“Aile Destekleri Sigortası” bu duruma çare olabilir mi…
Bugün ülkemizde
milyonlarca hane halkı, elektrik, su, doğalgaz faturalarını ve kiralarını
ödeyemez halde, ocağında aş kaynatabilmek için gereken gıda ihtiyacını akşam
pazarda çıkma gıdalarla veya tane ile satın alarak karşılamaya çalışır
durumdadır.
Uyguladıkları
politikalarla etin kilosunu 300 TL, kuru soğanın kilosunu 30 TL, bir ekmeği 5
TL, bir pide ekmeği 10 TL yapan iktidar partileri, 20 yıldır bu ülkeyi
sanki yöneten kendileri değilmiş gibi seçim propagandalarında halka sahte
mutluluk tablosu pazarlamaya çalışmaktadır.
Gelir tespitine göre sosyal yardım
Halen ihtiyaç sahibi kişilere, hanenin sosyo-ekonomik durumuna
ilişkin “sosyal güvencesi
olmayan ve hane içinde kişi başına düşen geliri net asgari ücretin 1/3’ünden az
olma” şartı ile muhtaçlık kararı verilerek sosyal yardım yapılmaktadır.
Milyonlarca kişinin
ocağında aş yerine yoksulluk kaynamaktadır.
Deprem öncesi SGK
Ocak/ 2023 aylık sigortalı istatistiki verilerine göre herhangi bir
kapsamda sosyal güvencesi olmayan, çalışmayan, 18 yaşını doldurmuş ve öğrenci
olmayan, aylık geliri asgari ücretin üçte birinden az olan ve genel
sağlık sigortası primi devlet tarafından ödenen kişi sayısı 7
milyondur. Deprem sonrasında bu sayının yaklaşık 8,5 milyona ulaşacağı
tahmin edilmektedir.
SGK- Ocak/2023 sigortalı istatistiki verilerine göre GSS primleri devlet
tarafından ödenen kişi sayısında Şanlıurfa ilk sırada yer almaktadır.
Şanlıurfa’daki sayının İstanbul’dan bile çok fazla olması dikkat çekicidir.
İşsizlik, yoksulluk ve gelir dağılımındaki eşitsizlik her yerleşim
bölgesinde görülebilmekle birlikte Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu
bölgesinde daha
derin ve yaygın hal almıştır.
AKP iktidarı sosyal yardımları vatandaşın siyasal tercihini belirlemek için
adeta bir tür ‘siyasi rüşvet’ olarak
kullanmaktadır. Oysa sosyal yardım harcamaları
siyasetçilerin cebinde çıkmamaktadır. ‘Oy’ tehdidi ile siyasal tercihte bulunulmasını arzu
eden siyasetçiler
bilmelidirler ki sosyal yardımlar aslında bir lütuf değil devlet tarafından
karşılanması gereken yasal bir haktır. Sosyal
harcamaların finansmanı da devlet bütçesinin önemli gelir kaynaklarından olan
vatandaşların verdiği vergilerle karşılanmaktadır.
“Fakru zaruret ve
muhtaçlık durumuna” Aile Destekleri Sigortası çare olabilir mi?
Sosyal güvenlik sistemi sigortalılara ve hak sahiplerine prime dayalı
katkılar üzerinden güvence sağlamaktadır. 5510 sayılı Kanun kapsamında
uzun ve kısa vadeli sigorta kollarına tabi olanlar ile genel sağlık sigortası
kapsamındaki kişilerden alınacak prim oranları Kanun’un 81. Maddesinde
belirlenmiştir.
Yayımlanan Aile
Destekleri Sigortası broşüründe kısaca şu özellikler öne çıkmaktadır;
-Aile Destekleri
Sigortası Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) kabul ettiği 9 sigorta dalından
biridir. Türkiye bu 9 sigorta dalını (yaşlılık, emeklilik, iş kazası, meslek
hastalığı, analık, işsizlik gibi…) uygulayacağını 1971 yılında taahhüt
etmiştir.
- “Aile Destekleri
Sigortası Kurumu” kurulacak. Böylece yardımlar tek elde toplanacak, israf
önlenecek, uygulamadaki keyfiliğe son verilecektir.
- Aile Destekleri
Sigortası, asgari ücretin altında geliri olan veya hiç geliri olmayan bütün
haneleri kapsayacaktır.
- Aile destekleri Sigortası
kapsamına giren aileler sigorta primi ödeyecek mi: Hayır! Bu ailelerden
herhangi bir prim alınmayacak. Aile Destekleri Sigortası kapsamında yapılacak
harcamaların tamamı devletin bütçesinden sağlanacaktır.
Aile destekleri
sigortası hane halkına yapılan transferleri yani sosyal yardımı tarif
etmektedir.
Broşürden de
anlaşılmaktadır ki “Aile
Destekleri Sigortası” sosyal güvenlik sistemi kapsamındaki sigorta
kollarına bağlı bir uygulamadan çok gelir tespitine göre hane halkına yapılan transferleri
yani sosyal yardım programını tarif etmektedir.
Halen ihtiyaç sahibi
kişilere, hanenin sosyo-ekonomik durumuna ilişkin “Sosyal güvencesi olmayan ve
hane içinde kişi başına düşen geliri net asgari ücretin 1/3’ünden az olma” şartı,
Aile Destekleri Sigortası’yla “asgari ücretin altında geliri olan veya hiç
geliri olmayan bütün haneleri” kapsaması, yardım alan aileden banka hesabının
kadın adına açılması, aile bireyleri arasında engelli ve yaşlı bakımına, okula
giden öğrencilere destek güvencesi verilmesi olumlu gelişmelerdir.
Bütçedeki kaynakların
kullanımı bir siyasi tercihtir. Aile Destekleri
Sigortası’yla bütçenin yoksul halktan yana kullanılması
önemlidir. Aile Destekleri Sigortası, milyonlarca kişinin bir kuru
soğana muhtaçlık durumunu ortadan kaldırabilir. Ancak bu projenin
sadeleştirilmesi ve sigorta/sosyal yardım ikileminin netleşmesi gerekmektedir.
Ekonomik yoksulluğu,
gelir dağılımındaki eşitsizliği ve işsizliği üreten bu ekonomik sistemin
bunlara çare bulması beklenemez. Yoksulluğun en aza indirilmesi; ancak gelir
dağılımındaki eşitsizliğin ortadan kaldırılması ve kaynakların eşit dağılımının
sağlanması ile mümkündür.
Dr. Ergün DEMİR
Dr. Güray KILIÇ
Yorumlar
Yorum Gönder