TÜİK verilere göre toplam sağlık harcamasında 2021 yılında, 2020 yılına göre %41,6 oranında artış oldu.
2020 yılında 249 932 TL
olan toplam sağlık harcaması 2021 yılında 353 milyar 941 milyon TL olarak
gerçekleşti.
ü Toplam sağlık harcaması
2021 yılında bir önceki yıla göre %41,6 artarak 353 milyar 941 milyon TL'ye
yükseldi. Genel devlet sağlık harcaması %41,5 artarak 280 milyar 220 milyon
TL'ye ulaştı. Özel sektör sağlık harcaması ise %42,1'lik bir artış oranı ile 73
milyar 721 milyon TL olarak tahmin edildi.
ü Kişi başına sağlık harcaması 2020 yılında 2 bin 997 TL iken,
2021 yılında %40,3 artarak 4 bin 206 TL'ye yükseldi.
ü Toplam sağlık harcamasının GSYH'ye oranı 2020 yılında %5,0
iken, 2021 yılında %4,9 oldu. Cari sağlık harcamasının GSYH'ye oranı ise 2020
ve 2021 yıllarında %4,6 olarak gerçekleşti.
Toplam sağlık harcamalarında miktar olarak belirgin artış olurken, oransal olarak anlamlı bir değişiklik olmadı.
Sağlık hizmetlerinin finansmanı Sosyal Güvenlik Kurumu/genel sağlık sigortası,
merkezi yönetim ve kurum bütçeleri, yerel yönetimler, hane halkı ceplerinden ve
özel sigorta şirketleri tarafından sağlamaktadırlar.
2021 yılında toplam sağlık harcamasının %79,2’si genel devlet harcaması,
%20,8 ise özel sektör sağlık harcaması olarak gerçekleşti.
Sağlık harcamalarının finansmanının en
önemli kaynağı Sosyal Güvenlik Kurumudur.
TÜİK 2021 yılı sağlık harcaması verilerine göre
Türkiye’de toplam sağlık harcamalarının %79,2’si kamu kaynağıdır (vergi ve GSS
primi). Kamu kaynakları içerisinde merkezi devletin payı %31,4, mahalli idarenin
%0,6 iken, SGK payı ise %47,2’dir.
Özel sektör harcama kaynaklarının en önemlisi de %15,9 ile hane
halklarının cebidir. Özel sigorta
şirketlerinin payı ise yalnızca %2,6’dır.
Toplam sağlık harcamalarında, Sosyal
Güvenlik Kurumunun payı bir önceki yıla göre %4 düşmüştür
2021 yılı toplam sağlık
harcamalarında miktar olarak artış olmakla birlikte, Genel devlet ve özel sektörün alt bileşenlerine bakıldığında harcamaların
dağılımında oransal olarak anlamlı bir değişiklik olmamıştır. En
önemli oransal değişiklik Sosyal Güvenlik Kurumunda payında olmuştur. 2020
yılında Sosyal Güvenlik Kurumunun sağlık harcamaları içindeki payı %51 iken
2021 yılında bu oran %47.2’ye düşmüştür. Bu durum, Kurumun sağlık hizmetini
karşılamada kapsam olarak daralmaya gittiğine işaret etmektedir.
Sonuç olarak
Ülkemizde 20 yıl önce
başlatılan sağlıkta dönüşüm programı ile sağlık ortamının gelmiş olduğu son
durumu özellikle son aylarda vatandaşların bazı ilaçlara ulaşamaması, birçok
kamu hastanesinde tıbbi malzeme eksikliği nedeniyle ameliyatların yapılamaması,
hastaların birçok branşta ve yan dallarda Merkezi
Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerinden randevu alamamaları yani
vatandaşların kamu sağlık hizmetine ulaşmasında yaşanan sıkıntılar yansıtmaktadır.
Parası olanların veya borç para bulabilenlerin muayene ve ameliyat olabilmek
için özel sağlık kuruluşlarına yöneldiği, bu arada da özel sağlık sektörünün
giderek başat hale geldiği de görülmektedir.
Toplam sağlık harcamalarındaki miktar olarak artışın
en önemli nedenleri:
-Pandemi sonrası
ertelenmiş ve dolayısıyla artmış olan sağlık sorunları için yapılan harcamalar,
- İlaç ve tıbbi
malzemede büyük oranda dışa bağımlılıktan kaynaklanan döviz kurundaki artış
gösterilebilir.
Hane halkının cepten yapmış olduğu sağlık harcamalarındaki miktar olarak artışın nedenleri:
2020 yılında hane halkının cepten yapmış olduğu sağlık harcaması 40 milyar 105 milyon TL’den 2021 yılında 56 milyar 342 milyon TL’ye ulaştı.
Sağlık hizmetlerine
‘insana yaraşır bir biçimde’ ulaşabilmek için maalesef sadece Genel Sağlık
Sigortası primi ödemek yeterli olmamaktadır. Vatandaş hastaneye adım attığı
andan itibaren muayene, ilaç, reçete, tıbbi malzeme vs. adı altında ek olarak
cepten SGK’ya katılım payı ve özel sağlık kurumuna da ilave ücret ödemek
zorundadır.
Vatandaşlar birçok branşta ve yan dallarda Merkezi Hekim Randevu
Sistemi (MHRS) üzerinden randevu alamadıkları için kamu sağlık hizmetine
ulaşmakta güçlük çekmektedirler.
- Kamu sağlık kurumlarından muayene, tetkik, girişimsel işlem ve
ameliyatlar için randevu almakta güçlük çeken hastalardan parası olanlar veya
borç para bulabilenler özel sağlık kuruluşlarına yönelmek zorunda kalmaları,
- Özel sağlık kuruluşları da artan taleple birlikte, yeterli denetlenme ve
caydırıcı ceza da olmadığından her türlü tıbbi işlem için yasal olan SUT
bedelinin %200’ü olan ilave ücretin çok ötesinde rakamları talep etmeleri,
- İlaç fiyatlarındaki
artışlar, vatandaşların ödediği ilaç fark ücretlerinin giderek artması,
özellikle kronik hastaların bulunamayan ilaçlarının yurtdışında temin etmeye
çalışılması,
- Ağız ve diş
sağlığı sorunu olan vatandaşların zorunlu olarak özel diş hekimliği
merkezlerine yönelmesi hane halkının cepten yapmış olduğu sağlık
harcamalarındaki artışın nedenleri olarak görülmektedir.
Dr. Ergün DEMİR Dr. Güray KILIÇ
Yorumlar
Yorum Gönder