Ana içeriğe atla

Sağlık Bakanı’nı ve Sağlık Bakanlığı Bilimsel Danışma Kurulunu açıklama yapmaya çağırıyoruz!


LEBALEB DOLU SALONLARDA ALGORİTMAYA AYKIRI PCR TESTİ KİMLERE YAPILDI?    

Sağlık Bakanını ve Sağlık Bakanlığı Bilimsel Danışma Kurulunu açıklama yapmaya çağırıyoruz!

Kamu sağlık kurumlarında/hastanelerinde PCR Testi yaptırmak için salgın yönetimi algoritmasına ve ayakta vaka sorgulama kılavuzuna AKP İl kongresine katılmakta mı eklendi? Açıklayınız!

PCR testini kamu sağlık kuruluşlarında yaptırabilmek için Covid-19 semptomlarının varlığını sorgulatan ve bu konu için Bilimsel Danışma Kurulu’nun hazırladığı algoritmayı tanımlayan kılavuzu yayımlayan Sağlık Bakanlığı, AKP İl kongrelerine katılanlara farklı davranılmasına göz mü yummaktadır?

COVID-19 salgın yönetimi Sağlık Bakanlığının koordinasyonunda Bilimsel Danışma Kurulunun önerileri dikkate alınarak yapılmaktadır.

Sağlık Bakanlığı, en son 8 Şubat 2021 tarihinde revize edilerek yayımladığı temaslı takibi, salgın yönetimi algoritmasında bulaşma yoluna yönelik önlemler kapsamında sosyal mesafe (en az 1 metre), el hijyeni, çevrenin olumlu hale getirilmesi, yüzey temizliği, dezenfeksiyon, kapalı ortamların sık havalandırılması, iç ortam hava kalitesinin iyileştirilmesi gerektiğini belirtmektedir.

Algoritmada yakın temaslılar için “yakın temaslı kişilerde takip süreleri içerisinde COVID-19 semptomları gelişirse filyasyon ekiplerince PCR testi için numune alınacağı” ifade edilmektedir.

Olası COVID-19 vaka sorgulama kılavuzunda ise kamu sağlık kuruluşlarına ayaktan başvuran kişilerde;

• Ateş, öksürük

• Nefes darlığı

• Boğaz ağrısı

• Baş ağrısı

• Kas/eklem ağrıları

•Karın ağrısı veya ishal

• Koku veya tat alma bozukluğu sorgulaması yapılır denilmektedir.

Bu sorgulamada ateş, öksürük ve nefes darlığı için yanıt evet ise veya nefes darlığı, boğaz ağrısı, baş ağrısı, kas/eklem ağrıları, tat ve koku alma kaybı, ishal bulgusu varsa kamu hastanelerinde PCR testi yapılmakta; eğer bu şikayetleri/semptomları yoksa kamu sağlık kuruluşlarında test yapılmamaktadır. Vatandaş kendi isteği ile PCR testi yaptırmak isterse özel sağlık kuruluşunda 250 TL karşılığında testi yaptırabilmektedir. 

Ancak AKP kongrelerine davet edilenlere algoritmaya ve kılavuza aykırı olarak hiçbir kriter/semptom aranmaksızın tarama amaçlı olarak kamu sağlık kurumlarında ücretsiz PCR testi yapıldığı iddia edilmektedir.

Sağlık Bakanlığının söz konusu AKP Kongresine katılım olunca ne algoritma ne de kılavuz takmadığı anlaşılmaktadır.

Geçtiğimiz günlerde Karadeniz illerinde art arda yapılan AKP İl kongrelerinde Sağlık Bakanlığının, İl Hıfzıssıhha Kurullarının tüm yurttaşlara salgının kontrolü için getirdiği kısıtlamalara uyulmadığına ilişkin görüntüler kamuoyu gündeminde yer aldı. Ne yazık ki salgını engelleme adına bu kuralları/kısıtlamaları getiren Cumhurbaşkanlığı Kabinesinin de başı olan AKP Genel Başkanı kapalı salonda yapılan ve sosyal mesafe kurallarına uyulmayan kongrelerdeki kalabalıkları labeleb doldurdunuz salonu diyerek övgüyle karşıladı. Tüm bu duruma ne vatandaşı sürekli haklı olarak uyaran Sağlık Bakanı ne de televizyonlarda boy gösteren Bilimsel Danışma Kurulu üyeleri hiç ses çıkarmadılar.

Sağlık Bakanlığının haftalık yayımladığı illere göre vaka sayısının (100 binde) Karadeniz bölgesinde yüksek olması ve kamuoyunda ‘lebaleb’ doldurma tartışması sonucu, bulaşı/teması azaltmak için kongreleri iptal etmek yerine kendi koydukları kısıtlama kurallarına aykırı olarak daha sonra yapılan AKP İl kongrelerinde yeni bir uygulamaya geçildiği iddia edilmektedir. İddialara göre AKP Ankara İl kongresine katılanlara Cumhurbaşkanlığı sarayında, İzmir İl kongresine katılan yönetici ve üyelere ise kamu hastanelerinde PCR testi yapılmıştır. Toplantıya katılacaklara PCR testi yapılması bulaşı önlemede elbette önemlidir. Ancak bu uygulamanın bütün vatandaşlar için eşit olması gerekmektedir.

Sağlık Bakanına ve Sağlık Bakanlığı Bilimsel Danışma Kurulu Üyelerine Sorular

Salgının başlangıcından bu yana vatandaşlara adeta tekerlemeye dönüşen ‘maske-mesafe -hijyen’ kurallarına uyması ve kalabalık ortamlara katılmaması önerilmektedir. Sağlık Bakanlığı, bunun için de Bilimsel Danışma Kurulunun önerilerini dikkate alarak kılavuz ve algoritmalar yayımlamaktadır.

Ayrıca kamu sağlık kurumlarında/hastanelerinde PCR testi yapılabilmesi için Covid-19 semptomları sorgulanmakta, semptomu olmayanlara da PCR testi yapılmamaktadır.  

Peki neden salgına rağmen birçok kongre, toplantı haklı olarak ertelenmişken iktidar partisinin il kongreleri yapılmakta ve bu toplantılarda sosyal mesafeye uyulmadan ‘lebaleb’ dolu katılım övülerek adeta teşvik edilmektedir?

Sayın Sağlık Bakanı ve Bilimsel Danışma Kurulu Üyeleri;

1)    Salgın yönetimi çerçevesinde COVID-19’a özgü enfeksiyon zincirine yönelik önlemler kapsamında kamuoyuna yansıyan AKP il kongrelerinin lebaleb dolu yapılmasının hangi bilimsel kararınızla, yayımlandığınız hangi algoritma ve kılavuzla uyumlu olduğunu kamuoyuna açıklamanız gerekmez mi?

2)      Yayınladığınız kılavuzlara göre temaslı vatandaşların PCR testi yaptırabilmesi için COVID-19 semptomları sorgulanmakta ve semptomları varsa yapılmaktadır. AKP il kongresine katılan yönetici ve üyelerine hangi semptomla kamu hastanelerinde PCR testi yapılmıştır?  Yoksa test yaptırmak için gereken kurallar arasına AKP yöneticisi veya üyesi olmakta mı eklendi?

3)      COVID-19 virüsü kişilere bulaşmakta parti, siyasi görüş ayrımı yapmakta mıdır?

Kamuoyuna bu soruların yanıtları verilmek zorundadır.  Yoksa kamu otoritesinin ve bilimsel danışma kurulunun tüm inandırıcılığı ortadan kalkacak ve olan halkın sağlığına olacaktır.

                    Dr. Ergün DEMİR                                             Dr. Güray KILIÇ

 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EMEKLİLERE MAAŞ ve İKRAMİYE ARTIŞI İÇİN SGK BÜTÇESİNDE YETERLİ KAYNAK VARMIŞ!

  Artık yeter! 15 Milyon 207 Bin 787 emekli ve hak sahibini oyalamaktan vazgeçin. Milyonlarca emekli ve hak sahibi asgari ücretin çok altında aylık ve gelir ile yaşamını sürdürmek zorunda; öte yandan düşük gelir nedeniyle emeklilerin neredeyse yarısı ya çalışmakta ya da iş aramakta. Aylardır emekli maaş ve ikramiyesine artış yapmamak için Sosyal Güvenlik Kurumu bütçesinin yetersizliği ve mali disiplininin korunmasını öne sürülmekte; Kasım-Aralık ayı olmadı, yeni yıl başında artış yapacağız diyerek milyonlarca emekli oyalanmaya çalışılmaktadır. Oysa SGK 2022 Yılı Sayıştay Denetim Raporuna göre emekli aylıklarını ve sağlık giderlerini karşılayan Sosyal Güvenlik Kurumu’nun gelirleri giderlerini karşılamakta hatta fazla vermektedir. SGK neyi gizlemeye çalışıyor?  Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, 2022 Yılı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu nda 2022 yılı bütçesi ve gelir – gider tablosu  sonuçlarına göre, 2022 yılı bütçe gideri toplamı 1.032.718.600.200,39 TL’dir. Net bütçe geliri ise

Binlerce aile huzursuz ve tedirgin!

  Bakıma ihtiyacı olan ağır engellilerin evde bakım yardımının durdurulması ve sonlandırılması mı söz konusu? 569 bin ağır engelliye ailenin gelirine göre yapılan evde bakım yardımının, çalışan maaşlarına yapılan son zamlar ile gelirin görece artmış olması ve evde bakım yardımı yönetmeliğinde yapılan değişik ile durdurulacağı korkusu aileleri huzursuz hale getirdi. Evde Bakım Yardımı 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunun ek 7'nci maddesi uyarınca Engelli Sağlık Kurulu Raporunda tam bağımlı/ağır engelli ibaresi olan ve hanede kişi başına düşen geliri net asgari ücretin 2/3’ünün altında bulunan engelli bireylerin evde bakımlarının sağlanması için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca Evde Bakım Yardımı yapılmaktadır. Faydalanıcı sayısı ve nakdi yardım tutarı Evde bakım yardımı uygulaması 2006 yılında başlatılmış olup, 2023 yılı Ocak-Temmuz dönemi için tam bağımlı durumdaki engellisine evde bakmak isteyen ailelere aylık 4.336 TL nakdi yardım yapılmaktadır. 2023 yılı Nisan

İlaç tedarikinde kriz kapıda!

  Multipl Skleroz hastaları, Sosyal Güvenlik Kurumu ile ilaç firmaları arasındaki gerilim nedeniyle mağdur edilmemeli, duyguları sömürülmemelidir. Roche firması kamuoyuna yaptığı bir açıklama ile ruhsat sahibi oldukları ve 2018 yılından beri Türkiye’de bir grup Multipl Skleroz (MS) hastasında kullanılan Ocrevus isimli ilacının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafında ‘pasiflendiğini’ ve bu durumun MS hastalarının tedavisinde aksamaya yol açacağını bildirerek SGK’yı bu girişiminden vaz geçirmek üzere kamuoyunu tepki vermeye davet etmiştir. SGK ise MS hastalarının ilaca erişim konusundaki kaygılarını giderecek bir açıklamayı henüz yapmamıştır. Türkiye’nin en kritik seçimlerinde bile maalesef gündem olamayan sağlık ve tıbbi hizmetler ancak vatandaşın canı yandığı zaman tartışılabilmektedir. Sağlık alanında sorunlar seçim döneminde de tüm ağırlığıyla süregeldi. Ancak vatandaşların bazı ilaçlara erişememesi, birçok kamu hastanesinde tıbbi malzeme eksikliği nedeniyle ameliyatların yapılama