Hekimlere yapılan döner sermaye ödemelerinin azalacağına ilişkin tereddütler üzerine kısa bilgi notu;
Genel sağlık sigortası (GSS) prim
borcunu ödeyemeyen vatandaşlara getirilen sağlık hizmetine erişim engelinin (kısıtlamanın)
kaldırılmasının 31.12.2019’a kadar uzatılması; bu durumun ortaya çıkaracağı
mali yükün kamu hastanelerinin döner sermayeleri tarafından karşılanacağı ve
böylece hekimlere yapılan döner sermaye ödemelerinin azalacağına ilişkin
tereddütler üzerine kısa bilgi notu;
Adalet ve Kalkınma Partisi, kısa
vadeli siyasal kazanım için sosyal güvenlik sistemine sürekli müdahale etmekte;
her seçim
döneminde oy avcılığı için vatandaşlara adeta sadaka verir gibi prim borcu ertelenmesi,
silinmesi, prim teşviki, prim indirimi vb. uygulamalarını gündeme
getirmektedir.
Bilindiği üzere
31 Mart yerel seçimleri öncesi 29.3.2019 tarihli ve 859 Sayılı Cumhurbaşkanı
Kararı ile GSS prim borcunu ödeyemeyenlerin Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarına
ait sağlık tesisleri ile devlet üniversite hastanelerinden sağlık hizmeti
almaları ile ilgili kısıtlamanın kaldırılması 31.12.2019 tarihine kadar yeniden
uzatıldı. Kararda “Bu
maddenin uygulanmasıyla ilgili olarak ortaya çıkabilecek tereddütleri
gidermeye, döner sermaye ödemeleri ve uygulamaya ilişkin diğer usul ve esasları
belirlemeye Sağlık Bakanlığı yetkilidir." hükmü yer almaktadır.
Ancak sosyal
medya ortamında yaygın olarak özellikle hekimlerden “Bugünden itibaren, yeşil
kartlıların tedavi giderleri, tedavinin yapıldığı kurumun döner sermayesinden karşılanacak.
Bu nedenle kamuda çalışanlar, artık döner sermayeden yapılan sabit ödeme dışında
ek ödemeyi zor alır.’’ Mesajı yayımlanmaya başladı.
Konuya ilişkin ‘’Sosyal güvencesi
olmayan yurttaşların sağlık hizmetinden yararlanması borçların ötelenmesi ve
aflar yoluyla siyasi rüşvet ve sadaka olarak değil, sosyal devletin gereği olarak genel bütçeden sağlanmalıdır.’’başlıklı
yazımız 30.03.2019 tarihinde Birgün gazetesinde yayımlandı.
Seçim sonrası Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri
Genel Müdürlüğü 09.04.2019
tarih ve 23642684- 010.99 –
572 sayılı “GSS primi borcu nedeniyle sağlık hizmeti alamayan kişiler”hakkında
uygulamaya dair duyuru yayımladı.
Bu yazının amacı sosyal medya ortamında konuya ilişkin gerçeklerle
uyumlu olmayan mesajlar veren hekimlerin tereddütlerini gidermeye katkı sunacak
bilgileri paylaşmaktır.
1- Yeşil Kart uygulaması 2012 yılında kaldırılmıştır.
Hali hazırda böyle bir uygulama yoktur. Sosyal güvencesi olmayan vatandaşlardan
gelir testine girip aylık gelirinin ailede birey başına asgari
ücretin 1/3’ünden az olduğu saptananların primleri genel bütçeden SGK bütçesine
aktarılmakta ve bunlar diğer sigortalılar gibi kamu sağlık kurumlarından sağlık
hizmeti almaktadırlar. Diğerlerinden farklı olarak sadece özel sağlık
kuruluşlarından sağlık hizmeti alamamaktadırlar.
6284 sayılı Torba Kanunun
getirdiği bir düzenleme ile aylık geliri asgari
ücretin 1/3’ünden fazla olan vatandaşlar ise gelirleri ne olursa olsun 2019
yılı için aylık sabit 76.75 TL GSS primini ceplerinden ödemektedir.
Getirilmiş olan kısıtlamanın kaldırılma süresinin
uzatılması, aylık geliri asgari ücretin
1/3’ünden fazla olan ve GSS primini kendi cebinden ödeme zorunluluğu
olan, ancak bu primi ödeyemeyenleri ilgilendirmektedir.
Son 2 yılda prim
borçlarının ödenmesi için getirilen son tarihin 3 kez uzatılmasına, faizlerinin
silinmesine ve 12 -18 ay gibi uzun taksitlendirmelere karşın vatandaşlarneden
hala GSS prim borçlarını ödeyememektedirler?
GSS
prim borcundan dolayı sağlık hizmetine erişimi kısıtlanmış olan yani “müstehak
olmayan” vatandaşların sayıları konusunda resmi bir veri olmamakla birlikte Sosyal
Güvenlik Kurum Başkanının kamuoyuna yaptığı bir açıklamada bu sayı 4,5 milyon
olarak belirtilmişti.
2 - SGK,
SUT kapsamında özel hastane, üniversite hastanesi veya Sağlık Bakanlığı
hastanelerinden aldığı sağlık hizmetleri için hizmet başı ödeme, paket fiyat
ödeme veya her iki yöntemin kullanıldığı karma ödeme ile götürü usulü global
bütçe ödemesi yöntemlerini uygulamaktadır.
3 - SGK,
Sağlık Bakanlığı bünyesindeki sağlık kurum ve kuruluşlarının sunduğu sağlık
hizmetlerini 5510 sayılı Kanununun 73 üncü maddesinin 8 inci fıkrasına göre
Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından müştereken belirlenecek
usul ve esaslar çerçevesinde, yapılacak hizmet alım sözleşmesine göre satın
alır ve geri ödemeyi Global Bütçe protokolü
ile yapar.
4- Söz konusu protokolde; sosyal güvence
kapsamında bulunan kişilere sunulan sağlık hizmetleri karşılığında Sağlık
Bakanlığına ödenecek toplam tutar, belirlenen tutarın hangi geri ödeme kurumu
tarafından, hangi tarihte, ne miktarda ödeneceği gibi hususlar
düzenlenmektedir. Global bütçe şartlarına ilişkin taraflar arasında mutabakat
sağlandıktan sonra SGK ile Sağlık Bakanlığı arasında “Götürü Bedel Hizmet Alım
Sözleşmesi” imzalanmaktadır. Sağlanan mutabakat gereğince tespit edilen global
bütçeyi aşan alacak miktarları her yıl çıkarılan Bakanlar Kurulu kararına göre
terkin edilmektedir. 2018 yılı için belirlenen Global
Bütçe tutarı36 Milyar 600 Milyon TL olup bunun 36 Milyar 356 Milyon TL’si
Sosyal Güvenlik Kurumunca, 244 Milyon TL’si ise Merkezi Yönetim Bütçesinden
ekli ödeme planı doğrultusunda karşılandığı belirtilmektedir.
5- Bu Protokolün tarafları,
Maliye Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’dır.
- SUT
temelinde ele alınan global bütçe uygulamasının ülkemizdeki genel seyrine
baktığımızda; ilk olarak 2009 yılında Sağlık Bakanlığı ile başladığını ve son
yıllarda üniversite hastanelerinin de kısmen katılımıyla biraz daha kapsamının
genişlediğini görmekteyiz. Sağlık Bakanlığına yönelik uygulanan global bütçe
hastane bazlı değildir. Sağlık Bakanlığına (Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumuna)
bağlı tüm sağlık kurum ve kuruluşlarının genel olarak hizmet hacmi dikkate
alınarak yıllık bir tutar belirlenmekte ve 12 ay üzerinden aylık bazda ödeme
yapılmaktadır. Bağlı hastanelere bu tutar yıllık topladıkları performans
puanları çerçevesinde Sağlık Bakanlığı tarafından pay edilerek döner
sermayelerine aktarılmaktadır. Doğrudan SGK tarafından hastanelere herhangi bir
ödeme yapılamamaktadır.
Üniversite
hastanelerinde de global bütçe uygulaması başlamış olup her geçen gün global
bütçeye geçen üniversite hastanesi sayısı da artmaktadır. Üniversite
hastanelerine yönelik global bütçe uygulaması hastane bazında uygulanmakta,
bütçe miktarı da yıllık ve genel olarak hizmet hacmi dikkate alınarak
belirlenmektedir. Özel sektörde ise SUT kapsamında belirlenen işlem ücretlerine
göre düzenlenen fatura karşılığı ödeme gerçekleştirilmektedir.
Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından
yayımlanan duyuruda ise özetle şunlar belirtilmektedir:
Mezkur ‘Cumhurbaşkanı Kararı’ kapsamında sunulacak sağlık hizmetleri için
aşağı belirtilen tutarlar, hizmeti veren sağlık kuruluşu tarafından kişilerden
tahsil edilerek döner sermayeye gelir kaydedilecektir:
a)Başvuru
başına ikinci basamak resmi sağlık hizmet sunucularında 6 (altı) TL,
üniversiteler ile birlikte kullanılan Bakanlığımıza bağlı eğitim ve araştırma
hastanelerinde 7 (yedi) TL, Devlet üniversite hastanelerine bağlı üçüncü basamak
sağlık hizmeti sunucularında 8 (sekiz) TL,
b)Sağlık
hizmet sunucusu tarafından temini zorunlu olup hayati öneme haiz olmayan ortez
ve protez fiyatının yüze 20'si oranında tutar (Bu tutar her bir ortez ve protez
için brüt asgari ücretin yüzde 75’ni geçemez).
c)Bu ‘Cumhurbaşkanı Kararı’ kapsamında sunulan
sağlık hizmetleri için herhangi bir kuruma fatura düzenlenmeyecektir.
Uygulamanın
yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde yürütülmesinin Bakanlığımıza bağlı
hastaneler ile devlet üniversite hastanelerine tebliği hususunda; gereğinin
yapılması istenmiştir.
Buna göre prim borcu
olanların almış olduğu sağlık hizmeti için daha önce SGK’ ya ödenen tedavi
katılım payları bu düzenleme ile hizmeti veren kamu sağlık kurumları döner
sermayelerine gelir olarak kaydedilecektir. Bu vatandaşlara verilen sağlık
hizmetinin bedeli zaten götürü usulü belirlenen global bütçe çerçevesinde
karşılanmaktaydı. Dolayısıyla bu af nedeniyle hastanelerin döner sermayelerine
özel olarak bir yük söz konusu değildir.
Bazı hekim
arkadaşlarımızın sosyal medyada yayımladıkları ve yaydıkları ‘’ Bugünden itibaren, yeşil kartlıların tedavi
giderleri, tedavinin yapıldığı kurumun döner sermayesinden karşılanacak. Kamuda
çalışanlar, artık sabitin dışında döneri zor alır.’’ mesajı mevcut bilgiler
çerçevesinde gerçeği yansıtmamaktadır.
Ancak bu
konudan bağımsız olarak 2015 Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporunda belirtilen;
Sağlık Bakanlığına bağlı kamu
hastanelerinin ve birçok üniversite hastanesinin “esasen ortada döndürülen bir sermaye olmadığı, mali gücünün yetersizliği,
çok ciddi bir borç yükü altında olduğu ve kısa vadeli borçlarını
karşılayamaz durumda olduğu’’tespiti de unutulmamalıdır.
Dr.
Ergün DEMİR
Dr.Güray KILIÇ
emeğinize Sağlik..
YanıtlaSil