Ana içeriğe atla

ÖZEL HASTANELERİN TALEPLERİ KABUL EDİLDİ; UZUN BİR SÜRE SONRA SAĞLIK HİZMETLERİ FİYATLARINA ZAM YAPILDI.

 Peki bu artışın vatandaşa yansıması nasıl olacak? Cepten ödeme artacak mı?

Sosyal Güvenlik Kurumu, pandemi sürecinde yapmaktan kaçındığı denetim görevini zamdan sonra yerine getirebilecek mi?

Özel hastanelerin COVID-19 hastalarından gerek yoğun bakım sürecinde gerekse yataklı servislerde her türlü işlem/girişim/tetkik/tahlil için fahiş ücretler talep ettiklerine ilişkin şikayetler başta Cumhurbaşkanı olmak üzere kamuoyunun gündeminde iken; özel hastanelerin istekleri kabul edildi ve Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yapılan değişiklik ile sağlık hizmetlerinin fiyatlarında artış gerçekleştirildi.

Resmi Gazete’de yayımlanan SUT değişikliği ile uygulamaya giren sağlık hizmet işlemleri fiyatlarında gerçekleşen artışın, salgınla birlikte kamu hastanelerinde zorunlu olmayan (elektif) vakaların ertelenmesi nedeniyle özel sağlık kuruluşlarına yönelmek durumunda kalan vatandaşlarımıza nasıl yansıyacağını, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sıkı denetim çalışmaları yapmadığı aksine göz yumduğu pandemi sürecinde sağlık hizmetlerine yapılan bu artış sonrası denetim görevini yerine getirip getirmeyeceği merak konusu.

1-Sağlık hizmeti fiyatlarına zam yapılırken kullanılan sağlık hizmeti satın alma, Sağlık Uygulama Tebliği kavramları neyi ifade etmektedir? 

Sosyal Güvenlik Kurumu sigortalılara ve hak sahiplerine sunulan sağlık hizmetlerini kamu-özel ayrımı yapmaksızın tüm sağlık hizmet sunucularından; Sağlık Bakanlığına bağlı hastaneler, kamu/ vakıf üniversite hastaneleri, özel hastaneler, eczaneler ve optisyenler ile yaptığı protokol ve sözleşmeler yoluyla satın almaktadır.

Kurum, satın aldığı sağlık hizmetlerinin bedellerini, çalışanların ve işverenlerin ödedikleri sağlık primleri, vatandaşların verdiği vergilerden oluşan devlet katkısı ve vatandaşlardan alınan tedavi katılım paylarının oluşturduğu GSS fon gelirlerinden ödeme yapmaktadır.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) ile finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin türlerini, miktarlarını ve kullanım sürelerini, teşhis ve tedavi yöntemlerini, ödeme usul ve esaslarını belirlemektedir. Sigortalılara ve hak sahiplerine sunulan sağlık hizmetlerinin fiyatlarını ve kapsamını SUT belirlerken; Kurum’la sözleşme / protokol yapan tüm sağlık hizmet sunucuları da SUT hükümlerine uymak zorundadır.

2- Çok tartışılan ilave ücret ne anlama gelmektedir? SUT hükümlerine göre hangi sağlık hizmetlerinden ilave ücret alınamaz?

Kurum’la sözleşmeli vakıf üniversiteleri ile özel hastaneler/sağlık hizmet sunucuları SGK’ya sattıkları sağlık hizmetlerinin SGK’dan aldıkları bedeline ek olarak, sigortalı ve hak sahiplerinden de bu bedellerin iki katına kadar (%200) ilave ücreti 5510 sayılı Kanun gereği alabilmektedirler. Kamu hastaneleri ise ilave ücret talep edemez.

İlave ücret alınmayacak sağlık hizmetleri;

Acil haller nedeniyle sunulan sağlık hizmetleri, yoğun bakım hizmetleri, yanık tedavisi hizmetleri, kanser tedavisi (radyoterapi, kemoterapi, radyo izotop tedavileri), yeni doğana verilen sağlık hizmetleri, organ, doku ve kök hücre nakillerine ilişkin sağlık hizmetleri, doğumsal anomaliler için yapılan cerrahi işlemlere yönelik sağlık hizmetleri, hemodiyaliz tedavileri, kardiyovasküler cerrahi işlemler ve işitsel implant işlemlerinden ilave ücret alınamaz.

Bu SUT hükümlerine göre yoğun bakım hizmetlerinden ilave ücret alınmaması gerekirken bu salgın döneminde birçok özel hastanenin can derdine düşmüş hastalardan ilave ücret aldığı görüldü.

3- 28 Nisan 2021 tarihinde yayımlanan SUT değişikliği ile özet olarak hangi sağlık hizmetlerinde fiyat artışı gerçekleşti?

SUT değişikliği ile sağlık hizmetlerinin fiyatlarının artırılması talebi uzun zamandır kamu, vakıf, özel tüm sağlık işletmeleri tarafından dile getirilmekteydi. Özellikle salgınla birlikte özel sağlık sektörü elinde bulundurduğu kapasite gücü ile “eğer zam yapılmaz ise hastalara bakmam” tehdidini kullandı ve sonuçta özel hastanelerin talebi kabul edilerek sağlık hizmeti fiyat artışı yapıldı.

Yapılan bu düzenleme ile;

- Vaka başı poliklinik hizmetlerinde %15,

- Radyoloji MR, BT, ultrason, grafi ve tetkiklerde %10,

- Kan bileşenlerinde %20,

- Tıbbi malzeme fiyatlarında %10,

- Ve bunların haricindeki bütün hizmetlerde ise %15 artış sağlanmıştır.

-3. basamak üniversite hastaneleri ile eğitim ve araştırma hastanelerinde tanıya dayalı bazı işlemlere, ödenen %20 lik ilave oran %30’a çıkarılmıştır.

- 3.basamak üniversite hastaneleri ile eğitim ve araştırma hastaneleri fiyatlandırmasında ilave oran uygulanacak işlemlere %10 ilave edilmiştir.

Böylece SGK, en çok 3. basamak hastanelerinde olmak üzere kamu/ özel tüm sağlık işletmelerinden satın aldığı sağlık hizmetlerinin fiyatlarına %15- %20 arasında fiyat artışı yapmıştır.

4-Yapılan zamlarda ilave oran artışı neyi ifade etmektedir?

SGK, 3.basamak kamu/ vakıf üniversite hastaneleri ile eğitim ve araştırma hastanelerinde yapılan kanser/tümör cerrahisi, bazı kardiyolojik işlemler, kardiyovasküler cerrahi işlemleri, zor cerrahi işlemler, yoğun bakım hizmetleri gibi toplam 468 işleme ödediği paket ücrete ilave olarak %20 ile %75 oranında fazladan ödeme yapmaktadır.

5- Salgın döneminde en fazla tartışılan ve sürekli gündem olan yoğun bakım işlemlerine ne kadar zam yapıldı?

Bilindiği gibi yoğun bakım hizmetlerinde özel sektör ağırlığı fazla olup, meydan adeta Sağlık Bakanlığı tarafından özel sağlık sektörüne bırakılmış görülmektedir. Şu anda toplam yoğun bakım yatak sayısının %40,9’u, yetişkin yoğun bakımın ise %35,7’si özel sektörünün elindedir. Pandemi süresince de yapılan SUT değişikliği ile iki defa yoğun bakım ücretleri arttırılmıştır.


Yapılan fiyat ve ilave oran artışı ile birlikte 3. basamak bir hastanede yoğun bakım ünitesinde yatan COVID-19 tanılı hastanın SGK’ya bir günlük paket fiyat faturası 2982 TL olmuştur.

6- Salgınla birlikte kamu hastanelerinde zorunlu olmayan (elektif) vakaların ertelenmesi nedeniyle özel sağlık kuruluşlarına yönelmek durumunda kalan vatandaşlarımız bu artıştan nasıl etkilenecektir?

Salgınla birlikte kamu hastanelerinin neredeyse tamamı pandemi hastanesi ilan edildi ve zorunlu olmayan (elektif) vakalar ertelendi. Ancak özellikle riskli gruplara yönelik sağlık hizmetlerine erişimde bir planlama yapılmadı. Bu durumda yaşlı hastalar, gebeler, hematoloji-onkoloji hastaları, kronik hastalığı (kalp, şeker, hipertansiyon, böbrek, KOAH vb.) olanlar ve ameliyat olması gerekenler özel sağlık kuruluşlarına yönelmek durumunda kaldı. Ayrıca pandemiyle birlikte diş hekimleri filyasyon ekiplerinde görevlendirildi, bu uygulama kamu ağız ve diş sağlığı hizmetlerinin aksaması sonucunu doğurdu, ağız ve diş sağlığı sorunu olan vatandaşlar zorunlu olarak özel diş hekimliği merkezlerine yöneldi.

Kurum’la sözleşmeli vakıf üniversiteleri ile özel sağlık kurum ve kuruluşları SUT’a göre % 200’e varan oranlarda  vatandaşlardan ilave ücret alabilmektedirler. Bu durumda sağlık hizmet işlemlerinin fiyatlarına yapılan her bir artış oranı vakıf üniversiteleri ile özel sağlık kurum ve kuruluşlarına müracaat eden vatandaşın cebine doğrudan iki katı (bu oranlara uyulmadığı da bir gerçek) olarak yansıyacaktır.

7- Bu artışın yaygın kullanılan sağlık hizmetlerine yansıması nasıl olacak?

3.basamak özel sağlık kuruluşu polikliniğine müracaatlarda SGK’nın ve vatandaşların özel hastaneye yaptığı ödemelerde %15 fiyat artışı olmuştur.


Kardiyoloji polikliniğine müracaat eden bir hasta için sadece muayene parası olarak SGK özel hastaneye 109 TL öderken, vatandaş ayrıca doğrudan hastaneye 218 TL ilave ücret ödemektedir. Zamdan önce bu ilave ücret miktarı 190 TL idi.

Artış sonrası bazı cerrahi işlemlerdeki bedeller:


Kurumla sözleşmeli; vakıf üniversiteleri ile özel sağlık kurum ve kuruluşlarına müracaat eden hastaların yapılan muayene, radyolojik işlemler, tetkik ve özellikle de cerrahi işlemler ile hastanede yatış süreci arttıkça cepten ödeme miktarları da artmaktadır. 

8- Salgını fırsat olarak gören birçok özel hastane kayıt dışı olarak çoğu tıbbi işlem için SUT bedellerinin %200’ün çok ötesinde ücret talep etmektedirler. SGK bu konuda gerekli denetimi yapmamakta mıdır?

Pandeminin başlangıcından itibaren yapılan uyarılarla COVID-19 hastalarının mağdur olmaması ve suistimalleri gidermek için Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) değişiklikler ve diğer mevzuat düzenlemeleri gerçekleştirilmiştir.

COVID-19 vakalarındaki artışa bağlı olarak kamu hastanelerinde yer bulamayan, kalabalık ortama girme endişesi yaşayan vatandaşın özel hastanelere yönel(til)mesi sonucu özel hastanelere olan talep giderek artmıştır. Salgın döneminde maalesef özel hastane patronları salgını fırsata dönüştürme çabası içine girmişlerdir. Özel hastanelerin birçoğu COVID-19 hastalarından gerek yoğun bakım sürecinde gerekse yataklı servislerde her türlü işlem/girişim/tetkik/tahlil için fahiş ücretler talep etmişlerdir.

İmza altına aldıkları sözleşme/protokol hükümlerine uymadıkları fahiş ilave ücretlerle ilgili olarak fesihe kadar giden cezai şartların uygulanması gerekirken Sosyal Güvenlik Kurumu bu konudaki suistimallerle mücadele etmek için özel hastanelere yönelik denetim çalışmaları yapmadığı, aksine göz yumduğu anlaşılmaktadır.

9- Sosyal Güvenlik Kurumu’nun bu konudaki suistimallere karşı yapması gereken nedir?

Kurum’la sözleşmeli birçok vakıf üniversitesi ile özel sağlık kurum ve kuruluşu, mevcut yasal düzenlemelere rağmen pandemi döneminde COVID-19 hastalarından her türlü etik ve ahlaki yaklaşımı bir kenara bırakıp, ölçüsüz ücret talep ederek vatandaşı mağdur eden ve yaşam hakkını tehdit eden uygulamalara imza atmışlardır. Bu uygulamalara SGK yeterince denetim yapmayarak göz yummuştur.

Kurum’un yapması gereken; SUT hükümlerine uymayan, pandemi süresince COVID-19 hastalarından tanı, tedavi ve hastaneye yatış sürecinde kayıtdışı ücret alan hastaneleri tespit etmek ve bunlarla yapmış olduğu sağlık hizmeti satın alım sözleşmesi/protokolünü iptal ederek cezai işlem uygulamaktır.

SGK, suistimallere karşı sesiz kalmamalı, kendi görevini yani denetimlerini acilen yapmaya başlamalıdır. Sağlık Bakanlığı ise elektif vakalara ve özellikle riskli gruplara yönelik sağlık hizmetlerine erişimde bir planlama yapmalıdır.

 

                         Dr. Ergün DEMİR                                      Dr. Güray KILIÇ


Kaynak;

Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ 28 Nisan 2021 Tarihli ve 31468 Sayılı Resmi Gazete 1. Mükerrer

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/04/20210428M1-1.htm



 



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EMEKLİLERE MAAŞ ve İKRAMİYE ARTIŞI İÇİN SGK BÜTÇESİNDE YETERLİ KAYNAK VARMIŞ!

  Artık yeter! 15 Milyon 207 Bin 787 emekli ve hak sahibini oyalamaktan vazgeçin. Milyonlarca emekli ve hak sahibi asgari ücretin çok altında aylık ve gelir ile yaşamını sürdürmek zorunda; öte yandan düşük gelir nedeniyle emeklilerin neredeyse yarısı ya çalışmakta ya da iş aramakta. Aylardır emekli maaş ve ikramiyesine artış yapmamak için Sosyal Güvenlik Kurumu bütçesinin yetersizliği ve mali disiplininin korunmasını öne sürülmekte; Kasım-Aralık ayı olmadı, yeni yıl başında artış yapacağız diyerek milyonlarca emekli oyalanmaya çalışılmaktadır. Oysa SGK 2022 Yılı Sayıştay Denetim Raporuna göre emekli aylıklarını ve sağlık giderlerini karşılayan Sosyal Güvenlik Kurumu’nun gelirleri giderlerini karşılamakta hatta fazla vermektedir. SGK neyi gizlemeye çalışıyor?  Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, 2022 Yılı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu nda 2022 yılı bütçesi ve gelir – gider tablosu  sonuçlarına göre, 2022 yılı bütçe gideri toplamı 1.032.718.600.200,39 TL’dir. Net bütçe geliri ise

Binlerce aile huzursuz ve tedirgin!

  Bakıma ihtiyacı olan ağır engellilerin evde bakım yardımının durdurulması ve sonlandırılması mı söz konusu? 569 bin ağır engelliye ailenin gelirine göre yapılan evde bakım yardımının, çalışan maaşlarına yapılan son zamlar ile gelirin görece artmış olması ve evde bakım yardımı yönetmeliğinde yapılan değişik ile durdurulacağı korkusu aileleri huzursuz hale getirdi. Evde Bakım Yardımı 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunun ek 7'nci maddesi uyarınca Engelli Sağlık Kurulu Raporunda tam bağımlı/ağır engelli ibaresi olan ve hanede kişi başına düşen geliri net asgari ücretin 2/3’ünün altında bulunan engelli bireylerin evde bakımlarının sağlanması için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca Evde Bakım Yardımı yapılmaktadır. Faydalanıcı sayısı ve nakdi yardım tutarı Evde bakım yardımı uygulaması 2006 yılında başlatılmış olup, 2023 yılı Ocak-Temmuz dönemi için tam bağımlı durumdaki engellisine evde bakmak isteyen ailelere aylık 4.336 TL nakdi yardım yapılmaktadır. 2023 yılı Nisan

İlaç tedarikinde kriz kapıda!

  Multipl Skleroz hastaları, Sosyal Güvenlik Kurumu ile ilaç firmaları arasındaki gerilim nedeniyle mağdur edilmemeli, duyguları sömürülmemelidir. Roche firması kamuoyuna yaptığı bir açıklama ile ruhsat sahibi oldukları ve 2018 yılından beri Türkiye’de bir grup Multipl Skleroz (MS) hastasında kullanılan Ocrevus isimli ilacının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafında ‘pasiflendiğini’ ve bu durumun MS hastalarının tedavisinde aksamaya yol açacağını bildirerek SGK’yı bu girişiminden vaz geçirmek üzere kamuoyunu tepki vermeye davet etmiştir. SGK ise MS hastalarının ilaca erişim konusundaki kaygılarını giderecek bir açıklamayı henüz yapmamıştır. Türkiye’nin en kritik seçimlerinde bile maalesef gündem olamayan sağlık ve tıbbi hizmetler ancak vatandaşın canı yandığı zaman tartışılabilmektedir. Sağlık alanında sorunlar seçim döneminde de tüm ağırlığıyla süregeldi. Ancak vatandaşların bazı ilaçlara erişememesi, birçok kamu hastanesinde tıbbi malzeme eksikliği nedeniyle ameliyatların yapılama