılayan Sosyal Güvenlik Kurumu’nun gelirleri giderlerini karşılamakta hatta fazla vermektedir. SGK neyi gizlemeye çalışıyor?  Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, 2022 Yılı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu nda 2022 yılı bütçesi ve gelir – gider tablosu  sonuçlarına göre, 2022 yılı bütçe gideri toplamı 1.032.718.600.200,39 TL’dir. Ne...