Ana içeriğe atla

ÇOCUKLAR OKULA ‘’AÇ’’ GİDİYOR.

 

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı verilerine göre ekonomik yoksunluk nedeniyle korunmaya, yardıma muhtaç çocuk ve ihtiyaç sahibi aile sayısı son yıllarda hızla artmaktadır. Bu artışın en önemli nedenleri işsizlik, yoksulluk ve gelir dağılımındaki eşitsizliktir.

9 Milyon öğrencinin 2 Milyonu şartlı eğitim yardımı ile okula gitmektedir.

Millî Eğitim İstatistikleri Örgün Eğitim 2020/2021 eğitim kurumlarının kademelere göre öğrenci sayısı istatistiklerine göre Türkiye’de toplam ilkokul (resmi) öğrenci sayısı 5.059.079 iken ortaokul (resmi) 4.772.725’dir. Türkiye’de toplam ilkokul ve ortaokul (resmi) öğrenci sayısı 9.831.804’tür. Bu öğrencilerin 2.128.750’si şartlı eğitim yardımıyla okula gitmektedir.



Şartlı Eğitim Yardımı (ŞEY) nedir?

Sosyal güvencesi olmayan ve 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Teşvik Kanunu

kapsamında ihtiyaç sahibi olan ailelere, çocukların örgün eğitime devam etmeleri ve okulun açık olduğu aylarda bir ay içerisinde 4 günden fazla devamsızlık yapmamaları şartıyla yapılan yardımlardır. Ödemeler her ay için hesaplanıp 2 ayda bir yapılmaktadır.

Şartlı eğitim ardımı kapsamında 2021 yılında 2.128.750 öğrenci faydalanmıştır.

Çocuklar, verilen aylık 55 – 90 TL ile okula nasıl gidebilsin, beslenebilsin ve okul ihtiyaçlarını karşılayabilsin?

Sosyal güvencesi olmayan, fakru zaruret içinde ve muhtaç durumda bulunan, temel ihtiyaçlarını karşılayamayan ve hayatını sürdürmekte güçlük çeken ailelerin çocuklarının eğitime devam etmeleri için

İlköğretim erkek öğrenci aylık 55 TL, kız öğrenci aylık 60 TL

Ortaöğretim erkek öğrenci aylık 70 TL, kız öğrenci aylık 90 TL tutarında ödeme yapılmaktadır.

Bu yardımların yapılması önemli ve kıymetli ancak yetersizdir. Bir öğrenci ayda 55-90 TL ile nasıl okula gidebilsin, beslenebilsin ve okul ihtiyaçlarını karşılayabilsin.

Toplum sağlığı açısından, fakir ve muhtaç durumda bulunan ailelere çocuklarını okula göndermeleri için yapılan şartlı eğitim yardımı ödeme tutarının artırılması gerekmektedir. Bu konu sadece iktidarın değil muhalefet partilerinin de gündeminde olması gerekmektedir.

Beslenme yetersizliği ile karşılaşan çocuklar bir taraftan açlığa karşı uyum göstermeye çalışıp, özellikle büyümesini yavaşlatırken, diğer taraftan bedensel güçsüzlük nedeniyle birçok enfeksiyon hastalığına yakalanma riski taşır.

SONUÇ OLARAK;   

 

 

ü  Yoksulluk ile eğitim ve sağlık, birbirlerini doğrudan ve dolaylı olarak etkilemekte ve yoksulluk en fazla çocukları, kadınları, yaşlıları ve özürlüleri sosyal dışlanma riski ile karşı karşıya bırakmaktadır.

ü  Sosyal yardımlardan yararlanan kişi sayısında ve sosyal yardım program harcamalarında son yıllardaki artışın en önemli nedenleri arasında işsizlik, yoksulluk, eğitim ve sağlık hakkına erişimde yaşanan sorunlar ve gelir eşitsizliğinin yattığı görülmektedir. 

ü  Ekonomik yoksunluğu, gelir dağılımındaki eşitsizliği ve işsizliği üreten sistemin bunlara çare bulması beklenemez. Yoksulluğun minimalize edilmesi gelir dağılımındaki eşitsizliğin ortadan kaldırılması ve kaynakların eşit dağılımının sağlanması ile mümkündür.

ü  Sosyal güvencesi olmayan, fakir ve muhtaç durumda bulunan ailelere çocuklarını okula göndermeleri için yapılan şartlı eğitim yardımı önemli, kıymetli olup ancak yetersizdir. Toplum sağlığı açısından yapılan ödeme tutarının artırılması gerekmektedir.

 

ü  Çocukları yoksulluktan koruyacak etkili önlemleri alamazsak, toplum olarak çocukların gözlerindeki ışığın sönmesinin utancını da taşımak zorunda kalırız.

 

                    Dr. Ergün DEMİR                         Dr. Güray KILIÇ

 

Kaynak;

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı 2021 Yılı Faaliyet Raporu. Rakamlarla Türkiye’de Sosyal Yardım.2021 S132-133.

Millî Eğitim İstatistikleri Örgün Eğitim 2020/2021 eğitim kurumlarının kademelere göre öğrenci sayısı. Özet tablolar genel tablo.

http://sgb.meb.gov.tr/www/icerik_goruntule.php?KNO=424

 

 

 

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EMEKLİLERE MAAŞ ve İKRAMİYE ARTIŞI İÇİN SGK BÜTÇESİNDE YETERLİ KAYNAK VARMIŞ!

  Artık yeter! 15 Milyon 207 Bin 787 emekli ve hak sahibini oyalamaktan vazgeçin. Milyonlarca emekli ve hak sahibi asgari ücretin çok altında aylık ve gelir ile yaşamını sürdürmek zorunda; öte yandan düşük gelir nedeniyle emeklilerin neredeyse yarısı ya çalışmakta ya da iş aramakta. Aylardır emekli maaş ve ikramiyesine artış yapmamak için Sosyal Güvenlik Kurumu bütçesinin yetersizliği ve mali disiplininin korunmasını öne sürülmekte; Kasım-Aralık ayı olmadı, yeni yıl başında artış yapacağız diyerek milyonlarca emekli oyalanmaya çalışılmaktadır. Oysa SGK 2022 Yılı Sayıştay Denetim Raporuna göre emekli aylıklarını ve sağlık giderlerini karşılayan Sosyal Güvenlik Kurumu’nun gelirleri giderlerini karşılamakta hatta fazla vermektedir. SGK neyi gizlemeye çalışıyor?  Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, 2022 Yılı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu nda 2022 yılı bütçesi ve gelir – gider tablosu  sonuçlarına göre, 2022 yılı bütçe gideri toplamı 1.032.718.600.200,39 TL’dir. Net bütçe geliri ise

Binlerce aile huzursuz ve tedirgin!

  Bakıma ihtiyacı olan ağır engellilerin evde bakım yardımının durdurulması ve sonlandırılması mı söz konusu? 569 bin ağır engelliye ailenin gelirine göre yapılan evde bakım yardımının, çalışan maaşlarına yapılan son zamlar ile gelirin görece artmış olması ve evde bakım yardımı yönetmeliğinde yapılan değişik ile durdurulacağı korkusu aileleri huzursuz hale getirdi. Evde Bakım Yardımı 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunun ek 7'nci maddesi uyarınca Engelli Sağlık Kurulu Raporunda tam bağımlı/ağır engelli ibaresi olan ve hanede kişi başına düşen geliri net asgari ücretin 2/3’ünün altında bulunan engelli bireylerin evde bakımlarının sağlanması için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca Evde Bakım Yardımı yapılmaktadır. Faydalanıcı sayısı ve nakdi yardım tutarı Evde bakım yardımı uygulaması 2006 yılında başlatılmış olup, 2023 yılı Ocak-Temmuz dönemi için tam bağımlı durumdaki engellisine evde bakmak isteyen ailelere aylık 4.336 TL nakdi yardım yapılmaktadır. 2023 yılı Nisan

İlaç tedarikinde kriz kapıda!

  Multipl Skleroz hastaları, Sosyal Güvenlik Kurumu ile ilaç firmaları arasındaki gerilim nedeniyle mağdur edilmemeli, duyguları sömürülmemelidir. Roche firması kamuoyuna yaptığı bir açıklama ile ruhsat sahibi oldukları ve 2018 yılından beri Türkiye’de bir grup Multipl Skleroz (MS) hastasında kullanılan Ocrevus isimli ilacının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafında ‘pasiflendiğini’ ve bu durumun MS hastalarının tedavisinde aksamaya yol açacağını bildirerek SGK’yı bu girişiminden vaz geçirmek üzere kamuoyunu tepki vermeye davet etmiştir. SGK ise MS hastalarının ilaca erişim konusundaki kaygılarını giderecek bir açıklamayı henüz yapmamıştır. Türkiye’nin en kritik seçimlerinde bile maalesef gündem olamayan sağlık ve tıbbi hizmetler ancak vatandaşın canı yandığı zaman tartışılabilmektedir. Sağlık alanında sorunlar seçim döneminde de tüm ağırlığıyla süregeldi. Ancak vatandaşların bazı ilaçlara erişememesi, birçok kamu hastanesinde tıbbi malzeme eksikliği nedeniyle ameliyatların yapılama