Ana içeriğe atla

İÇİMİZ ACIRKEN….


İÇİMİZ ACIRKEN….
‘’Gerçek acıtır’’ sözü Hatay’da Valilik binası önünde ‘’Çocuklarım aç, iş istiyorum’’ diye haykıran ve bedenini ateşe veren vatandaş için ne kadar da geçerli. Önemli olan ise acıtan gerçeği kanıksamamak. Bunun ilk adımı ise gerçek bilgiyi paylaşmaktır.

18 yaşını doldurmuş, öğrenci olmayan 9 milyon kişi işsiz, aç ve muhtaç



Sosyal Güvenlik Kurumunun aylık istatistik bülteni 2019 Kasım sigortalı istatistiklerinde; Hiç bir sosyal güvencesi olmayan, çalışmayan, SGK’dan gelir veya aylık almayan, 18 yaşını doldurmuş öğrenci olmayan ve maddi yoksunluk nedeniyle GSS primlerini ödeyemediği için Devletin gelir testine girip aylık geliri asgari ücretin 1/3’ünden az olduğu tespit edilen kişi sayısının 9.080.221 olduğu belirtilmektedir.
Gelir testine girip aylık geliri asgari ücretin 1/3’ünden az olan vatandaşların primleri devlet tarafından ödenmektedir. Aylık geliri asgari ücretin 1/3’ünden fazla olan vatandaşlar ise 2019 yılı için aylık 76.75 TL GSS primini kendileri ödemektedir.


Yukarıdaki tabloda görülen;
1-2018  - 2019 Kasım arasında bir yıllık süre içerisinde 1.337.201 kişi sosyal güvenceden yoksun hale düşmüş ve işini kaybetmiştir.
2- Yine bir yıllık süre içerisinde 948.789 kişi yoksul, aç ve muhtaç duruma düşmüştür.
3-İnsani koşullarda yaşamı sürdürebilmek için yeterli gelire sahip olamama durumu artmakta ve vatandaşın ocağında ‘’aş yerine yoksulluk’’ kaynamaktadır.

Ekonomik yoksunluk nedeniyle koruma kararı talep edilen çocuk sayısı giderek artmaktadır.
Zenginleştik diyenlerin üzerini örttüğü yoksulluk artık saklanamayacak kadar yaygın ve alenidir. Binlerce aile yoksulluk ve işsizlik nedeniyle çocuklarının en temel ihtiyaçlarını karşılayamamakta yani karnını doyuramadığı, üzerini giydiremediği, altını değiştiremediği için çaresizlik içinde devletten çocukları hakkında koruma ve bakım tedbiri talep etmekteler.

Korunma, yardım ve bakıma muhtaç çocukların sayısı 2014 yılında 80.375 iken 2018 yılında bu sayı 176.564’e yükselmiştir. Son yıllardaki bu artışın en önemli nedenleri arasında işsizlik, yoksulluk ve gelir dağılımındaki eşitsizliğinin bulunduğu görülmektedir. 

 Yoksulluktan dolayı temel ihtiyaçlarını karşılayamayan ve yaşamlarını en düşük düzeyde dahi sürdürmekte güçlük çeken, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüklerine müracaat eden ailelere ekonomik yardım ile destek sağlanmaktadır. Bu şekilde ailenin parçalanmadan bir arada yaşamasına çalışılmaktadır.

  Açlığın Elleri Sınır Tanımıyor
Türkiye’de 2018 yılsonu rakamlarına göre çocuklar (0-17 yaş) nüfusun yüzde 28’ini oluşturmaktadır. Eylül 2019 itibarıyla şartlı sağlık yardımından 1.008.147, şartlı eğitim yardımından 2.470.752 çocuk yararlanmıştır. ( Şartlı Sağlık Yardımları; Nüfusun en yoksul kesiminde yer alan ailelere 0-6 yaş arası çocuklarını düzenli olarak sağlık kontrollerine götürmeleri şartı ile düzenli yardım yapılmaktadır. Şartlı Eğitim Yardımları; Yoksulluk riski altındaki ailelerin çocuklarını düzenli okula göndermelerini hedefleyen nakdi bir sosyal yardım programıdır.)

 Ülkemizde gençler (15-24 yaş) 2018 yılsonu rakamlarına göre nüfusun yaklaşık yüzde 16’sını oluşturmaktadır. 2018 yılı OECD verilerine göre, ülkemizde gençlerin (15-29 yaş grubu) yüzde 42,4’ü eğitimde, yüzde 31,1’i istihdamdadır. Eğitimde ve istihdamda olmayan gençlerin oranı ise yüzde 26,5 olup bu oran yüzde 13,2 olan OECD ortalamasının çok üzerindedir.

SONUÇ OLARAK;
Yaşanan trajedi üzerine, insanlıktan nasibini almamış, ’Böyle ucuz siyasi manevraları millet yemez ‘’ diye tweet atan siyasetçilere karşı,
‘’Çocuklarım aç, iş istiyorum’’  diyen haykırışı ve acıtan gerçeği kanıksamamak için Devletin resmi kurumlarının istatistiklerindeki;
Gerçek yoksulluk, işsizlik ve muhtaç kişi sayılarını,
 Karnını doyuramadığı, üzerini giydiremediği, altını değiştiremediği için çaresizlik içinde devletten koruma ve bakım tedbiri talep edilen bebek/çocuk sayılarını,
Yoksul hanelerde yaşayan, şartlı eğitim ve sağlık yardımından yararlanan çocuk sayılarını,
Eğitimde ve istihdamda olmayan gençlerin oranını,
Yani gerçek bilgiyi paylaştık. Son yıllardaki bu artışın en önemli nedenleri arasında işsizlik, yoksulluk ve gelir dağılımındaki eşitsizlik bulunmaktadır.
Sistemi bu hale getiren AKP iktidarı kendi sorumluluklarını gizlemek ve sosyal devleti konuşmamak için her gün yapay projelerle halkın gündeminin üzerini örtmeye çalışmaktadır. Ancak mızrak çuvala sığmamaktadır.
Şimdi gelir dağılımındaki eşitsizliğe, vatandaşları muhtaç duruma düşürüp açlığa mahkûm eden politikalara yüksek sesle ortaklaşa itiraz etme zamanıdır.
İşsizlik ve yoksullukta ki artışla birlikte sosyal korunmaya olan gereksinim artarken; krizin etkilerini hafifletmek için sosyal harcamaların arttırılmasını ve sosyal devleti konuşma zamanıdır.

                           Dr. Ergün DEMİR                                                               Dr. Güray KILIÇ



Kaynak;

SGK Aylık İstatistik Bülteni. Sigortalı İstatistikleri 2018-2019 Kasım Tablo;19 Sosyal Güvenlik Kapsamında Kişi Sayısı.
Korunmaya muhtaç çocuk istatistikleri, Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü
2020 Yılı Cumhurbaşkanlığı Programında Çocuk, Gençlik, Sosyal Yardımlar ve Yoksullukla Mücadele


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EMEKLİLERE MAAŞ ve İKRAMİYE ARTIŞI İÇİN SGK BÜTÇESİNDE YETERLİ KAYNAK VARMIŞ!

  Artık yeter! 15 Milyon 207 Bin 787 emekli ve hak sahibini oyalamaktan vazgeçin. Milyonlarca emekli ve hak sahibi asgari ücretin çok altında aylık ve gelir ile yaşamını sürdürmek zorunda; öte yandan düşük gelir nedeniyle emeklilerin neredeyse yarısı ya çalışmakta ya da iş aramakta. Aylardır emekli maaş ve ikramiyesine artış yapmamak için Sosyal Güvenlik Kurumu bütçesinin yetersizliği ve mali disiplininin korunmasını öne sürülmekte; Kasım-Aralık ayı olmadı, yeni yıl başında artış yapacağız diyerek milyonlarca emekli oyalanmaya çalışılmaktadır. Oysa SGK 2022 Yılı Sayıştay Denetim Raporuna göre emekli aylıklarını ve sağlık giderlerini karşılayan Sosyal Güvenlik Kurumu’nun gelirleri giderlerini karşılamakta hatta fazla vermektedir. SGK neyi gizlemeye çalışıyor?  Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, 2022 Yılı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu nda 2022 yılı bütçesi ve gelir – gider tablosu  sonuçlarına göre, 2022 yılı bütçe gideri toplamı 1.032.718.600.200,39 TL’dir. Net bütçe geliri ise

Binlerce aile huzursuz ve tedirgin!

  Bakıma ihtiyacı olan ağır engellilerin evde bakım yardımının durdurulması ve sonlandırılması mı söz konusu? 569 bin ağır engelliye ailenin gelirine göre yapılan evde bakım yardımının, çalışan maaşlarına yapılan son zamlar ile gelirin görece artmış olması ve evde bakım yardımı yönetmeliğinde yapılan değişik ile durdurulacağı korkusu aileleri huzursuz hale getirdi. Evde Bakım Yardımı 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunun ek 7'nci maddesi uyarınca Engelli Sağlık Kurulu Raporunda tam bağımlı/ağır engelli ibaresi olan ve hanede kişi başına düşen geliri net asgari ücretin 2/3’ünün altında bulunan engelli bireylerin evde bakımlarının sağlanması için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca Evde Bakım Yardımı yapılmaktadır. Faydalanıcı sayısı ve nakdi yardım tutarı Evde bakım yardımı uygulaması 2006 yılında başlatılmış olup, 2023 yılı Ocak-Temmuz dönemi için tam bağımlı durumdaki engellisine evde bakmak isteyen ailelere aylık 4.336 TL nakdi yardım yapılmaktadır. 2023 yılı Nisan

İlaç tedarikinde kriz kapıda!

  Multipl Skleroz hastaları, Sosyal Güvenlik Kurumu ile ilaç firmaları arasındaki gerilim nedeniyle mağdur edilmemeli, duyguları sömürülmemelidir. Roche firması kamuoyuna yaptığı bir açıklama ile ruhsat sahibi oldukları ve 2018 yılından beri Türkiye’de bir grup Multipl Skleroz (MS) hastasında kullanılan Ocrevus isimli ilacının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafında ‘pasiflendiğini’ ve bu durumun MS hastalarının tedavisinde aksamaya yol açacağını bildirerek SGK’yı bu girişiminden vaz geçirmek üzere kamuoyunu tepki vermeye davet etmiştir. SGK ise MS hastalarının ilaca erişim konusundaki kaygılarını giderecek bir açıklamayı henüz yapmamıştır. Türkiye’nin en kritik seçimlerinde bile maalesef gündem olamayan sağlık ve tıbbi hizmetler ancak vatandaşın canı yandığı zaman tartışılabilmektedir. Sağlık alanında sorunlar seçim döneminde de tüm ağırlığıyla süregeldi. Ancak vatandaşların bazı ilaçlara erişememesi, birçok kamu hastanesinde tıbbi malzeme eksikliği nedeniyle ameliyatların yapılama